Elinden geldiği kadar odaya geç gelmişti. Kapıdan içeri girdiği an bedenine değen serin hava ile ürperdi. Yazın sonlarına doğru adım atarken akşamları bir kaç derece birden düşüyordu. Genç adamın balkon kapısını açık unutup uyuduğunu fark ettiğinde hızla gidip kapattı. Kısık sesle aptal diye tepki gösterdiğinde pikenin beline kadar açık olduğunu gördü. Üzerinde lacivert bir atlet vardı. Üşüyeceğini düşünüp üzerini örtmek için atıldı ama uyanmasına neden olmak istediğinden vazgeçti. Onun yerine gidip yeni bir örtü aldı ve üzerine yavaşça örttü.
Her konuda anlayışlı olan adam yatağına gelince kaba biri olup çıkıyordu. İnsan yalandanda olsa teklif eder diye söylenmek durumunda kaldı.
Bakışları birazdan yatacağı koltuğa kaydı ve yüzünde hoşnut olmadığı bir ifade belirdi. Bir süredir büyük yatakta yatıyordu ve koltuktan çok daha rahattı. Hal böyle olunca ister istemez sahiplendi.
Gözü genç adamın yattığı koca yatakta boş olan tarafa kaydı. Sabah uyandığında yanında uyuduğunu gördüğünde vereceği tepkiyi merak etti. Adamın şaşkınlığını merak ederken kollarına kendini bırakacağının farkına vardı. Sanki düşündükleri suçmuş gibi çıkması imkansız olan bir zindana kendini kapatmanın daha doğru olacağına karar verdi. Böylece kalbide aklıda güvende olacaktı.
Sakin yüzüne baktığında kalbinin ritmini kontrol etmekte zorlanıyor adını koymaktan korktuğu duyguyla baş edememenin korkusunu yaşıyordu. Aynı duyguyu salonda kendisine bakarkende hissetmişti. Normalde odaya girdiğinde uyuduğunu görüp sevinmesi gerekirdi neden bilinmez sevinemedi. Onun tarafından önemsendiğini hissetmek, başbaşa kalmak için eline geçen her fırsatı değerlendirdiğini görmek gizliden gizliye hoşuna gidiyordu. Şimdiyse bulundukları durumun hiçbir önemi yokmuş gibi yatmış uyuyordu.
Madem yatağına el koymuştu. Haksızlık ettiğini düşünüp ' Kendine ait olan yatağına el koydu.' diye düzelttiğinde eline geçen fırsatı değerlendirmek için parmak uçlarında yavaş yavaş yaklaştı. Gündüzleri gözünün ucuyla bile bakmaktan çekiniyordu. Ne zaman bir girişimde bulunsa ya yakalanıyor yada yakalanma ihtimaliyle yokmuş gibi davranmayı seçiyordu. Elinde olmadan kalbi yine hızlandı. Şimdi özgürce izlemenin keyfini yaşıyordu ama ya uyanırsa diye de tedirgindi.
Anlaşılan huzur bu gece kapısını çalmıştı. Yüzündeki huzurun küçük bir kısmına dahi razıydı. Kavisli kaşlarını, uyurken daha belirgin olan uzun kirpiklerini ve belkide en çok bakmaya çekindiği dudaklarını dikkatle inceledi. Sanki hepsi köşeli yüzü için özel olarak Allah tarafından çizilmişti. Bir erkeğin yüzü bu kadar mükemmel olmamalıydı. Bencil yanı kendi akıl sağlığının derdine düşmüştü. İşi hiç kolay değildi! Bir süredir rüyalarını da işgal eder olmuştu. İşte o zaman sinirden deliye dönüyor kendine kızacak yeni bir neden buluyordu. Karşısında ne kadar sağlam durursa dursun maalesef direncide bir yere kadar dayana biliyordu. Zalim şimdide kalbini istiyordu ve hain kalbide zalim adama yenilmekten hiç şikayetçi değildi. Artık aklından ve kalbinden geçenlere engel olamıyordu ve fark edilmekten deli gibi korkuyordu.
Beraber yaşamaya başladıklarında ister istemez evlendiği adamı merak etti. Hakkında çıkan haberlere baktığında bir kaç tane tanınmış mankenle çekilmiş fotoğraflarını gördü ve elinde olmadan kıskandığını fark etti. Daha önce yabancısı olduğu birçok duygunun Savaş sayesinde farkına varması içinde korku rüzgarlarının esmesine neden oluyordu.
Başını kaldırdığında camdaki yansıması ile karşı karşıya kaldı. Onun gibi yakışıklı zengin bir adamın yanında basit zevkleri olan sade birini neden tutmak için çabalıyordu. İster istemez gözleri üzerindeki kıyafetlere kaydı. Pazardan aldığı kıyafetler vardı. Her ne kadar dolabı tıka basa aldıkları ile dolu olsada onları giymeyi reddediyor... Aralarındaki farkı görmesini istiyordu. Onun kıyafetleri ile kıyaslayınca sadece gömleği bir aylık maaşı kadardı. Tek bildiği savaşmak zorunda olduğuydu… Ve artık savaşı kendisi ileydi. Çünkü evlendiği adamı ateşe benzetir iken kendisini buza benzetti. Yakınında oldukça eridiğini hissederken ateşin sönmesine neden olacağını söyleyen iç sesi birbirlerinin sonu olacağına inanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EN ÇOK KİM YANDI? (ACI AŞK)
General FictionBeyza'nın kaderi çiçekten çiçeğe uçması gereken küçücük bir arının kanatlarına yazılmış. Küçük olduğuna bakmayın kendisi genç kızın hayatını temelinden sarsacak kadar büyük bir imzanın tek sahibi. Gelin görün ki şimdi bir peçetenin arasında cansız y...