~Gizemli Kişi ~

9.5K 350 103
                                    

"ben ağlamayacaktım. Bulutlar benim yerime ağlayacaktı."

Hayat çok garipti. İnsanı bir şey yapmak çok değiştirir miydi? Beni değiştirmişti. Bursa'ya taşınmam ile sadece dostlarım ve evim değil. Ben ... Ben değişmiştim. İstanbul'da şımarık kız gitmişti onun yerine farklı adını bile koyamadım bir kız gelmişti.

Bahçede hiç kimse yoktu. Zil çoktan çalmıştı ve büyük ihtimalle derste başlamıştı. Ama ben girmedim. Dışarıda durarak kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Aklıma dün gece okuduğum kitaptaki söz gelmişti . "Yeni bir hayata başlarsın ve hayat sana yeni bir misafir yollar " Biz annemle yeni bir hayata başlamak için buraya geldik. Her şeye yeniden başlıyor ... Her şey öyle yeniden başladı ki durduramıyordum. O kadar çok yorulmuştum ki nefesimi her dışarı verdiğimde bir şey olacak diye korkuyordum.

"Dalmışsın yine Alev?" daldığım düşüncelerimle sıçrayarak yanıma oturan kişiye baktım.

"Geldiğimden beri hayatımın nasıl değiştiğini düşünüyordum" dediğimde Bartu düşünceli bir şekilde bana baktı.

"Nasıl yani? Anlatmak ister misin?" dediğinde derin bir nefes aldım. Bartu aynı Balım gibiydi. Çok sıcak kanlı bir dosttu.

"Buraya ilk geldiğim gün Ateşle tanıştım" dediğimde Bartu gülmeye başladı.

"Baya Şanslısın" dediğinde gözlerimi devirdim. "Ya sorma baya hem de" dediğimde Bartu gülmeyi bıraktı.

"Peki sonra?"

"Okulun ilk günü müdürün odasında onu tekrar gördüm. Ben onu sadece 1 kere göreceğimi düşünürken evren  sürekli onu karşıma çıkarttı. Tehditler verdi, zarar verdi ..." dediğimde Bartu sinirli bir şekilde yüzüme bakıyordu.

"Ateş hep öyleydi. Herkes ondan korkar, susar, boyun eğerdi. Sadece Balım ve ben bunu çok saçma buluyoruz." Dediğinde aynı anda "Sanki okul onun ve arkadaşlarının" dediğimizde gülerek birbirimize bakıyorduk. Bartu'nun gülmesi dinlerken eli ile boynumu gösterdi.

"Neden fular takıyorsun?" dediğinde acı bir şekilde gülümsedim. "Seviyorum" dediğimde Bartu gülerek kaşlarını çattı.

"Yalanın berbat. Gerçekten neden takıyorsun?" dediğinde cevap vermedim. Gözlerimi bulutlara çevirdim. Ona anlatmalı mıyım? Bir erkeğe içimi dökmeli miyim? Bilmiyorum. Elim boynuma gitti ve fuları çözdüm.

Bartu boynumu gördüğünde susmuştu. Ama gözlerinin içi sinirle parlıyordu. Dişlerini sıkarak "Tahmin edeyim Ateş yaptı demi bunu" dediğinde gözlerim dolu bir başımı salladım ve fuları geri bağladım.

"O yüzden okula gelmedin. Çünkü korktun daha ileriye gider diye," sinirle Ateş'e sövmeye başlamıştı. "Ateşten her şeyi beklerim ama bu kadarını asla beklemezdim" dediğinde yağacak olan bulutlara çevirdim gözlerimi, ben ağlamayacaktım. Bulutlar benim yerime ağlayacaktı.

"Tutma" dediğinde ona döndüm. Kaşlarımı hava kaldırarak "Neyi?" dedim. Bartu bir kolunu omzuma attı.

"Ağlayacaksın, ama tutuyorsun. Tutma bırak gitsin. En azından içinde fırtına kopacağına dışında fırtına kopsun" dediğinde gözümden bir yaş yanağımdan süzüldü. Sonra bir tane daha ... bir tane daha ve bir tane daha ... Bartu'ya sarılarak içimdeki bütün acıları ağlayarak atıyordum. Buraya ilk geldiğimden beri tuttuğum bütün gözyaşlarımı ve acılarımı ağlayarak Bartu'ya anlatıyordum. O ise yorum yapmadan sadece bana destek çıkıyordu. Teneffüs zili çalana kadar Bartu ileydim. İçimi dökmek iyi gelmişti. Biraz daha iyiydim.

"Teşekkür ederim Bartu. Çok iyi bir dostsun" dediğimde gülerek bana sarıldı.

"Tabi iyi bir dostum. Benim gibisini asla bulamazsın sümüklü" dediğinde gülerek ona baktım. Gerçekten de Bursa'ya geldiğimde en iyi yaptığım şey Balım ve Bartu ile tanışmaktı. Tek iyi yönü bu. Onlar gibi gerçek dostlarım ve kardeşlerim olmuştu.

Takıntılı Sosyopat ( KİTAP OLDUU!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin