36.Bölüm

5.1K 317 69
                                    

Merhabalar, güzel okurlarım uzun bir bölümle geldim karşınıza tatlı beğenilerinizi ve yorumlarınızı bekliyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Merhabalar, güzel okurlarım uzun bir bölümle geldim karşınıza tatlı beğenilerinizi ve yorumlarınızı bekliyorum.

Sağlıkla kalın. 💙
///

Helen gün doğumuyla beraber gözlerini açmıştı. Ellerini yastığının altına koydu ve yan dönerek odaya dolan güneş ışıklarını izledi. Aklına Alex'ten başka bir şey gelmiyordu. Onu öyle çok özlemişti ki, kalbi onu düşününce bile ritmini şaşırıyordu.

Özlemle iç çekti ve yatağına daha çok gömüldü, Alex gideli neredeyse on günü oluyordu. Onun iyi olup olmadığını bilmiyordu bu bilinmezlik canını yakıyordu. Derin bir nefes aldı. O siyah pelerinli, Alex'i kurtarabilecek tek insanın Helen olduğunu söyleyen adamı bir daha hiç görmemişti.

Ya o fırsatı kaçırdıysa ya adamı kızdırdıysa, artık Alex'e zarar vermesi daha mı kolay olmuştu. Yüreği sıkıntıyla bunalırken kalbini ferah tutmak saniye saniye zorlaşıyordu.

Alex güçlü ve deneyimli bir komutan kendini korumasını bilir kimse ona zarar veremez diyen tarafı bir türlü baskın çıkmıyordu.

Alex onun şimdi sevgilisiydi, ileride kocası ve çocuklarının babası olacak adamdı. Bu yüzden kendine çok çok daha dikkat etmeliydi, Alex. Fakat aynı zamanda Helen bu güzel şeyleri düşünse de Alex'in hiç evlilikten bahsetmeyişi de Helen'i garip bir şekilde üzüyordu.

Ah, Helen aptal olma, adam canıyla cebelleşiyorken, düşman pusuda bekliyorken adam tabi ki de evlilik düşünmeyecekti. Sürekli kendini üzecek şeyler buluyorsun diye öfkeyle mırıldandı.

Yataktan doğruldu bugün Cara ve Julia ile göle yüzmeye gideceklerdi. Ufaklık Cara'ya söz vermişti. Bu yüzden yatağından çıktı ve içine ince geceliğini giyip üstüne de kolay çıkarabileceği bağcıksız elbisesini de geçirdikten sonra odasından çıktı.

Güne erken başlayan insanların koşuşturmasını izledi bir süre, daha sonra teyzesinin yanına uğradı. Kapıyı hafifçe tıklatıp içeriye girdiğinde. Fiona'nın bir kadınla konuştuğunu gördü. Baş başa vermiş konuşan ikili önemli şeyler paylaşıyor olmalıydı.

Kadın elindeki bitkileri Fiona'ya uzatıp "Bunları kaynat ve için" dedi. Helen iyice meraklanmıştı teyzesi hasta mıydı? Endişe damarlarında dolaşmaya başladı. Fakat teyzesi hasta olsa kendini iyileştirebilecek şeyleri biliyordu. Odanın bir köşesinde olmasına rağmen onu fark etmeyen kadınlara bir adım daha yaklaşmıştı ki "Yani bunlar hamile kalmamı sağlayacak mı?" diye sorduğunda Fiona.

Helen olduğu yerde dondu. Teyzesi hamile kalmaktan bahsediyordu, şaşkınlığı mutluluğa dönüşürken önündeki sandalyeye takılınca odada çıkan gürültü iki kadının da dikkatini çekti. Teyzesi hemen aldığı bitkileri yastığın altına saklarken ona doğru döndü ve tedirgin dolu bir şekilde gülümsedi." Ne zamandır oradasın, canım." Diye sorarken Fiona'nın yüzü kıpkırmızı kesilmişti.

TUTKU DOLU KALPLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin