Gece annesinin dudaklarından çıkan sözlerin etkisiyle sabahı zor etti. Gözlerini her yumduğunda kendisi için yaptığı fedakarlıkları ve bu güne gelene kadar yaşadıkları zihninde film şeridi gibi akıp geçti. Düşündükçe yüreğinde kapanmaz yaralar açıldı. Bundan sonra kendisinden daha fazla ödün vermesine göz yumması mümkün değildi. Tek amacı evlenmeyi ret ederek annesini yalnız bırakmamaktı. Gözlerinin önündeki perde kalktığında görmüştü… onun omuzlarındaki yükün bir kısmını alacak sevilip koruyacak bir hayat arkadaşına ihtiyacı olduğunu. Düşündüklerinin zorluğunun farkındaydı. Annesiydi ve kimseyi yanına yakıştıramıyordu. Belki bencillik belkide kimseyle paylaşmak istemediğinden... Kendini küçük bir kız çocuğu gibi hissediyordu. Büyümeli ve en doğru kararı vermeliydi. Zaman ilerliyordu. Yinede geç kalmış sayılmazdı. Annesi hala çok güzeldi ve onu mutlu görmek istiyordu.
Gece duyduklarını hiç duymamış gibi rol yapması gerekiyordu. Çünkü öğrendiklerinden sonra annesini gözünün içine nasıl bakacağını bilmiyordu. Diğer bir sebebi ise son bir aydır o kadar çok yalana ve sırra imza atmıştı ki… suçluluk duygusundan bir türlü kurtulamıyordu. Aklı o kadar karışıktı ki gideceği yolda sürekli geri adımlar atmak için bahaneler üretip duruyordu. Aradığı bahaneler de yetersiz kalınca yolu dönüp dolaşıp yine Savaşa çıkıyordu. Bunu fark ettiğinde ise kendine olan öfkesi ile erkenden hazırlandı. İşe gitmek için... Daha sağlıklı düşünmek için yalnız kalmaya ihtiyacı vardı. Kimseye görünmeden evden çıkmayı planlıyordu.
Kapıyı yavaşça açıp sessizce merdivenlerden indiğinde Belkıs ile karşılaştı. Gözü elinde tepsiyle kaydı. Saat daha sekizdi. Günaydın diyen kadına önce gülümsedi daha sonrada "Günaydın." diye cevap verdi.
Belkıs "Annen ile Savaş masaya geçtiler bile." diyerek salona geçtiğinde genc kız planlarının suya düşmesi ile omuzları çöktü. Görünüşe göre gece kimse için iyi geçmemişti. Yavaş adımlarla salon kapısından girdiğinde gözleri ilk Savaşı buldu. Belkide bilerek ona bakmıştı. Annesinin gözlerine bakmak için güç toplaması gerekiyordu. Sıra annesine geldiğinde "Günaydın." diyerek gönülsüzce masaya oturdu.
"Günaydın kızım."
"Günaydın anne." dedi ve verdiği karardan emin olmak için gözlerinin içine baktı. Dönüş yoktu. İşten gelince Savaş ile baş başa konuşup kararını söyleyecekti. Öncesinde işe gitmeliydi. Yoksa kesin atılacaktı. Riske girmek istemedi. Böylesi belki daha iyi olacaktı kafasını biraz dağıtması gerekiyordu. Tabi hala bir işi varsa. Son günlerde sürekli bir bahane öne sürüyordu.
Annesinin "Beyza sen iyi misin?" sesini duyduğunda ne dediği anlamadığı için "Hıı." diye sorarcasına baktığında dün yaşadığı olayın etkisinden kurtulamadığı düşünen kadın "Tabağına hiç dokunmadın." diye eliyle gösterdi.
"Canım istemiyor anne." dediğinde çatalıyla tabağındakilerle oynuyordu.
Savaşta endişelendi yüzü solgun göz altları şiş duruyordu. "Kendini iyi hissetmiyorsan hastaneye gidebiliriz." dediğinde aldığı cevap "Gerek yok teşekkürler." olunca Melek hanımın ve genç adamın şaşkın halini fark edemeyecek kadar dikkatsiz di genç kız.
Masada sessizlik sürerken Melek hanım kardeşini ziyarete gitmesi gerektiğini söylediğinde Beyza bunun kendileri için bir fırsat olduğunu düşünmeye başladı. Böylece bir süre göz hapsinde olmalarına gerek kalmayacaktı. Hızla yaptığı kahvaltıyı sonlandırıp kendini dışarı attı.
Beyza evden çıkalı bir kaç saat olmuştu ki umutsuzca gerisin geri taksiden inip güvenliğin açtığı kapıdan içeri adım attı. Ne diye bilirdi ki adam haklıydı... hiç bir patron disiplinsiz bir çalışanı kabul etmezdi. Eve girmek istemiyordu. Bahcede biraz oturmaya karar verdi. Hasır koltuğun beyaz minderine kendini bırakıp mis gibi çiçek kokularını içine çekti. Sade hayatından çıkıp bu kadar lüksün olduğu bir evde kendini misafir gibi hissediyordu. Kendini özgür hissettiği tek yer bahçeydi. Gözlerini yumup yüzünü güneşe çevirdiğinde "Senin işe gittiğini sanıyordum." diyen Savaşın sesini duydu. Varlığını umursamıyormuş gibi davransada sesini duyduğu an kalp atışlarının ister istemez hızlandığını hissetti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EN ÇOK KİM YANDI? (ACI AŞK)
General FictionBeyza'nın kaderi çiçekten çiçeğe uçması gereken küçücük bir arının kanatlarına yazılmış. Küçük olduğuna bakmayın kendisi genç kızın hayatını temelinden sarsacak kadar büyük bir imzanın tek sahibi. Gelin görün ki şimdi bir peçetenin arasında cansız y...