!YETİŞKİN İÇERİKLİDİR...!
İskoçya'nın küçük bir köyünde büyüyen Galler prensesi güzeller güzeli Helen'nin hikayesini okumaya hazır mısınız?
Prenses olması gereken topraklardan daha kundakta bebekken sürülmüştü Helen ve onun kaderi İskoçya'nın bu çet...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Merhabalar, güzel okurlarım uzun bir bölümle geldim karşınıza tatlı beğenilerinizi ve yorumlarınızı bekliyorum.
Sağlıkla kalın. 💙
///
Akşamın kızıllığı İskoçya topraklarına yayılırken Alex ve askerleri bir günlük yolculuktan sonra Mcadlan klanına varabilmişlerdi. Gün batımının güzelliğini tam dağın tepesindeki son düzlükte yakalamışlardı. Alex denizin üzerindeki kızıl ışıklara baktıkça Helen'i hatırlıyordu.
Tıpkı onun gibi eşsiz ve göz alıcıydı, böylesine bir güzellik gözlerinin önündeyken etraftaki hiçbir şeyin hükmü kalmıyordu. Öylece atının üzerinde durmuş onu huzura kavuşturan manzarayı izlerken yanına değirmenci geldi. Beyaz atı, uysal bir şekilde Alex'in siyah gösterişli atının yanında durdu.
"Fiona'ya evlenme teklifi ettim"
Alex şaşkın bir şekilde değirmenciye döndüğünde aynı tepkiyi Scott'un ve Robin'in de verdiği gördü. Ondan önce söze atılan Scott." Sen ciddi misin?" diye sordu.
Değirmenci omuzlarını gayet rahat bir şekilde silkip derin bir iç çekti ve "Hem de hiç olmadığım kadar." Dedi Ronald kendinden emin bir şekilde.
"Peki evet dedi mi?" diye soran Alex'e baktı değirmenci ve başını iki yana sallarken "Henüz evet demedi." Dedi.
Homurdanmayla kahkaha arası bir ses çıkaran Robin yaşıtı değirmencinin yanına gitti "Aklı varsa hayatta evet demez" diye en yakın arkadaşına takıldı.
Değirmenci kaşlarını çattı ve Robin'e öfkeli bakışlar atarak. "Senin taktiğini yapacağım eski dostum, sen nasıl yıllarca Rose'nin peşinden koştun ve en sonunda onu hamile bıkarak evliliğe ikna ettin bende o şekilde ilerleyeceğim."
Şimdi öfkeyle homurdanma sırası Robindeydi." O bana aşıktı sadece babasından çekindiği için beni reddediyordu. "dedi.
Değirmenci tekrar omuzlarını silkti ve "Fiona da bana aşık fakat onu da engelleyen şeyler var. Bence konu Helen ile alakalı." Dediğinde değirmenci Alex'in sorgu dolu bakışları ona doğru döndü.
Alex tek kaşını kaldırmış bir vaziyette "Nasıl bir konu" diye sordu, fakat değirmenci olumsuz anlamda başını sallayıp "Bana hiçbir şey anlatmadı sadece hayatımdaki en önemli insanla alakalı bir konu deyince ben Helen hakkında olduğu kanısına vardım." dedi.
Alex içinde merak tohumlarının filizlenip budaklandığını hisseti, Helen ile alakalı onu engelleyen konu ne olabilirdi ki. Bunu yolun devamında da düşünse de bir noktaya ulaşamamıştı. Akşamın karanlığında Mcadlan klanının kalesine ulaşabilmişlerdi.
Onlar için açılan büyük demir kapıdan geçtiler, kale halkı onları görür görmez mutlulukla etraflarına toplandı. İlgiden deli gibi hoşlanan Scott atının etrafına gelmiş olan genç kızlarla sohbet etmeye başlamıştı.