29.Bölüm

6.5K 377 60
                                    

Merhabalar güzel okurlarım, sizlerin karşına çok uzun bir bölümle geldim tatlı beğenileriniz ve bol bol yorumlarınızı bekliyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Merhabalar güzel okurlarım, sizlerin karşına çok uzun bir bölümle geldim tatlı beğenileriniz ve bol bol yorumlarınızı bekliyorum.

Berat kandiliniz mübarek olsun.

Sağlıkla kalın.💙
///

Helen kaç dakikadır sırtını kapıya dayanmış halde öylece odanın ortasındaki yatağa bakıyordu farkında değildi. O kadının yalan söylediğine inanmak isteyen bütün hücreleri inatla çığlık çığlığa benliğine kabul ettirmeye çalışırken, kalbi bu savaşı kaybettiğini biliyordu. O kadın duvardaki geçitti biliyordu, buraya ilk geldiğinde duvarda asılı olan kelt düğümü tablosunu biliyordu.

O kadın bu odada kalmıştı, Alex ile bu yatakta- kahretsin acı dalga dalga boğazını bir asit gibi kavururken yüreği ihanetin hançeriyle deşiliyordu. Metresinin eskiden kaldığı odayı mı vermişti ona Alex, yani Helen de onun metresi miydi? Gözyaşları akmaya başladığı anda olduğu yere çöktü.

Mantıklı düşünceler buhar olup uçmuştu.

Başını arkasında duran duvara vurmaya başladı. Olanları bir de Alex'ten dinle diyen kalbi galip çıkacaktı, telaşla gözyaşlarını sildi yerinden kalkıp bir ümitle Alex'in odasına girdi ama oda boştu.

Kapıyı sert bir şekilde kapatıp akşamüstünün ayazlığına aldırmadan öylece bahçeye çıktı. Etraftaki insanlar günün yorgunluğunu atmak için bir kenara oturmuş keyifle sohbet ederken Helen'in gözyaşlarını görmüyorlardı.

Askerlerin olduğu yere gidip Alex'i aramıştı gözleri ama ortalıkta gözükmüyordu. Sakin olmalıydı Alex ona yalan söylemezdi, ama ya evet orada kalıyordu İrina, derse ne yapardı işte o zaman güçlü kalamazdı.

Başını iki yana salladı, kollarını vücuduna dolayıp yavaş adımlarla kaleye geri döndü. Merdivenlere yöneldi ama o odaya çıkmadı, teyzesinin yanına gitti.

///

Fiona yaralı askerin omzundaki dikişlere bakarken Ronald'ın homurtularını duyuyordu. "Lanet olsun, Riley bir domuz gibi sağlamsın hala ne diye buraya geliyorsun" diye Fiona'nın ve Riley'nin başında dolaşıyordu Ronald.

Riley yüzüne en çekici gülümsemesini yapıştırıp onunla ilgilenen kadına baktığı anda Ronald'ın öfkesi iki kat artı. Hırslı adımlarla onun yanına gitti ve kollarını göğsünde birleştirip kaşlarını derin bir şekilde çattı. "O kadar da iyi değilim dostum" dedi Riley.

Fiona, adamın yarasına merhemi sürdükten sonra ona yapması gerekenleri anlatırken Ronald o sırada adeta genç kadına yapışmış bir halde duruyordu, burnundan soluduğu her halinden belli olan adamı sakinleştirmek için elini onun göğsüne koydu Fiona.

Riley'i odadan kovar halde yollayan Ronald kapıyı sertçe kapatıp yavaş adımlarla Fiona'ya doğru yaklaştı ve genç kadını sert ve kaslı kollarının arasına aldı.

TUTKU DOLU KALPLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin