56.Bölüm

3.4K 307 42
                                    

Merhabalar tatlı okurlarım, uzun bir bölümle geldim karşınıza

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Merhabalar tatlı okurlarım, uzun bir bölümle geldim karşınıza.
Tatlı beğenilerinizi ve yorumlarınızı bekliyorum.

Sağlıkla kalın.💙

///

Alex, yüreği korkuyla atarken kalenin bahçesine ne halde çıktığından haberi yoktu. Bahçe de onu gören insanlar korkuyla genç adamın önünden çekiliyorlardı.

"Atımı getir." Diye bağırdı.

Helen yoktu. Bu öyle bir haberdi ki, Alex bütün korkularını tekrar yaşıyordu. Tıpkı haftalar önce Helen'in kaybında yaşadığı acıyı tekrar hissetmek genç adamın ölümü olurdu.

Kalbi daha önce hiç acımadığı kadar acırken gözyaşı dökmemek için zor duruyordu. Saatlerdir Helen yoktu ve Alex bunu yeni fark ediyordu.

Alex, tam atına binmek üzereydi ki, kale kapısının önünden bir askerin leydimiz geliyor bağırışını duyduğu an koşturmaya başladı.

Hızla koştu ve kapıya ulaştığında gördüğü şey karşısında en az Helen'in kayıp olduğu düşüncesi kadar can yakan bir görüntüyle karşılaştı.

Helen bir atın üzerindeydi ve bir asker onun ellerinden tutmuş attan inmesi için yardım ediyordu. Onun yumuşacık, güzel ellerini kavrayan ellerin, sadece kendi elleri olmasını isterken adım adım onu mahveden bu görüntüye doğru yürüdü.

Kalbi bir mengene tarafından sıkılırken, bütün bedeni ve ruhu şiddetli bir kıskançlık girdabındaydı. Adamın Helen'e bakışları ve hala ellerini tutmasına karşın Alex, o adamı ikiye bölme güdüsüne zor ket vuruyordu.

Adamın Helen'e bakışları fazla hayranlık dolu ve fazla rahatsız ediciydi. Helen'in o nefis yeşil gözleri onu bulduğu anda Alex, rahat bir nefes aldığını hissetti. Helen'in gözleri aşkla dolmuş ve ona doğru gelmeye başlamıştı. Alex boğazına dolana o ipten kurtulduğunu hissetti.

Helen, Alex'e aitti. Kalbi bunun mutluluğunu tekrar yaşarken tam sevdiği kadına ulaşmak üzereyken, o Helen'in ellerini tutan adam önlerine geçti. Alex öfkesinin ve kıskançlığının etkisiyle adamın omzuna hızla çarptı ve onu bir kenara savurduktan sonra hızla sevdiği kadına uzandı ve hayatına baharı getiren bu küçük kadına sımsıkı sarıldı.

Helen, her şeyiydi Alex'in kalbi, nefesi, yaşama sevinci. Genç kız küçük elleriyle onun sırtını sarsarken o mis kokulu saçlarını da Alex'in geniş göğsüne yaslamıştı.

Helen'in tatlı kokusu ve varlığı Alex'i kısa süreliğine büyülese de, yanı başlarına gelmiş halde duran, burnundan soluyan o adamı fark etmesi uzun sürmemişti Alex'in.

Adamın gözlerinde tıpkı onun ki gibi büyük bir kıskançlık vardı. Alex, daha önce hissetmediği bir iç güdüyle Helen'i sadece kendine saklamak için genç kızı kollarının arasına hapsetti.

TUTKU DOLU KALPLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin