Kimse beni ve annemi daha çok reyting almak için malzeme olarak kullanamaz.

626 49 0
                                    

Görevliler annesine ilk müdahaleyi yapana kadar elini bir an bile bırakmadı. Tek yaptığı dikkatlerini dağıtmadan izlemekti. Ancak ambulansa binip hareket ettiklerinde "Annem iyileşecek mi?" diye sordu.

Görevlilerden bayan olan gözyaşları içindeki kızın haline acımış olacak ki "Korkmayın artık, görünüşe göre iyi olacak. Dua edelimde bir terslik çıkmasın." dedi ve yüzü kireç gibi olan kıza bakıp "Sizde iyi görünmüyorsunuz hastaneye gidince doktor sizede bir baksın." diye söyledi.

Trafiğin en yoğun olduğu saatlerde ambulans sireni sayesinde yolda kesintisiz ilerlerken, kolum kanadım dediği annesine baktı. Ne çok acı yaşamışlardı birlikte. Ama hiç biri bu günün önüne geçemezdi. Hiç birinde bugünkü yaşadığı korkuyu yaşamamıştı. Gözünden akan yaşı elinin tersiyle sildi ve yeni bir karar aldı. Bu saatten sonra tek amacı annesini mutlu etmek olacaktı. Bunun içinde ne gerekiyorsa yapacaktı. Ama yaşadıklarından sonra gözünün önünden de ayrılmasına izin vermeyecekti.  

Ambulans acil bölümüne geldiğinde kendilerini dışarda bir sedye bir kaç görenlinin beklediğini gördü. İndikleri an görevli annesinin durumu hakkında doktora bilgi verirken bir taraftanda acil bölümüne doğru hızla ilerliyorlardı. 

Annesini acile aldıklarında Beyza yüzüne kapanan kapıya bakarken ayakta durmakta zorlandı. Acil bölümünün  kapısına baktı yanında olmak istiyordu. Duvardan güç almak için sırtını dayayıp içerden gelecek iyi haberler için dua edip beklemenin ızdırabıyla baş başa kaldı.

İki saattir annesi buz gibi hastane odasındaydı. Kesin üşüyordur o soğuğa dayanamaz kansızlığı var diye iç geçirdi. Kendi de annesine çekmişti kollarını göğsünün altında birleştirdi ve temmuzun sıcağında ısınmaya çalıştı. Üşüyordu ve annesinin sıcağına ihtiyaç duyuyordu küçük bir çocuk gibi.

Hastanenin koridorunda acil kapısında beklerken yanında kimse yoktu. Zaten hayatta annesinden başka kimsesi de yoktu. Hayırsız babası dışında. Yıllar önce onu yok saymayı başara bilmişti. Şimdi ise nerde, kimle, öldü mü kaldı mı hiçbir bilgisi yoktu. Öğrenmeyi de küçük yaşta ret eşmişti. Hangi çocuk kendisini düşünmeyen arayıp sormayan bir babayı görmek isterdi ki. İlk zamanlar istedi her akşam cama yapışıp babasının yolunu gözledi. Günlerce bekledi umut etti ama annesini her gece yatağında babası yüzünden gözyaşlarına boğulurken özlemi de umudu da zamanla nefrete döndü. Yıllar geçtikçe babasının varlığını unutup annesiyle birbirinin yarasını saran iki kişilik bir aileye dönüşmüştü.

Şimdiyse annesini kaybetme korkusuyla eli ayağı titriyor acilden gelecek iyi bir haberi bekliyordu.

Acil kapısı her açıldığında oturduğu sandalyeden fırlayıp çıkan kişiye annesinin durumunu soruyor alamadığı her cevapta göz yaşına boğuşuyordu.

Geleli saatler olmuştu ve beklemek işkenceden farksızdı. Oturmaktan vaz geçip koridor da bir sağa bir sola dolanırken arkadan annesinin en yakın arkadaşı Nalan teyzenin sesini duydu. “Beyza kızım.”

Genç kız ismini duyunca sesin geldiği yöne döndü ve hızla kendine doğru gelen kadının kollarına koştu. “Nalam teyze annem..” devamını getirmek için gücünü toplaması gerekti. Kadının omuzlarında tutmaya çalıştığı gözyaşları sel olup aktı. Arayıp haber vereceği tek kişi annesinin en yakın arkadaşı Nalan teyzeydi. Bilmeye hakkı olduğunu düşündüğünden aramıştı.

Zaman ilerledikce ümidide ayaklarının dibine doğru kayarken sandalyede içerden gelecek haberi beklerken yanında birinin olması ve iyi olacağına dair konuşmasını dinlerken acilin kapısı açıldı. 

İçerden yeşil ameliyat kıyafetiyle 50 yaşlarında bir doktor “Melek Karataş’ın yakınları siz misiniz?” dediğinde Beyza bir umut oturduğu sandalyeden fırlayıp ayaklarının izin verdiği kadar karşısında durdu. “Evet. Ben kızıyım annem durumu nasıl?” Diye sordu.

EN ÇOK KİM YANDI? (ACI AŞK) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin