ATEŞTEN UZAK DURACAĞIM

13.5K 436 85
                                    

"İntikam gününü..."

İçimden son saniyelerimi sayıyordum. 5...4...3...2 ve derin bir nefes aldığımda zil çalmıştı ve 1. Yerimden kalktığım an Ateş kolumdan sertçe tutarak geri oturttu. Hocaya sesleneceğim sırada hoca çoktan çıkıp gitmişti. Kelimenin tek anlamı ile sıçtın Alev.

Ateş kolumu öyle sert tutuyordu ki. Canım çok acıyordu. Savaş ve Emir yanımıza geldiğinde Ateş kolumdan tutarak sıramdan kaldırdı ve çıkışa doğru sürüklemeye başladı. Arkadan Balımın sesini duymuştum.

"Emir durdur Ateşi" ne yapabilirdi ki? Döver mi? Yok ya bir kıza el kaldıracak değil demi? Ateş sinirli bir şekilde beni aşağı kata indirmişti. Beni bir odaya soktuğunda birinin bizi görmesini ummuştum. Ama herkes daha yeni yeni sınıftan çıkıyordu. Etrafıma baktığımda burası bir depoydu. Kaçmak için kapıya bakmıştım. Ama Savaş ve Mert kapıda duruyordu. Ateş soğuk bir şekilde üstüme doğru geliyordu.

"Ne o sustun? Sınıfta olduğu gibi beni aşağılasana" dediğinde ettiğim lafları keşke dilim kopsa da söylemeseydim diye düşünmeye başladım. Sırtıma soğuk bir şey değdiğinde irkilmiştim. Ateş önümde duruyordu. Kaçacak bir yerim yoktu.

"Ama oldu mu? Az önce ki cesaretine ne oldu Alev Gürsoy" adımı ağzından duyduğumda sertçe yutkundum. Çünkü ilk kez söylüyordu. Kapı birden açıldığında öğretmen olduğunu düşündüm. Ama gelen Emirdi. Ağır adımlarla yanımıza doğru geldi.

"Ateş"

"Karışma Emir" dedi soğuk bir şekilde gözlerini gözlerimden ayırmadan adında olduğu gibi gözlerinin içi ateş topuydu.

"Oğlum kız seni bilmiyor. Tanımıyor. Bırak gitsin"

"Tanıtalım o zaman " dediğinde elini cebine attı. Hayır silah mı çıkartacak. Yada...Gördüğüm şeyle gözlerim büyümüştü. Elinde gümüş bir bıçak vardı.

"Abi saçmalama" diye Mert atladı. İlk kez ona hak veriyordum. Ateş, Mert'e öyle bir bakmıştı ki geri çekildi. Bunlar gerçekten Ateş'ten korkuyorlar sadece Emir... Korkmuyor.

Emir "Mert haklı. Ne yapacaksın?" dedikten sonra bana baktı. Gözlerinde ki hüznü gördüm. "Kız zaten senden baya korkmuş baksana gözlerine" dediğinde Ateş boş gözlerle bana baktı. Sesimi zar zor bularak konuştum.

"Özür dilerim tamam mı? Seni bilmiyordum... Lütfen bırak" dediğimde Ateş bana daha çok yaklaştı. Dibimde durdu ve bir elini duvara koydu. Gözlerim Emir'e gitti. Pes eder gibi Ateşin omzuna vurdu.

"Tamam istediğini yap ama kız seni bilmiyordu" dedikten sonra uzaklaştı. Hayır...Hayır Emir gitme. Ateş birden çenemden tutup ona bakmamı sağladı. Elli çenemdeydi ve tuttuğu yer sanki cehennem gibi kavuruyordu. Birden çektiğinde sıcaklığı yavaşça yok oldu. Bıçağın ters metal tarafını boynuma sürtmeye başladığında gözlerimi kapattım ve yumruklarımı sıkmaya başladım. Ateş'in sesini kulaklarımda hissetmiştim.

"Bu özel günü asla unutmayacağım Alev" dediğinde kaşlarımı çattım. Ve gözlerimi korkarak ona çevirdim.

"Ne özel günü?" dedim zor güç ve korkarak, Ateş bir adım benden uzaklaştı ama buz kadar soğuk gözlerini gözlerimden uzaklaştırmadan tek bir seferde söyledi.

"İntikam gününü" dediğinde omurgamdan aşağı soğuk bir ürperti oluştu. Ne intikamından bahsediyordu? Düşürdüğü durum ona yetmedi mi? Başka bir şey mi planlıyordu.

Ateş gümüş bıçağını cebine attı ve arkasını dönerek kapıdan çıktı. Savaş ve Mert onu takip ederken Emir bana son kez baktı.

"Alev aklın varsa Ateş'e yaklaşma, inatlaşma bir daha böyle kolay bırakmaz" dediğinde başımı hızla salladım. Başı ile onayladı ve o da çıkıp gitti. Elimi kalbime attım ve derin derin nefes almaya çalıştım. Nereye düşmüştüm ben... Burası nasıl bir okul. Derin bir nefes alarak dışarı attım kendimi kimseye yoktu. Teneffüs bitmiş olmalı. Bu kafa ile derse giremezdim. Bahçeye çıkıp temiz havayı içime çektim. Ateş intikam derken ne yapabilirdi ki? Aklım sürekli o cümlesini tekrarlıyordu.

Takıntılı Sosyopat ( KİTAP OLDUU!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin