Benim için kendini ne kadar daha feda edeceksin.

152 18 0
                                    

Beyza sabah beklenmeyen misafirin eve bomba etkisi yaratmasıyla planladığı gibi işe gitmek yerine bütün günü annesiyle geçirmenin daha doğru alacağına karar verdi. Her ne kadar bir daha yüzünü görmek istemediğini söylese de… yakın bir zamanda tekrar karşılarına çılacağı için kendilerini hazırlamasını söyleyen iç sesini bir süreliğine duymamayı tercih etti.  Biliyordu ki ziyaretinin amacı kendilerini görmek değildi. Öyle olsaydı annesi hastanelik olduğunda da bulabilirdi. Tabi istese daha öncede... Ama onun tek derdi paralı damadından bir şeyler koparmak ve sevgilisinin isteklerini daha iyi karşılamak tı. Babasının bilmediği şey ise bu evliliğin koskoca bir yalandan ibaret olduğuydu. Daha fazla kendilerini ve Savaşı rahatsız etmesini istemiyordu. Bu yüzden uygun bir zamanda genç adama bir daha gelirse içeri almamalarını söyleyecekti. 

Gün içinde bir araya geldikleri nadir anlarda ellerinden geldiği kadar sabahki ziyaret hakkında sessiz kalmayı seçtiler. Ne geçmişi ne bugünü nede geleceği konuşmanın kimseye bir faydası olmayacak… aksine eşeledikçe içlerindeki öfke ve acı katlanarak artacak tı. Zaten bütün günü annesinin odasında kalarak geçirmiş Savaş ile bir kaç kez karşılaşmışlardı. Oda çalışma odasından çıktığı zamanlara denk geliyordu. Bakışlarındaki soğukluğun farkındaydı. Sinirle ağzından çıkanları fark etmemiş ama daha sonrasında yaptığı hatanın farkına varmıştı. Babasıyla olan sorunlarının ve korkularının nedenini ona kesmek doğru değildi. Özür dilemesi gerektiğinin farkına vardığında uygun bir anı beklemeye başladı. Buda konuşması için başka bir neden daha veriyordu.

Genç adamda en az Beyza kadar yorgun ve düşünceli bir ruh halin içindeydi. Her ne kadar karısının kendini babasıyla bir tutmasına içerlemiş olsada zaman geçtikçe yanıldığını göstermek istiyordu. En büyük tedirginliği bunun ne kadar süreceği hakkında hiçbir fikrinin olmamasıydı. Günler hızla geçiyor ve kalbindeki ritmin bozukluğu zaman zaman kendini göstererek zor günlerin başladığının sinyalini veriyordu. Durumu hakkında aklında sorular oluşmaya başlayınca doktorla görüşmek için randevu aldı. 

Gün herkes için üzgün ve yorucu geçti. Gecenin ilerleyen saatlerinde Beyza yatmak için hazırlansa da içinden bir ses annesini kontrol etmesini söylüyordu. Merdivende karşılaşmalarının ardından bir daha ağlamamış güçlü görünmeye çalışmıştı. Annesini çok iyi tanıyordu ve şu anda tahminlerinde yanılmıyorsa ağlayarak içindeki zehiri boşaltıyordu. Onu bu halde görmek istemesede herkes yattıktan sonra merakına yenik düşüp gürültü yapmadan odasından çıktı.

Koridorun sonundaki odaya kapıyı çalmadan girdiğinde yatağı bozulmamış bulmayı beklemiyordu. Sırayla giyinme odası sonrasında banyoya baktı. Gecenin bir yarısı nerede olduğunun endişesi damarlarına hücüm ederken etrafa aramaya basladı. Tek korkusu ortaya çıkmakta hevesli olan babasını bulup hesap sormasıydı. Evin içinde olma umuduyla aşa kata indi. Salonda, televizyon odasında da yoktu. Mutfakta olabileceğini düşünerek oraya doğru yürüdü. Yüksek olasılıkla doğru tahmin etmişti. Mutfak kapısından sızan ışık koridoru aydınlatıyordu. İçindeki endişede buhar olup dağıldı. Korkutmamak için yavaş adımlarla yürüdü. İyi olduğunu görüp gerisin geri gitmeyi planlıyordu. Yalnız kalmaya ihtiyacı olduğunu düşünerek...

Yaklaştıkça yalnız olmadığını fark etti. Annesinin sesini tanırdı. Kaldığı günden beri diğer sesin sahibi Belkıs'a ait olanı duydu. Normalde kısa zamanda kimseye ısınamaz dı. Nasıl yapıyor bilinmez yaşlı kadın etrafına güzel bir enerji yayıyordu. Kendiside görür görmez etkisine kapılmıştı. Aynı durum annesi içinde geçerliydi ki çoğu kez birlikte sohbet etmelerine şahit olmuştu. Bir yabancıyla vakit geçirirse belki kendini daha iyi hisseder düşüncesi ile aralarındaki yakınlığa saygı duymaktan daha güzel bir şey olamazdı. Bu nedenle sessizce odasına çıkmak için hareketlendiğinde duyduğu "Bir daha evlenmeyi hiç düşünmedin mi?" sorusuyla ayakları yere yapıştı kaldı. Uzun bir süredir düşünmek istemesede kendide bu sorunun cevabını merak ediyordu. Ve saniyeler içinde annesinin "Bazen düşünmedim desem yalan olur. Ama yaşadıklarımızdan sonra buna cesaretim hiç olmadı. Hem Beyzayı öz babasından sonra birde üvey babayla yaralayamazdım." sözlerini duydu. Gözleri doldu. İçten içe 'Benim için kendini daha ne kadar feda edeceksin.' diye söylendi.

