Merhaba güzel okurlarım,yarın paylaşmayı düşündüğüm bölümü sizleri bekletmek istemediğim için bugün paylaşıyorum. Tatlı beğenilerinizi ve bol bol yorumlarınızı bekliyorum.
Sağlıkla kalın.💙
///
Gecenin karanlığı Helen'in kuşkularını bir bir artırırken yüreğine düşen korku tohumları yeşeriyordu. Alex'i bir haftadır neredeyse hiç görmemişti. En son iki gün önce değirmenciyle konuşurken görmüştü oda birkaç saniyelikti.Alex'in tavırları ve daha önce görmediği kadar sert ve mesafeli yüzü Helen'in canını daha da çok sıkıyordu. Alex bir haftadır odasına gelip uyumamıştı bile, tüylerini diken diken eden bir serinlik geçtiğini hissederek geceliğinin üzerine giydiği ceketin kuşağını sıktı.
Pencerenin kenarına gidip zifiri karanlığa baktı, bahçede dolaşan elinde meşalelerle askerler dışında kimse yoktu. Sıkıntıyla derin bir nefes alıp oda odasında dolaşmaya başladı.
Kalbini bir mengene gibi sıkan kötü düşüncelerden bir türlü kurtulamıyordu. Dakikalarca bir umut odanın içinde dolaştı ta ki kasları isyan edene kadar umutsuzlukla yatağının üzerine yığılmak üzereydi ki tam kapının önünden duyulan sert ayak sesleri onu canlandırdı.
Doğrudan geçip giden bu sesler Alex'e aitti. Kapıya gidip kulağını oraya dayadı ve onun odasının kapısını açıp girmesini dinledi. Heyecandan hızlanan nabzı onun özlemiyle tutuşan bütün benliği, sevdiği adama kavuşmanın mutluluğuyla huzura kavuşmuştu.
Hiç düşünmeden odadaki gizli geçitte doğru gitti ve küçük kapıyı açıp karanlık koridordan geçti. Tereddütsüz kapıyı açtı ve gördüğü manzara karşısında nefesi kesildi. Alex ona doğru dönüktü ve üzerindeki beyaz gömleğin önü komple kandı.
"Alex sen yaralandın mı?"
Adam onun acı dolu sesini duyduğu anda başın kaldırıp şaşkın bir şekilde Helen'e baktı. Genç kız kendine hakim olamadan akıttığı gözyaşlarıyla Alex'in yanına gidip yarasına bakmaya çalıştı.
Alex umursamaz bir şekilde omuzlarını silkip önemli bir şey olmadığını söylese de Helen'in ısrarına dayanamadı ve beyaz gömleği üzerinden çıkardı. Sağ omzunda başlayıp göğsüne uzanan bir kesik vardı.
"Dikmeye gerek yok, ufak bir sıyrık" dedi Alex, belki dikiş gerektirecek kadar derin değildi ama çok acıyor olmalıydı. Ağlamasının şiddetlendiğinin farkında bile değildi Helen ta ki Alex onun gözyaşlarını silip" Şhh iyiyim bir şeyim yok" diyene kadar nasıl perişan olduğundan habersizdi.
Hıçkırıklarını dizginlediği anda konuşmaya başladı genç kız" Sen burada bekle, ben odamdaki merhemi alıp geleceğim." Diyerek onu yatağının üzerine oturmasını sağlayıp hızla odasına gitti.
Teyzesinin merhemini aldı ve birkaç parça kumaşı da bulup Alex'in odasına geri döndü. Adam onu bıraktığı şekilde yatağın ucuna oturmuş boş gözlerle yere bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTKU DOLU KALPLER
Fiksi Sejarah!YETİŞKİN İÇERİKLİDİR...! İskoçya'nın küçük bir köyünde büyüyen Galler prensesi güzeller güzeli Helen'nin hikayesini okumaya hazır mısınız? Prenses olması gereken topraklardan daha kundakta bebekken sürülmüştü Helen ve onun kaderi İskoçya'nın bu çet...