Güneş yeryüzünü bereketlendirmek için ufka doğru yayılırken, kuşların ahenkli ötüşü bu güzel günü selamlıyormuş gibi keyifle duyuluyordu. Yaz bu sene daha farklı, daha özel ve daha mutlu bir şekilde kendini hissettiriyordu.
Helen rahat yatağında kıpırdanıp gözlerini açtığı anda yatağın bir köşesine oturmuş onu izleyen adamı gördü ve sevinçle ufak bir çığlık atıp Alex'e sarıldı. Kollarını onun kaslı omuzlarına sarmış adeta Alex'e yapışmış halde dururken adamın bir eli kızın ince belini sımsıkı bir şekilde sararken diğer elini de saçlarına götürüp okşamaya başlamıştı.
Helen bu güven ve aşk kokan adamın sıcaklığını daha çok hissedebilmek için daha çok sarılıp kendine doğru çekti. Alex onun başına öpücükler kondururken Helen hayal aleminde olup olmadığını bilmiyordu. Aşık kalbi bütün benliğiyle bu adama deli oluyordu.
Helen onun geniş omzundan başını kaldırıp yüzüne baktığında adamın gözaltlarında mor halkaların oluştuğunu fark etti ve yavaşça ondan ayrılıp sırtını yatağın başlığına dayadı.
"Dün gece hiç uyumadın mı? Sen" diye sordu Helen, adam başını iki yana sallarken genç kız onun nerede olduğunu öğrenmek için can atıyordu. Hırçın sesini dizginlemek için çok uğraşsa da "Dün gece neredeydin ve neden hiç uyumadın" diye adeta kendi bile tanıyamadığı o yüksek ve öfkeli sesiyle.
Alex'in sert yüzü yumuşadı başını yana eğdi ve Helen'in yüreğini heyecanla atmasını sağlayacak bir gülümsemeyle genç kıza bakmaya başladı. Helen adam ona böyle sıcak ve tatlı bir şekilde gülmeye devam ederse adını dahi unutacağını biliyordu bu yüzden gözlerini ondan kaçırıp başka yere odaklandı.
Alex yatağın ucundan kalktı ve onun dibine oturdu. Artık Helen için mantıklı yanının son kırıntıları kalmıştı. "Scott ve Robin ile birlikteydim." Helen rahat bir soluk aldı. Kendini nasıl kastığını yeni yeni fark ediyordu. Omuzları gerginlikten ağrımaya başlamıştı bile.
Adamın ona kesinlikle yalan söylemeyeceğini biliyordu. "O zaman hemen gidip uyu" dese de adam hayır dedi. Helen'in yüzü yaramazlıkla parladı ve onun elinden tutup" O zaman birkaç dakikalığına benim yanımda yatmaya ne dersin" demeye kalmadan. Kendisi yatağın içine kaymış battaniyeyi kaldırıp Alex'in yanına gelmesi için onu teşvik ediyordu.
Alex yerinden hafifçe doğruldu ve onun yanına kıvrıldı. İçinde küçük hissettiği büyük yatağına Alex ile yatınca gayet makul gelmişti. İkisi de yüzleri birbirlerine bakacak şekilde hayran gözlerle sevdiğini incelerken. Helen dayanmadı ve elini kaldırıp adamın yüzünü okşadı. Kaşının üzerindeki ince yarayı, çenesinin oradaki yarayı onun yüzünü ezberlemeye çalıştı.
Alex onun elini tutup parmak boğumlarını öpmeye başladığında, mutluluktan bir damla gözyaşı Alex görmeden, Helen'in gözlerinden süzülüp yastığa aktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTKU DOLU KALPLER
Historical Fiction!YETİŞKİN İÇERİKLİDİR...! İskoçya'nın küçük bir köyünde büyüyen Galler prensesi güzeller güzeli Helen'nin hikayesini okumaya hazır mısınız? Prenses olması gereken topraklardan daha kundakta bebekken sürülmüştü Helen ve onun kaderi İskoçya'nın bu çet...