Belkıs genç kadının daha fazla kızı için hayatından vaz geçmesine dayanamadı. "O artık çocuk değil. Kendisine yeni bir hayat kurduğunda sen tek başına mı kalacaksın?" sözleriyle yalnızlığın yaş ilerledikçe daha zor olduğunu anlatmaya çalışıyordu. Kararlı bir ses tonuyla "Bunun ne kadar zor bir süreç olduğunu söylememe gerek yoktur diye umuyorum." diye konuştu.

Melek hanım sesinde hissedilecek kadar umutsuz tınıya yüz ifadeside katılarak "Bunun mümkün olduğunu söylemek çok zor. Özellikle resmi olarak hala evliyken." 

Beyza ister istemez konuşmanın nereye varacağının merakına kapıldı. Daha iyi duyabilmek için kapıya yaklaştı. "Ya boşanırsan o zaman tekrar evlenmeyi düşünmez misin?" diyen Belkıs'ın sesini duydu 

Annesinin cevabının ne olacağı hakkında hiçbir fikri yoktu. Yinede ne derse desin her zaman yanında olacaktı. "Bilmem önce Beyzanın mutlu bir yuva kurduğunu görmek isterim. Belki o zaman bana değer veren biri karşıma çıkarsa olabilir." sözlerini duyduğunda içini yakan ateş damarlarını ele geçirdi. Yıllardır bir başına kendisi için her zorluğa gögüs geren annesinin hayatında ne kadar büyük bir yük olduğunu fark etti. Babası gününü gün ederken o bütün evin sorumluluğunu üstüne almıştı. Düşünceler içinde boğulurken  annesinin söylediği diğer sözlerle kendine geldi. "Biliyormusun bir zamanlar evlenmesi için o kadar çok baskı yaptım ki inanmazsın." diye duydu. İster istemez gülümsedi. O günleri unutması mümkün değildi. Gözünün önüne Nalan teyze ile bir çok kez ellerinde ki resme bakmaları için nasılda baskı yapmışlardı. Böyle bir kaç görüntü peş peşe aklına hücum etti. Sonrasında ise resterondaki konuşmaları ve ardından annesinin ölümle burun buruna geldiği hali… Gözleri doldu. 

Melek hanım kızının kendisini duyduğundan habersiz "Oysa tek amacım onu evlendirmek değildi... doğru insanı bulmanın derdindeydim. Tam umudumu kesmişken evlendim diye karşıma çıktı." dedi ve sanki bir sır verecekmiş gibi önce etrafına bakıp sonrasında da karşısında oturan kadına doğru yaklaşıp " Sana birşey itiraf edeyim mi? Savaş bizim eve ilk geldiği gün görür görmez ikisini birbirine yakıştırmıştım. Üstelik o zaman evli olduklarını bilmiyordum." itirafını yaptı.

Belkıs duyduklarından memnun bir ifadeyle  "Savaş gerçekten mükemmel biridir." diye Melek hanımın aklında soru işareti kalmamasını istemiyordu.

"Görebiliyorum. Şimdi tek dileğim onların birbirini sevip mutlu olduğunu görmek."

Belkıs "İnşallah." Dediğinde bu dileği gerçek olması ama daha önemlisi uzun yıllar sürmesi içindi duası.

Melek  hanın derin bir iç çekip "Kızım benim yaptığım hatayı yapsın istemiyorum." diyerek içindeki korkuları dışa vurduğunda duymasını istemediği tek kişinin kendilerini dinlediğinden habersizdi. 

Belkıs karşısındaki kadına hayran kalmıştı. Belki bir çocuğu olsa aynı korkuları kendide yaşardı. Yinede içini rahatlatmak için "Öyle söyleme alnımızda ne yazıyorsa onu yaşıyoruz. Ben ister miydim sevip evlendiğim adamdan ayrılmayı. Allah bana anne olmayı nasip etmedi. Onun evlat hasretiyle bir ömür geçirmesine vicdanım razı gelmedi." dedi ve ekledi "Kader."

"Hiç ihtimal yok muydu."

"Maalesef o zamanlar  gittiğimiz bütün doktorlar anne olmamın mümkün olmadığını söyledi. Eşim üzüntüsünü belli etmemeye çalışırken bir taraftanda bana destek olması acımı ikiye katlıyordu." 

"Üzüldüm."

"Üzülme. Şimdi üç tane çocuğu var. Tek tesellim etraftan duyduğum kadarıyla eşide çok iyi biriymiş." dedi ve yüzüne yerleşen hüzünle " Savaş küçük yaşta annesiz kalınca bende çocuk özlemimi onda giderdim." diye ekledi.

İki kadın birbiri ile geçmişin ve bugünün acılarını paylaşırken Beyza annesinin sözleriyle yaralanmış tek başına duyduklarını hazmetmeye çalışıyordu. Kalıp dinlemek istedi ama daha fazla duyacaklarını kaldırabileceğinden emin değildi. Geldiği gibi yavaş adımlarla odasına doğru yürüdü. 

EN ÇOK KİM YANDI? (ACI AŞK) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin