Annem içeriye girdiğinde merdivenlerden bir ses geldi. Emir ve Balım aşağıya inmişti.
"Merhaba Balım kızım"
"Merhaba Sertap Teyze" Balım çekingen bir şekilde yanıma gelmişti. Annem Ateş ve Emir arasında gidip geliyordu.
"Alev kızım, bu deli kanlılar kim peki?"
"Okuldan arkadaşlarım anne. Hani sana proje ödevinden bahsetmiştim ya. İşte o arkadaşlar bunlar. " Dedikten sonra Emiri gösterdim. "Bu Emir" dediğimde Emir bir adım öne çıktı.
"Merhaba efendim. Ben Emir. Emir Karahan" çok nazik bir şekilde annemle el sıkışmışlardı.
"Merhaba delikanlı " dedikten sonra annem Ateşe döndü. Ben Ateş'i tanıtacağım sırada Ateş kendini tanıttı.
"Merhaba efendim. Ben Ateş, Ateş Ozansoy. Size rahatsızlık vermek istemezdik. Ama ödevimiz o gün yarım kalmıştı. Zamanımızda azaldığı için buraya geldik. Tekrardan özür dileriz." Ateş öyle güzel konuşmuştu ki. Ağzım açık bir şekilde ona bakıyordum. Son derece kibar ve centilmen bir şekilde, annem gülümseyerek elini sıkmıştı.
"Hiç sorun değil çocuklar. " dedikten sonra annem tekrar Ateş'e döndü. "Yoksa sen Rüzgar Ozansoy'un kardeşi misin?" dediğinde Ateş gülümseyerek annemi onayladı.
"Evet Rüzgar Ozansoy'un kardeşiyim. Biz size rahatsızlık verdik. Projemiz zaten bitti. En iyisi biz gidelim. " dediğinde annem itiraz etti.
"Öyle olmaz. Geçin içeriye oturun. Ortalığa baktığıma göre yemek yememişsiniz. Akşam yemeği yemeden gidemezsiniz" dediğinde şok içinde anneme baktım. Bırak işte gidiyorlar. Ne tutuyorsunuz ki.
"Size zahmet vermeyelim" dediğinde annem gülerek onları içeriye almıştı.
"Hiç öyle düşünmeyin." Dedikten sonra bana bakmıştı. Ateş ve Emir salona geçerken annemde mutfağa doğru ilerlemişti. Balımla birbirimize baktığımızda onunda benim gibi şaşırdığını anlamıştım.
"Az önce kibar bir şekilde konuşan, bizim Ateş ve Emir'di demi?" dediğimde Balım başını salladı. Gerçekten de bunlardan korkulur. Bir anda nasıl iyi çocuklara bürünmüşlerdi. Salona geçtiğimizde Emir elinde telefonla oynuyordu. Ateş ile soğuk bakışlarını üzerimden ayırmıyordu.
"Alev?" annemin sesi ile ona bakmayı bıraktım. Ve annemin yanına gittim.
"Kızım hadi bana yardım et" dediğinde istemeyerek de olsa o sosyopatlara yemek yapmaya başladık.
Yemekler hazırdı ve Balımla birlikte masayı hazırlamıştık. Emir, Balımı sinir etmek için arada ona takılıyor ve gülüyordu.
Emir "Balım, canım arkadaşım bir bakar mısın?" dediğinde Balım salata tabağı ile Emire dönmüştü. Emir gülerek onun resmini çektiğinde Balım sinir küplerine binmişti.
"Emir beni deli etme sil o fotoğrafı" dediğinde Emir bilmezlikten geldi.
"Ne fotoğrafı"
"Emir!" diye üstüne yürüyeceği sırada annem mutfaktan çıkmıştı. Emir gülerek " Sertap teyze neden zahmet ettiniz ki." Dediğinde Balım geri adım atmıştı.
"Olur mu öyle hadi gelin." Diyerek annem bizi masaya çağırmıştı. Emir gülerek Balımın yanına oturmuştu. Ateş yüzüne yalandan bir gülümseme ekledi ve yanıma oturmuştu. Annem önümüzdeki kaseleri aldı ve çorbaları doldurdu.
Yemek başladığı andan itibaren kimse konuşmuyordu. Emir " Ellerinize sağlık çorba çok güzel olmuş" dediğinde annem gülümsedi. "Afiyet olsun. Ama çorbayı Alev yaptı." Dediğinde Ateş kafasını hafif kaldırıp bana kısa bir süreliğine bakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Takıntılı Sosyopat ( KİTAP OLDUU!)
Teen FictionBambaşka bir şehirde hiç beklemediği bir hayat Alevi bekliyordu. Annesi ve babasının boşanması ile Bursa'ya taşındılar. Şan şöhret hayatlarını İstanbul da bırakmışlardı. Artık farklı bir hayatları vardı. Taşındığı semtte hiç beklemedik olaylar geliş...