Yalçın "Ayna, ayna hadi söyle, benden daha gamsızı var mı?
Ayna, ayna hadi söyle, benden daha arsızı var mı?" dediğinde kalabalık alkışlıyor, videolar çekiyorlardı. Mikrofonu elime alarak gözlerimi sıkarak şarkıyı söylemeye başladık.
Dünyanın sonuna doğmuşum, ya da ölmüşüm de haberim yok
İyi bilirdik derler elbet ardımdan, bundan büyük bi' yalan yok
Yok, bundan büyük yalan yok
Şarkı bittiği zaman gülüşerek birbirimize bakarken kalabalık bağırarak bizi destekliyordu. Bakışlarım kalabalıkta dolanırken gözlerim onda durmuştu. En köşeye geçmişlerdi. Emir köşeden Balıma sinirli bir şekilde bakıyordu, Savaş ve Ateş öldürücü bakışlarını yanımdaki elimi tutan Yalçına bakıyorlardı. Mert'se bizim masada olan kızlara bakıyordu.
Yalçın hareket ettiği zaman bakışlarını ondan çektim. Birlikte sahneden indiğimiz zaman Yalçın hala elimi tutuyordu.
"Şey...Gidelim mi? Hem bugün çok yorulduk" dediğimde hepsi eşyalarını toplamaya başlamışlardı. Birlikte dışarı çıktığımızda hava soğumuştu. Elimi kollarıma götürdüğüm zaman omuzlarımda bir ağırlık hissetmiştim. Yanıma baktığımda Yalçın siyah kot ceketini çıkartıp omzuma koymuştu. Gülümseyerek yüzüne baktığım zaman parlayan gözlerle bana bakıyordu. Ama arkadan gelen kişileri gördüğümde gülümsemem yarıda kalmıştı. Ateş sinirli bir şekilde Yalçına bakıyordu. Emir hızla yanımıza gelip Balımın kolundan tutmuştu.
"Sevgilim!" diye bastırarak söyledi. Serkan bir adım gerilerken Balım yarı ayık şekilde Emir'e bakıyordu. "Hadi gidelim" dediğinde Balım kolunu hızla çekti.
"Ben gitmeyeceğğiimmm...E-eğğlencee yeni başlıyoorr" dediğinde Emir sinirle kolunu bir kez daha tuttu.
"Emir! Bırağğkk kolumu"
"Balım sarhoşsun beni sinirlendirme! Yürü" dediğinde bu sefer Balımın konuşmasına izin vermeden onu sürükleyerek arabaya doğru götürdü. Balım, Emirin elinden kurtulmaya çalışırken bakışlarım Serkan'a kaymıştı. Kollarını göğsünde birleştirmiş onlara bakıyordu.
Önüme döneceğim sırada omuzlarımda olan ceket birde çekilmişti ve Yalçının yüzüne fırlatılmıştı.
Yalçın "Ne yaptığını sanıyorsun sen!" diye bağırdığında Ateş sinirle deri ceketini çıkartıp bana uzattı. Giymeyeceğimi belli ettiğimde kolumu tutarak giydirmişti.
"Sakın çıkartmaya kalkma yoksa çok kötü şeyler olacak!" dediğinde daha çok sinirlendim. Deri ceketi çıkartacağım sırada beni kendine çekerek önümü kapattı. "Mert!" dediğinde yanımızda bitmişti. "Alevi, odasına bırakın!" dedikten sonra arkasına baktı. "Bende, onun arkadaşları ile tanışacağım. Demi Yalçıncığım!" dedi ellerini birbirine vurarak. Yalçın dik durarak yakalarını düzeltti.
"Olur gel tanışalım, gerçi bildiğim kadar şerefsizin önde gideniymişsin. Kızı üzmüşsün"
"En azından şerefsizim, senin gibi sevgilisi olan kızlara yürümüyorum demi?" dedi üzerine doğru yürüyerek, Mert kolumdan tutup beni arabaya götürmeye çalışırken onu durdurdum.
"Mert saçmalama, durdur onu kavga çıksın"
"Alev yürü hadi, hadi yengecim" dediğinde kolundan kurtuldum.
"Mer-" dememe kalmadan arkamdan büyük bir ses gelmişti. Arkama baktığım zaman Serkan ve Savaş birbirine girmişlerdi. Ateş'e baktığımdaysa Yalçının üstüne çıkmıştı ve yumruklamaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Takıntılı Sosyopat ( KİTAP OLDUU!)
Teen FictionBambaşka bir şehirde hiç beklemediği bir hayat Alevi bekliyordu. Annesi ve babasının boşanması ile Bursa'ya taşındılar. Şan şöhret hayatlarını İstanbul da bırakmışlardı. Artık farklı bir hayatları vardı. Taşındığı semtte hiç beklemedik olaylar geliş...