"Bazen öyle konuşacaksın ki karşındaki cevap veremeyecek."
Ateşin dudaklarından çıkan kelime ile sanki yer ayaklarımın altından kayıyor gibi hissetmiştim
"Alev?" diyerek Mert kollarımdan tutarak beni kendi yerine oturtmuştu. Ateş ise sakin kalmaya çalışarak bana bakıyordu.
"Doğruyu söylüyorsun değil mi? Yine kafan güzel değildi demi?" dediğimde Ateş başını hızla salladı ve Emir araya girdi.
"Dün Ateş bizim mekana gitmişti Alev. Gece üçe kadar oradaydı. " dediğinde korkum daha çok artmıştı. O kimdi o zaman? Evime nasıl girmişti! Ellerim tir, tir titriyordu.
"Kimdi o? Odama giren evime giren kimdi? Saçlarıma dokunan kimdi? B-beni öpen k-kimdi!" boğazıma bir yumru oturarak ağlamaya başlamıştım. Korku bedenimi ele geçirmişti. Hırsız mıydı? Ama neden ilk benim odama gelmişti?
Ateş sinirle diz çöktü. "Saçlarına mı dokundu!" dedi ürpertici bir ses ile, ağlamaktan ona cevap veremiyordum
"Cevap versene!" diye bağırdığında başımı hızla salladım. Ateş sinirden köpürmeye başlamıştı. Kim? Kim benim evime girdi? Evime dün gece rahatça giriyor ise kim olabilir.
"Hırsız olabilir mi Abi?" uzun sessizliğin ardından Emir konuşmuştu
Mert yorum yapmıyordu. Beni sakinleştirmeye çalışıyordu. " Hırsız ise neden direk Alevin odasına giriyor. Alt katı dolaşmadan!" diye Savaş araya girmişti. Ateş hiç konuşmuyordu. Sinirli bir şekilde duruyor ve düşünüyor gibiydi.
"S- sen gelmedin demi ? " sonunda ağlamaktan konuşabilmiştim. Ateş sert yüz hatları ile bana baktı
" Alev az önce de söyledim. Ben senin evine girmedim. Senin evine giren seninle bir derdi olan olmalı. Hırsız dediniz hırsız evi soyar gider ama bu kişi senin odana girip saçlarını dokunan adi orospu çocuğu!" Ateş benden çok sinirlenmişti. Onu ilk gördüğümdeki haline bürünmüş gibiydi. Çok korkutucuydu. Normalde keskin olan yüz hatları şimdi daha da belirgindi. Çene kası öyle belirgindi ki ben buradayım diye bağırıyor. Gözleri iyice kararmıştı. O güzel bakan bal rengi gözleri şimdi kahverenginin en koyu ve karanlık haline bürünmüştü. Yumruklarını öyle bir sıkıyordu ki eklem yerleri bembeyazdı. Kol damarları aşırı belirgindi şuan karşımda olan Ateş. Karanlık ve korkucu bir Ateşti
" Savaş Mert hemen Alevin evine gidin ve caddedeki güvenlik kameralarına bakın! " sesi emir veriri gibi ve sert çıkmıştı.
Mert hızla yerinden kalktığında Savaşta peşinden kalkmıştı. İkisi sınıftan çıkarken ben Emir ve Ateşle kalmıştım.
Emir " hiç seni takip eden birisi var mıydı Alev? Yada tehdit eden birisi var mı?" dediğinde başımı iki yana salladım. Birisi beni neden takip etsin ki ? Yada tehdit etsin anlamıyorum.
"Hayır hem neden birisi beni takip etsin yada bu şekilde tehdit yollasın ki?" dediğimde Ateş araya girdi
" yine birinin damarına basmış olmayasın. Sonuçta bu senin her zamanki halin " dedi iğneyeceli ve bir o kadar sert bir ses ile,
"Biri bana bulaşmaz ise bende ona diklenmem" dediğimde Ateş gözlerini abartılı bir şekilde devirmişti. Ya benim evime girip ya girmiyorum diyor ise ama neden? korkar mı ? Ateş ? Ah sanmıyorum Ateş girseydi direk söylerdi.
" Has siktir lan! Ciddi ciddi girdin mi ? Ben şaka yapıyorsun sanmıştım " Aramızdaki uzun sessizliği Ulaşın sesi ile bozulmuştu. Hepimiz oraya dönmüştük. Oğuz her zamanki gibi karanlık haline bürünürken Ulaş her zamanki gibi şebek halindeydi. Bakışlarım Ateş ve Emire kaydığında öldürecekmiş gibi bakıyorlardı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Takıntılı Sosyopat ( KİTAP OLDUU!)
Teen FictionBambaşka bir şehirde hiç beklemediği bir hayat Alevi bekliyordu. Annesi ve babasının boşanması ile Bursa'ya taşındılar. Şan şöhret hayatlarını İstanbul da bırakmışlardı. Artık farklı bir hayatları vardı. Taşındığı semtte hiç beklemedik olaylar geliş...