22.Bölüm

7.7K 407 15
                                    

Helen onu o haydutların elinden kurtaran çocuğun Alex olduğunu anladığında gözyaşlarına hakim olamadı. Her gece rüyalarında ona tekrar geleceğini söyleyen küçücük yaşına rağmen çocuğun çelik mavisi gözlerini unutamadığı o günleri hatırladı.

Onların kaderi yıllar önce birbirlerinin olmak için yazılmıştı. Adam tatlı tatlı onun boynunu öperken, biranda parmaklarını onun çenesine koydu ve göz göze gelmelerini sağladı.

"Neden ağlıyorsun, canını mı yaktım"

Helen başını iki yana salladı ve kollarını onun boynuna dolayıp başını da göğsüne dayadı. Seni kader tekrar benim karşıma çıkardı diye içinden söyledi. Adamın çıplak göğsündeki yaraları okşarken onun delikanlılıktan bu yana ne kadar değiştiğini yeni yeni fark ediyordu.

O zamanlarda da yüzü tıpkı şimdi olduğu gibi son derece serti ama yıllar ona acı tecrübeler yaşatmış olacak ki yüzüne bakıp da ne hissettiği kesinlikle anlaşılmayacak bir erkek olmuştu.

Ulaşılması zor, anlaşılması imkansız bir erkek gibi görünebilirdi ama Helen onun gözlerindeki ufakta olsa ona karşı olan parıltıyı görebiliyordu.

Bunun için mücadele edecekti. Alex'e olan sevgisini bir gün bile sakınmadan gösterecekti. Başını onun göğsünden kaldırdı ve umut dolu gözlerle adama baktı.

"Mmm. Sıcacıksın" dedi bir yandan da ince parmaklarıyla adamın sert göğsünü okşamaya başlamıştı. Alex onun dokunuşu altında gerildi ve nefesi sıklaştı.

Helen büyük bir galibiyet kazanmış gibi gülümsedi ve avcunun altında hızla atan adamın kalbinin üzerine bir öpücük kondurdu.

"Helen"

Adamın kısık ama tutku dolu sesi, Helen'in nefesini kesti. İsminin böylesine ahenkle sevdiği adam tarafından söylenmesi büyüleyici bir şeydi.

"Artık odana git"

Adamın yutkunması ve sıkılı çene kasları kendini zor kontrol ettiğinin kanıtıydı. Helen ona kendini tutmamasını söylemek istese de adamın bu gece için yeterince zorlandığını bildiği için parmak ucuna yükseldi ve yanağına yumuşacık bir öpücük kondurup ondan uzaklaştı.

"Bana izin ver kalbimi sana açmama müsaade et."

Alex sıkıntılı bir nefes aldı ve "Helen sen benim için fazla kusurs-"

Genç kız itirazla başını sallayıp, parmağını adamın dudaklarına dayadı. "Bana evet de, kusursuz falan değilim ben" dedi biraz hırçın bir şekilde.

Alex'in yüzü sert olsa da sözleri yumuşaktı. Ona doğu yaklaştı avcunu onun yanaklarına koydu ve." Hadi yatağına git, Helen" dedi.

Helen itirazla kaşlarını çattı ve kollarını göğsünde birleştirip dudaklarını büzdü. "Bana evet demeden hiçbir yere gitmiyorum."

"Kolay bir adam değilim, hele kalbiyle hareket eden bir adam hiç değilim ama sen-"

"Bırak da gerisini ben düşüneyim, sen sadece izin ver."

Alex ondan bir adım daha uzaklaştı ve "Kendini boşu boşuna yoracağını düşünsem de tamam diyorum" dedi.

Helen ufak bir çığlık attı ve kollarını adama dolladı.
İkili bir süre öylece kaldılar, bu dünyadaki onun için en güvenli ve huzurlu yer Alex'in kollarının arasıydı.

///

Helen odasında hazırlanan geline mutlu gözlerle baktı. Bugün klandan iki gencin düğünü vardı ve Helen geline kendi beyaz renkli elbisesini armağan etmişti.

TUTKU DOLU KALPLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin