44.Bölüm

4.5K 305 6
                                    

Merhabalar, güzel okurlarım çok uzun bir bölümle geldim karşınıza sizi bekletmek istemediğim için de bölüm gününden erken paylaşıyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Merhabalar, güzel okurlarım çok uzun bir bölümle geldim karşınıza sizi bekletmek istemediğim için de bölüm gününden erken paylaşıyorum. Tatlı beğenilerinizi ve yorumlarınızı bekliyorum.

Sağlıkla kalın. 💙

///
Alex hızla atını Sath kalesine doğru sürerken hissettiği adrenalin ve coşku sayesinde içi içine sığmıyordu. Günler sonra bir iz bulabilmişti. Haber saldığı klanlardan birinin ona gelip Sancho'ya ait bir gemiye Helen'e benzeyen bir kızın kucakta taşındığını söylemişti.

Alex bir kez daha lanet okudu, bu topraklar üzerinde Zach'in en yakın dostu Sancho'ydu nasıl olurda günlerce o haini sorgulamak gelmezdi aklına, eğer söylenenler doğruysa Helen'i nereye götürdüklerini öğrenecek ve gerekiyorsa yüzerek onun yanına gidecek ve Helen'i kurtaracaktı.

Kalbi göğüs kafesinin içine sığmaz bir hızla atarken, güneş gökyüzüne nazlı nazlı süzüldü yüzünü ısıtan bu güneş ışıklarını Helen'e benzetti. Onun hayatına bu güneş gibi doğmuş aydınlatmış ve ısıtmıştı.

Alex kendine çok kızıyordu. Helen'den uzak duramamış ve onun başına belayı musallat etmişti. Avcunun içindeki dizginleri kuvvetle sıktı.

"Kahretsin, Alex."

Arkasından duyduğu nefes nefese ses Alex'i kendine getirmişti. Robin ve Scott ona yetişmek için çok çaba sarf etmiş olmalıydı. Neredeyse iki gündür yoldalardı. Su molası ve ihtiyaç molası hariç bir dakika bile dinlenmemişlerdi.

"Seni sadece on dakika gözden kaçırdık ama sen o sırada bizden saatlerce uzaklaşmışsın, abi" dedi Scott, oldukça sitemkar bir şekilde.

Alex, onları dinleyerek ne vakit kaybetti ne de atını yavaşlattı. Sath kalesi artık puslu havanın içinde gözüktüğü anda hedefe kitlenmiş bir kartal gibiydi.

Onların kaleye yaklaştıklarını gözcü söylemiş olacaktı ki, kalenin etrafında bir hengame başlamıştı. Uzaktan görülebilen büyük tahta kapı acele bir şekilde kapanmış, kapının ve kalenin üzerindeki okçular yerini almıştı.

Bu duruma kahkaha atan Scott
" Halbuki üç kişiyiz" dedi. Robinde ona katılıp gülünç homurdanmalarıyla olanları izlerken, Alex hiç istifini bozmadı.

Sath kalesinin tam önüne geldiklerinde Alex başını kaldırdı ve tam kapının üzerinde okunu acemice kavramış onlara doğrultmuş askere baktı.

Askerin heyecanı ve kuvvetli nefes alışverişi her halinden belli oluyordu. Yüksek kapıdan aşağı düşmesi an meselesiydi, Alex tam kapıyı açmalarını emredecekti ki, ağır kapı yavaş yavaş açıldı.

Halatlarla açılan kapıdan içeriye girdiklerinde kalede olan bütün askerlerin kılıçlarını kuşandıklarını gördükleri anda Scott ve Robin tekrar kahkaha atıp homurdanmaya başladılar.

TUTKU DOLU KALPLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin