Balıma biraz daha konuştuktan sonra gitmişti. Her şeyi apaçık ortadaydı. Ama biz kör gibi uzaklara bakıyordur. Etrafımıza bakmıyorduk. Balım gittiğinde hemen Ateş'i aradım ama telefonu kapalıydı. Ona ulaşamıyordum. Emir, Savaş ve Mert'e aynı şekilde hepsinin telefonları kapalıydı. Hayır neden o telefonlar kapalı ki! Birinizinki kapalıdır tamam ama dördünüzün ki neden kapalı!
Saat dokuza geliyordu ve ben Ateş'ten bir mesaj yada arama bekliyordum. Bana akşam geleceğini söylemişti ama ortalarda yoktu. Zil sesini duyduğumda hemen aşağı kata doğru koşmaya başladım.
"Ah!" bacağıma giren keskin acı ile hızımı düşürdüm. Sonunda Ateş gelmişti! Kapıyı açtığımda gülen yüzüm anında değişmişti. Gözlerim korkudan iri iri açılırken kaşlarımı çatılmıştı.
"Anne, ne oldu sana" dedim korkarak, annem beni sakinleştirmek isterken arkasında olan adamı gördüğümde sinirim iki katına çıkmıştı. "Annemin yanında ne işin var senin" diyerek annemi tutan ellerine vurarak annemi kendime çektim.
"Alev sakin olur musun yavrum?" annemin yorgun ve yaralı sesi beni biraz daha korkutmaya yetmişti.
"Anne ne oluyor? Neden saçın, başın dağıldı senin, sabah böyle değildin. Ve" diyerek Rüzgara kinli bakışlarımı attım. "Bu adam neden senin yanında!" dediğimde Rüzgar gözlerini devirerek eve girdi.
Rüzgar "Küçük hanım biraz sakin olur musun? Annen bir saldırıya uğradı. Oldu mu? Şimdi kadıncağızı odasına götürüyüm"diyerek annemin kolunu tutacağı sırada engel oldum.
"Sana gerek yok. Ben götürürüm annemi!" dediğimde Rüzgar sinirle güldü.
"Sen nasıl götüreceksin" dedikten sonra bacağımı gösterdi. "Bacağın yaralı ve gücün anneni taşımaya yetmez. Şimdi şımarık hallerini bırak da anneni üst kata çıkartıyım" diyerek annemin koluna girdi ve üst kata doğru götürmeye başladı. Annem hiçbir şey söylemeden Rüzgara ayak uydurdu.
Çıldırmak üzereydim. Sinirle ellerimi saçlarımı attım. Sakin kalmaya çalışıyordum ama hayır! Kalamıyordum. Merdivenlerde ayak sesi duyduğumda sinirle gözlerimi açtım.
"Ah annen kapkaççıların saldırısına uğraşmış çok üzücü, acaba ben oradan geçmiyor olsaydım ne olacaktı" sinirden dolan gözlerime ona baktım.
"Sen yaptın değil mi? "
"Ben mi? Asla ben anneni kurardım" dedikten sonra bir adım yaklaştı ve "Ben yaptım" diye fısıldadı. Sinirden yumruklarımı sıkmaya başladım.
"Sana kardeşimden uzak dur dedim, durmadın, bu sadece başlangıç " dediğinde kaşlarımı daha çok çattım.
"Ne yapacaksın başka, tekrar mı evime birini yollayacaksın, gizli numaradan mı arayacaksınız. " dediğimde Rüzgar gülerek yüzüme baktı.
"Aferin, sonunda buldun! Ama onlar sadece başlangıçtı."
"Ve bitişin olacak, bakalım kardeşin bunları öğrendiğinde ne yapacaksın" dediğimde Rüzgar aniden ciddileşti.
"Bunları kardeşime söylemeyeceğin için sorun yok."
"Neden söylemeyeceğim"
"Çünkü sen bir şey yapacaksın benim için, bunu yaptığında annenden uzaklaşırım ve anne kız mutlu mesut yaşarsınız " dediğinde sol gözümden akan yaşı sildim.
"Senin için asla bir şey yapmam! Şimdi evimden de hayatımdan da defol git"
"Yapacaksın! Aksi taktirde anneni şuracıkta öldürürüm"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Takıntılı Sosyopat ( KİTAP OLDUU!)
Teen FictionBambaşka bir şehirde hiç beklemediği bir hayat Alevi bekliyordu. Annesi ve babasının boşanması ile Bursa'ya taşındılar. Şan şöhret hayatlarını İstanbul da bırakmışlardı. Artık farklı bir hayatları vardı. Taşındığı semtte hiç beklemedik olaylar geliş...