Seninde beni yalvartman adil değil.

159 21 0
                                    

Beyza geç saatte yatmasına rağmen günün ilk ışığında gözlerini araladı. Bütün gece düşünmüş ama ne bir cevap nede hastalığına bir ad koyabilmişti. Dönmek için hareket etmek istediğinde kendisine engel olan belindeki kolun ağırlığıyla yine mi diye söylendi. Dün sabah adama resmen ahtapot gibi sarılmıştı ve rezil olmuştu. "Ben senden uzak duruyordum. Sen gelip bana sarıldın." sözlerini duyduğunda yer yarılıp içine saklanmayı dilemişti. Neden her insan gibi sakince uyuyup sakince kalkmıyordu ki. Çocukken normal karşıladığı huyu şimdi başına bela oluyordu. Bulunduğu durumun ağırlığıyla ne kaçabiliyor nede saklanabiliyordu. Yüzleşmekten başka çaresi yoktu. Gözlerini yavaşça açıp etrafına baktığında  Savaşın kendisine sarıldığını gördü. Geceleri aynı yatakta yatmak artık en büyük korkusu dedildi. Sabaha nasıl uyanacağı artık en büyük korkusu olmuştu. 

Kendini genç adamın kollarından ayırmaya çalışırken "Daha çok erken ne olursun biraz daha uyuyalım ." Diyen sesi duydu. Galiba dejavu yaşıyordu dünde aynı sözleri duyduğuna yemin edebilirdi. Gözlerinden uyku akıyordu ama "Ne yapabilirim uykum yok!" diye söylemek zorunda kaldığında bedeni kendini yalancı çıkartmak için esnediğinde sinirden dişlerini sıkmak zorunda kaldı.

"Zaten bütün gece uyumayıp döndün durdun."

Beyza şaşkınlığını gizlemeden "Sen uyumuyor muydum?" diye sordu. 

Savaş önce çık çekti sonrada bir sır veriyormuş gibi "Uykum çok hafiftir." Dedi ve başını yastığa tekrar koydu.

"Demek uykun çok hafif. Eminim şu anda da numara yapıyorsun." diyerek dirseğiyle genç adamın karnına vurdu ve ekledi. "Bana sarılmayı kesermisin?"

Savaş sanki yaptığı doğal bir şeymiş gibi "Olmaz." diye karşı çıktı. 

"Sorabilir miyim! Neden olmazmış?"

"Çünkü çok üşüyorum."

"Eylülün sonundayız."  dediğinde yine hastalandığını düşünüp belindeki kola rağmen doğruldu ve elini alnına koyup ateşinin olup olmadığına baktığında tedirgindi. Allahtan ateşinin olmadığını anladığında rahat bir nefes alıp elini çekerken Savaş yakalayıp "Bak elinin ısısı bile üşümeme iyi geldi."Diyerek dudaklarına götürdürmesi Beyzanın kalbinin ritmini attırırken beyninin çalışan bölümlerinin azalmasına neden oldu. Hızla geri çeksede dudaklarının değdiği yerler resmen yanıyordu. Yalandan öfkelenir gibi yaptı ama tek kelime edecek hali kalmadı. 

Genç adam suskunluğundan cesaret alıp " Lütfen daha çok erken biraz daha yanımda kal." diye yalvardı. 

Genç kızın kendini toplaması çok sürmedi. "Bana baskı yapmaktan ne zaman vazgeçeceksin." diye sorduğunda aslında bir cevap beklemiyordu. 

"Sana sarılıp uyumama izin verdiğin zaman."

"Bu yaptığın hiç adil değil."

"Seninde beni yalvartman adil değil."  

Beyza duyduklarına içten içe mutlu olurken kalbi çoktan onun olmuştu. Kalmak ve kalkmak arasında boğuşurken mantığının üzerine benzin döküp ateşe veren kalbi üstün geldi. İçinden bir ses yaptığının yanlış olduğunu haykırsada başını yastığa koyduğunda kocasının inanmayan ifadesiyle karşı karşıya kaldı. "Fikrimi değiştirme mi istemiyorsan uyusan iyi edersin." diye tehdit ettiğinde cesareti karşısında kendini tanıyamaz oldu..  

Savaş hem şaşırmış hemde mutlu olmuştu. Ama bu kadar çabuk kabul etmesinin altında bir şey olduğuna inanıp "Sen ciddi misin?" diye istemsizce sordu.

Bazen bir şeyleri akışına bırakması gerektiğini genç adam sayesinde öğrenmişti. Şimdi yeni bir kabullenişle kalbinin sesini dinlemek istiyordu. Yorulmuştu artık kendiyle ve kocasıyla savaşmaktan. Birlikte vakit geçirmek ve daha iyi tanımak istiyordu. Özellikle hastalık meselesi duygularını alt üst etmişti. Biliyordu ki ne yaparsa yapsın pişman olacaktı. Şimdilik tek istediği zamandı "Uyu hadi." diye terslediğinde kendini dinlemeye ve doğru karar verdiğine inandırmak istiyordu. 

EN ÇOK KİM YANDI? (ACI AŞK) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin