Gülümse ve sıkı sıkıya tut annenin elinden.

491 39 0
                                    

Haklıydı kimi şikayet edecek kimden hesap soracaktı. Üstelik nerden buldularsa sabahtan beri telefonu susmak bilmiyordu. Haber kanalları, gazeteler kendisi annesinin derdine düşmüşken birinin çektiği görüntülerle ilk sayfada yerini almıştı. İnternette en çok izlenenler arasına girdiği bile söyleniyordu. Kendi hallerinde yaşarken birden bire göz önünde olmak sinirlerini bozdu.  Tek tesellisi bir kaç gün içinde eski hayatlarına geri döneceklerdi ama o zamana kadar sabrını koruması gerekiyordu. Israrla arayanlar da işini hiç kolaylaştırmıyorlardı.

Odada bir sağa bir sola yürüyerek zaman geçirmeye çalışırken kapı açıldı. Nihayet beklenen an gelmişti. Annesinin doktoru kendinden emin ama insana güven veren bir ifadeyle içeri girdi. Kendiside yaşananlardan haberdar olduğunu gösterdiği bir kaç soruya yanıt aldıktan sonra kısa bir muayene yapıp durumu hakkında bilgi verdi. Sabah odaya gelen çiçekten tedirgin olduğunu doktorla paylaşmıştı. Doktor bir süre daha korkularının devam edebileceğini söyledi ve ekledi eğer geçmezse yardım alması konusunda öneride bulunduktan sonra sevindirici haberde peşinden geldi. 

Beyza doktor çıkış onayını verdiğinde neredeyse boynuna atlayıp teşekkür edecekti. Hastanede geçirdiği her an annesinin burada kalma nedeni gözünde bir kez daha canlanıyor ve geriliyordu. Annesi ve kendini bu ortamdan çıkarmak için evlerine bir an önce dönmek en akıllıca yoldu. Bunun içinde zaman kaybetmeden işlemleri başlatmak gerekiyordu. Annesinden izin isteyip koridorda yürürken meraklı bir kaç gözü üzerinde hissetti. Neredeyse haberi duymayan kalmamıştı. 

Hastaneden çıkmak için işlemleri başlatmak istediğinde görevli bayan ödemelerin yapıldığını söylediğinde bilgisi olmadan birinin masraflarını karşılamasına sinirlendi. Son bir kaç gündür hayatında hiç bu kadar sinirli ve gergin olduğu bir durumda kalmamıştı.. Bulundukları hastane özeldi ve sigortanın bütün masrafları karşılamayacağını biliyordu. Genç bayana sanki bütün suç ondaymış gibi baktığında yaptığı hatayı çabuk fark etti ve sakin bir ifadeyle "Masrafları kimin ödediğini öğrenebilir miyim? " diye sordu.

"Hemen bakıyorum." dedikten sonra klavyede bir kaç düğmeye basan görevli "Burda isminin Hasan Menen olduğu yazıyor." 

"Hasan Menen mi ben öyle birini tanımıyorum."

"Hanfendi burda yazılan isim Hasan Menen."

"Peki kendisine ulaşabileceğim bir numara varmı?" diye sorduğunda görevlinin ekrana bakmasıyla umutlandı. 

"Maalesef sadece isim var."

Beyza görevlinin elinden başka bir şey gelemeyeceğini anladığında "Teşekkür ederim." diyerek yanından ayrıldı. 

Masrafları ödeyeni bilmiyordu, ama öğrenmenin bir yolu elbet vardı. Eline aldığı telefonla internetten Hasan Menen adını aradığında kim olduğunu gördü. Olayın gerçekleştiği kafenin sahibinin hastane masraflarını üstlenmiş olduğunu da böylelikle öğrendi. Yinede kendisine sormadan böyle bir şey yapmalarını doğru bulmadı. En azından arayıp bir geçmiş olsun dileklerinde bulunmalarının daha doğru olacağını düşündü. 

Yapacak bir işi kalmadığından bir an önce eşyalarını toplayıp çıkmanın daha doğru olacağına inandı.   Adımlarını hızlandırıp odaya yaklaştığında koridorun ortasında onu gördü. Elinde papatyalardan oluşan bir buket vardı ve etrafına bakınıyordu. 

Beyza odalarına doğru yürüdüğünde göz göze geldiler. Genc adam birkaç adımda yanına yaklaştığında meraklı iki hemşirenin dikkatlice kendilerini izlediğini fark etti. Bir farkla bakışları çoğunlukla yanındaki uzun boylu esmer gencin üzerindeydi. Hatta birinin iç çekmesine elinde olmadan gülümsedi.

EN ÇOK KİM YANDI? (ACI AŞK) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin