-GELECEĞİNDEN KAÇ ATEŞ-

10K 378 62
                                    

"Su hiçbir zaman Ateşten korkmaz"

"Ya kız sana yardım etti biliyorsun değil mi! Sen ne yaptın. Bak içeride yatıyor!"

"Kafam yerinde değildi Emir! Biliyorum şuan aşırı derece de pişmanım. Alev ne yaparsa hak ediyorum!"

"Sen o gün yüzünden böylesin! Geçmişte kaldı, geçmişi geçmişte bırak. Bak bu kız seni iyileştirebilir"

" Emir yine boş yapmaya başladın."

"Neyi boş abi. Oğlum içini en iyi ben biliyorum. Çünkü bu duyguları beraber yaşadık. Onlar gittikten sonra abine boyun eğdin. Ne derse yaptın. Onun gibi oldun. Yine söylüyorum bu kız seni o karanlığından kurtarabilir. Ama sen izin vermiyorsun"

"Kurtarabilirdi. Ama artık kurtaramaz. Beni gördüğü yerde kaçar..." uykumun arasında iki kişinin konuşmasını duyabiliyordum ama sesleri algılayamıyordum. Başım, gözlerim çok ağrıyordu. Gözlerimi açamıyordum bile. Bir bağırma sesi duyduğumda gözlerimi hızla açtım. Kalbim deli gibi atıyordu. Ama etrafıma baktığımda kalbimin ritmi daha çok atmaya başladı. Neredeyim ben? Kimin yatağındayım? Hemen kalktım ve etrafıma baktım. Koşarak cama baktığımda nerede olduğumu anlamdım. Burası...Emirin evi. Ama benim burada, bu odada ve bu yatakta ne işim var? Sakinleşmeye çalıştım ve ne olduğunu hatırlamaya başladım. Olanları hatırladığımda saçlarımı çekiştirmeye başladım. Gözlerim dolmaya başladı. Tam karşımdaki aynaya baktığımda bitik bir halde olduğumu anladım. Bunu bana yapan kişi de Ateşti. Gözlerimi ilk kez bu kadar ruhsuz bitik görüyordum. Boynum...Boynumda bir morluk vardı. Ateşin dokunuşu aklıma geldiğinde yumruklarımı sıkmaya başladım. Bir bağırma sesi duyduğumda  temkinli bir şekilde kapıya doğru ilerledim ve dinlemeye başladım. Aklım hala almıyor benim burada ne isim var en son Emir beni Ateşin elinden kurtarmıştı. Ama sonrası...Yok hatırlamıyorum. Emirin sesi tekrar kulaklarıma dolduğunda derin düşüncelerimden sıyrıldım.

" Ah Ateş ah. Bir dinlesen beni!" isyankar bir şekilde konuşuyordu ama ona cevap veren yoktu. Sanırım kendi kendin konuşuyor. Elimi kapıya görürdüm ve yavru kedi misali kafamı kapıdan uzattım. Evet burası Emirin evi. Sesler salondan geliyordu. Korkarak odadan çıkıp salona doğru ilerledim. Emir kendi kendine konuşuyordu. Gözlerim onu bulduğun da korkum tekrar gün yüzüne çıktı. Kalbim deli gibi atıyordu. Emir beni gördüğünde yanıma doğru geldi. Ateş ise kafasını kaldırıp bana baktı. Bal rengi gözlerinin içinde pişmanlık elle tutulacak kadar belliydi. Ateş yanıma doğru geleceği sırada Emirin arkasına saklandım. Ateş bunu gördüğünde gözleri büyüdü. 

Emir kollarımdan tutup ona bakmamı sağladı ve " iyi misin Alev?" dedi. Emir'e bakarak gözlerimi Ateşten kaçırdım.

"Neden ben buradayım? " dedim çekingen ve bir o kadar sesimde korku içererek.

Emir " Yolda bayıldın..."diyerek elini ensesine attı. Benim bakışlarım korkarak Ateşe kaydı. Gözlerini kısmış tehlikeli bir şekilde Emir ile bana bakıyordu.

"Emir beni eve bırakır mısın? A-anne merak etmiştir"

"Sertap ablanın yanımızda olduğunu biliyor" nasıl? Annem buna nasıl izin verdi? Dur Alev sakin ol. Bu iki sosyopat bir yalan uydurup anneme ona inandırmıştır.

"Anneme nasıl bir yalan söylediniz?"

" Yalan mi bilmiyoruz ama şunu söyledim. Kafasını dağıtmak için akşam eve gelmek istemiyor o yüzden telefonu kapalı dedim. Tabi annende bunu anlayışla karşıladı. Sanırım İstanbul'da da bunu yapıyor muşsun?" dediğinde şaşırarak ona baktım.

"T-tamam olsun ben yine de gitmek istiyorum. Burada durmak istemiyorum" son kısımda vurgu yaparak ve Ateşe bakarak söylemiştim. Emir bir şey söylemeden Ateşe baktı

Takıntılı Sosyopat ( KİTAP OLDUU!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin