Genç kız hastaneden annesini çıkartalı iki gün olmuştu. İşyerinden 7 gün izin almış ve neredeyse yarısı bitmişti.
Eve geldiklerinden beri annesinin başucundan mecbur kalmadıkça ayrılmadı. Dışarı çıkması gerektiğinde ise Nalan teyze en büyük yardımcısı haline gelmişti. Bazen evin ihtiyaçları için bazen eczaneden alınması gereken bir şey olduğunda annesinin yanında o kalıyor kendiside içi rahat bir şekilde dışarı çıkıyordu.
İşin ilginç yanı adresini nerden öğrendiler ise her gün sarı güller evine gelmeye devam ediyordu.
Bir ara çiçekleri getiren çocuğu sıkıştırdı. Baktı bir sonuç alamıyor çiçekçiyi arayıp ısrarla kim tarafından gönderildiğini sordu. Adam ya çok iyi sır tutuyordu yada gerçekten bir şey bilmiyordu. Çiçekçinin tek söylediği telefonla sipariş aldığı ve hesabına para yattığı dediğinde pes etmek zorunda kaldı.
Annesi yan odada uyurken eline aldığı kitapla biraz dinlenmek istedi. Yaptığı kahveyle salondaki koltuğa uzanmış keyif yapmaya çalışırken en fazla 5 sayfa okumuştu ki telefonu çaldı. O kadar çok gereksiz arayan vardı ki kim olduğunu bilmediği için açmadı. Israrla çalmaya devam edince de annesinin uyanma ihtimaliyle sessize aldı.
Tek isteği biraz huzurdu. Arayanın vazgeçmeye niyeti olmadığını kanıtlar gibi sehpanın üzerindeki telefonun yaydığı titreşim sinir bozucu bir etkiye neden oldu. İnat etmişti açmayacaktı. Red düğmesine bastı ve elindeki kitaba geri döndü. Aradan bir kaç dakika geçmişti tekrar telefonunun yaydığı titreşimlerle dişlerini sıktı. Nadir bulduğu boş anlarıda gereksiz insanlar tarafından heba ediliyordu. Eline aldığı telefonu bir kez daha meşgule attı. Yarım kalan sayfanın en başına geri döndü. İki satır okudu okumadı telefon bir kez daha titreşim yaydı. Normalde telefonu kapatması gerekiyordu fakat annesinin yakınları sık sık arayıp durumunu soruyorlardı. Üstelik hepsi başka şehirde olunca onların kaygılanmasını istemiyordu. Bu yüzden mesaj bölümüne girip arayan numaraya "Sizi tanımıyorum ve bilmediğim numaraları açmıyorum." diye mesaj attı.
Bir daha aranmayacağı düşünürken saniyeler içinde mesajı sesini duydu. Israrla aramalarının nedenini merak ettiğinden açtığında "Açmadan tanışmanın imkanı yok." diyen yazıyı okudu. Bir an annesinin sözleri kulaklarında yankılandı. 'Buluşmadan tanışmanın imkanı yok.' kalbi hızla atmaya başladı. Ne zaman o günü hatırlasa aynı şey oluyordu. Rüyaları da o günle lanetlenmişti. Öyleki geceleri uykusundan kan ter içinde uyanmasına neden oluyordu. Mesajı atandan daha çok mesajdan tedirgin oldu. Yanıt olarak ta "Her arayanla görüşseydim işim vardı." diye yazdı ve elindeki telefonu sehpaya geri bırakıyordu ki bir mesaj sesi daha duydu. "Çok mu rahatsız ediyorlar."
Okuduğuyla kaşlarını indirdi her kimse kendisiyle dalga geçiyordu. Öfkelenmişti ama muhatabı karşısında değildi bu yüzden aynı onun taktiğini uygulamaya karar verdi. Zaten okuduğundan da bir şey anlayamamıştı. Tuşlara basıp "Sanane. Hem arayıp ta rahatsız edenler arasında ilk sıradasın." diye yazıp ısrarla aramasını ima etti.
"Buna sevindim belki ilk ve son olurum. "
Yerinde huzursuzca kıpırdandı. İmaları canını sıkmaya başlamıştı. Daha açıklayıcı olması için "Anlamadım." diye yazdı. Böylece vereceği cevaplar daha net olacaktı.
"Benden başkasıyla konuşmana gerek yok diyorum."
Adamın yazdığı komik miş gibi güldü."Seni tanımıyorum ve ayrıca biz konuşmuyoruz siz beni rahatsız ediyorsunuz. " diye tepki gösterdi.
"Olsun buda bir sey. Tanışalım o zaman ben Savaş"
"Buda neydi şimdi."
" Artık aradığımda acmanda bir mani kalmadığını düşünüyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EN ÇOK KİM YANDI? (ACI AŞK)
General FictionBeyza'nın kaderi çiçekten çiçeğe uçması gereken küçücük bir arının kanatlarına yazılmış. Küçük olduğuna bakmayın kendisi genç kızın hayatını temelinden sarsacak kadar büyük bir imzanın tek sahibi. Gelin görün ki şimdi bir peçetenin arasında cansız y...