Akraban olmasa da umarım derdine ortak olacak bir dostun vardır güzelim.

549 48 0
                                    

Aynı saatlerde genç adam gözlerindeki öfkenin hedefi karşısındaki adam olmasa bile masasının üzerine doğru eğildi ve orta yaşlardaki avukatına. "Söyle Tunç'a kumar borçlarını son kez ödüyorum. Soy ismimizi kirletmekten vaz geçsin yoksa aylık ödemelerine  son vermek zorunda kalacağım." dediğinde tehditlerinin hiçbir işe yaramadığını bile bile uyarı yaptı. Kendine çeki düzen vermesi için elinden ne geliyorsa yaptı. Fakat kumar, uyuşturucu ve kadınlarla gününü gün etmekten bir türlü vaz geçiremedi.  

"Peki efendim. Kumarhanenin sahibi ile görüşeyim mi?" 

Yaptıklarını düşününce yumruklarını sıktı. Dört gözle ölmesini ve mirasın büyük bölümünün kendisine kalmasını bekliyordu. "İyi olur masaya oturmasını bırak kumarhanenin kapısından bile içeri girmesini istemiyorum." diyerek son noktayı koyduğunu düşünüyordu. Derin bir nefes alıp arkasına yaslandığında kalkmak için hiçbir girişimde bulunmayan avukatıyla göz göze geldiğinde sorunlarının burda bitmedigini anlatan yüz ifadesine kayıtsız kalamadı ve "Anlaşılan bu gün benim sabrımın sınanma günüm.." diyerek anlatacaklarını dinlemeye başladı. 

Avukat önündeki dosyayı açarken "Şey efendim birde Pelin hanımın bu ayki kredi kartı ekstreleri fazla geldi." Dedi ve dosyanın içinden çıkardığı bir sayfayı patronuna uzattı.

Genc adam eline aldığı sayfayı incelemeden en alttaki tutar yazan yere baktı. Bazı insanlar yaşarken etraflarına sorun çıkarmaktan başka bir işe yaramıyordu. Başında bir değil iki tane asalak diye nitelendirdiği kişi vardı. Kaşlarını öfkeyle inerken "Ödemeyi yapın ve kartı iptal ettirin. Bir daha belirlediğimiz miktarı geçerse ceza olarak diğer kartlardan birini daha kapattırın. Bu ona iyi bir ders olacaktır." Dediğinde ikinci başbelası üvey kardeşinin de kuzeninden geri kalır yanı yoktu. Onunda tek derdi paraydı, tıpkı annesi gibi... Para için babasıyla evlenip sonrada hayatını mahvetmiş ve hayata erkenden gözlerini yummasına neden olmuştu.  

Avukat  "Tamam Savaş bey başka bir emriniz var mı?" Diye sorduğunda genç adam için üzüldü. Her zaman duruşuyla ve tavırlarıyla etrafındaki insanları kendine hayran bırakan adamı çileden çıkartan iki yakınına icten ice kızmadan edemedi.  

Savaş sakin olmasi gerektiğini biliyordu. Ama elinden gelen bir şey yoktu. Ses tonunu toparlamaya çalıştı ve "Hepsi bu kadar çıkabilirsin." Dedi ve toplantılarına son verdirdi.

Sabah kendine söz vermişti sinirlenecek her şeyden uzak duracaktı fakat ne yapıp edip bir kez daha el birliğiyle öfkeden delirtmişlerdi. Bazen vadesinden önce ölmesi için ikisinin işbirliği yaptığını bile düşünür olmuştu.

Geriye yaslandı ve gözü masanın üzerindeki resme kaydı en yakın arkadaşı dostu kardeşi kadar sevdiği tek insana... Birlikte basket oynamaktan nasılda keyif alırlardı. Lise son da okulun basket bölümündeydiler ve bu resimde diğer resim gibi hayatını kabusa çevirecek günlerin habercisi gibiydi. Zira kendini ne zaman mutlu hissetse yakın bir zaman da mutluluğuna gölge düşüyordu. O gün kupa maçları vardı ve babasının kalp krizi geçirip öldüğünü öğrenmişti. Ondan sonra da hem okuyup hemde çalışmaktan başka seçeneği kalmamıştı.

Gözü masasının üzerindeki diğer resme kaydı 5. yaş gününde annesi ve babasıyla çekilmiş son fotoğrafları. Keşke o uğursuz mumları hiç üflemeseydim. Diye düşündü. O gece babası acil bir iş için evden ayrılınca annesine yanımda yatar mısın diye teklif etmişti. Dışarıda yağmur yağıyordu ve çocukluktan mıdır yoksa bahçedeki ağaçların uğultusundan mı korkuyordu. Gözlerini yumdu ve istemesede o güne gitti.

Gece her ne kadar gözlerini kapatmak istesede huzursuzlanıp uyumayı ret etti. Bir ara ışıklar gidince annesi korkmasın diye mutfağa gidip mum getireceğini söyleyip yanından ayrıldığında dışarıdan gelen uğultuları duymamak için yorganı başına çekip gözlerinini sıkıca yumarak içindeki korkuyu yok  saymak gibi bir durumda kalmıştı.

EN ÇOK KİM YANDI? (ACI AŞK) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin