Helen aynanın karşısına geçti, mutlulukla parlayan gözlerine, sağlıkla kızaran yanaklarına baktı ve en sonunda parmaklarını dudaklarına götürüp Alex'in yakıcı öpücükleriyle şişen dudaklarına dokundu.
Akşam üstü yaşadıkları o tutku dolu dakikaların ardından Helen odasına geldiğinden beridir, adeta ayakları yere basmıyordu mutluluktan.
Alex yıllar önce onu o haydutların elinden kurtaran çocuktu. Kolundaki "H" şeklindeki yara o zamanlardaki gibi kötü gözükmese de yine de kabarık bir şekilde belliydi.
Onun çelik mavisi gözlerini gördüğü an, o yıllar önceki küçücük kalbiyle aşık olduğu çocuk olduğunu anlamıştı. Evet, Helen için onu sevmek çok rahat söylenebilecek bir şeyken maalesef Alex için bunu söylemek çok zordu.
Ama Helen emindi, Alex'te ona karşı kesinlikle boş değildi, hatta duyguları çok yoğundu fakat bunu dile getiremiyordu.
Evet, kesinlikle böyleydi.
Alex'in büyük eli elbisenin üzerinden göğsünü kavradığı anı hatırladığı an Helen zaten kızarık olan yanaklarının daha da kızardığını hatta bütün kızarıklığın boynuna kadar indiğini fark etti.
Kat kat kumaşın ardından bile öyle hisler yaşamıştı ki, Helen'in dili damağı kurumuştu adeta, o büyük nasırlı ellerin çıplak bir şekilde göğüslerini kavradığının görüntüsü Helen'in az kalsın bayılmasına neden olacaktı.
Bide o anda Alex'in onun kulağına eğilip "memelerini emmek" istiyorum diye inlemesi, Helen'i hiç olmayacak derecede ıslanmasına neden olmuştu.
Daha önce bilmediği hislerin, sıcaklığın bütün vücuduna dalga dalga yayıldığını ve onu nefessiz bıraktığını hissetti.
Kalbi bir kuşun kanat çırpışı kadar hızla atarken, sırtını soğuk duvara yasladı ve keyifle gülümsedi.
Tam yatağına doğru birkaç adım atmıştı ki odasının kapısı açıldı. Alex'in geldiğini düşünerek heyecanla oraya doğru döndü. Gelenin teyzesi olduğunu görünce garip bir hayal kırıklığı yaşadı.
"Canım gelmişsin"
Helen başını hafifçe eğdi, sanki teyzesinin gözlerinin içine bakarsa yaşadığı her şeyi anlayacakmış gibi onun haricinde her yere baktı.
"E-evet biraz dolaştım, teyzeciğim"
Fiona yavaş adımlarla ona doğru gelirken, Helen hemen arkasını döndü ve yatağına doğru yürümeye başladı.
"Elbiseni çıkarmana yardımcı olayım tatlım"
Fiona Helen'in arkasında durdu ve sırtındaki bağcıkları çözmeye başladı. Her vücudundan sıyrılan kurdelede Helen nefes aldığını hissediyordu.
Elbisesini omuzlarından sıyırdıktan sonra öbür elbiselerin yanına koydu. İnce kombinezonun içinde kendini savunmasız hissediyordu.
Teyzesi onun yatağına oturmuş elini yanına koyarak onu çağırdı. Helen heyecandan hızlı soluk almaya başladığı an kendine sakin olmalısın diye telkinler vermeye başladı.
Yavaş adımlarla yatağına doğru gitti ve Fiona'nın yanına oturdu. Teyzesi onun kucağında birleştirdiği ellerini tutarak yüzüne baktı.
"Nasılsın canım"
Helen bir avazda bütün her şeyi teyzesine anlatıp kurtulmak istiyordu ama içinde bir yerlerde hala bunun için erken olduğunu söyleyen tarafı ağır bastı ve kısık sesiyle" İyiyim teyzeciğim sen nasılsın" diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTKU DOLU KALPLER
Historical Fiction!YETİŞKİN İÇERİKLİDİR...! İskoçya'nın küçük bir köyünde büyüyen Galler prensesi güzeller güzeli Helen'nin hikayesini okumaya hazır mısınız? Prenses olması gereken topraklardan daha kundakta bebekken sürülmüştü Helen ve onun kaderi İskoçya'nın bu çet...