25.bölüm "Yağmur"

34.5K 1.5K 2.7K
                                    

İçimi titreten o sesi duydum.

"Gurur"

"Sen!"

"Gurur konuşabilir miyiz?" sesini tekrar duyunca cevap vermeden telefonu yüzüne kapattım. Elim sinirden titremeye başlamasıyla telefonu herhangi bir yere fırlattım.

Sikerler!

<Yasemin'den devam...>

Soğuk suyu yüzüme bir kaç kez çarparak, kendimi toparlamaya çalıştım.
Aynadan kendimi son kez kontrol ederek, bir kaç adım geriledim. Saçlarımı yukardan top haline getirerek banyodan çıktım.

Gözlerim direk karyolayı bulurken hafiften kaşlarım havanlandı. Banyoya gireli iki dakika bile olmamıştı. Uyuyordu? Nereye kayboldu.

Yönümü tekli koltuğa çevirerek, adımladım. Üzerine bıraktığım eşarbı ve akşamdan çıkardığım giysileri elime alarak banyoya geçip hızlı bir şekilde üzerime geçirdim.

Tekrar banyodan çıkıp yatağa doğru tedirgin şekilde ilerlemeye başladım. Kapıya yöneleceğim sırada, Gurur bir sinirle içeriye girerek kapıyı çarpışını izledim.
Neye sinirlendi?

Gurur, "Hazırlan gidiyoruz." derken sesi oldukça sert çıktı. Bu davranışıyla bir adım geriledim. Gözleri kızarmış, çenesi seğiriyordu adeta.

"Misafirlere kahvaltı hazırlamayacak mıyız?" diye sordum. Cevap vermeden direk dolabına doğru ilerledi, sürgülü dolabını bir sinirle iterek içinden gömlek ve pantolon çıkararak yatağın üzerine fırlattı.

Ne yapmaya çalışıyor?
Sinirlendirecek bir şey mi yaptım acaba?

"Bir sorun mu var?" diye sorduğumda, eli sürgülü kapıda asılı kaldı. Bir kaç saniye duraksadı. Başını çevirip bana baktı. Gözleri gözlerimi bulurken, adımlarını bana doğru attı. Bir kaç adımda gelip karşımda dikildiğinde, elleriyle yüzümü avuçlayıp, dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Bu ani hareketiyle neye uğradığımı şaşırdım.

Gözlerini kapatarak, beni öpmeye başladı. Öpüşü öncekilere nazaran yavaştı, yüzümü tutan elleri titredi. Bir kaç saniye daha öperek, anlını anlıma bastırdı.
"Lütfen dediğimi yap bebeğim." dedi sessizce.

Başımı sallamakla yetindim. Ellerini sürterek belime kadar getirip durdurduğunda sesli nefesini içine çekti.
"Hazırsan gidelim." dediğinde tekrar başımı salladım. Geriye doğru çekilerek arkasını döndü. Yatağa doğru yürüyerek üzerindekileri çekinmeden çıkarmaya başlamasıyla arkamı döndüm.

Üzerini giyinmiş olmalı ki elleri her iki tarafımdan belimi kavrayarak sıktı. Çenesini omuzuna bastırarak,
"Hadi çıkalım. Kahvaltımızı dışarıda yaparız." dedi.

"Arkadaşların?"

"Onlara dışarda yiyeceğimizi söyledim." deyip ellerini çözdü.

"Tamam." diyebildim. Benden ayrılarak kapıya doğru yöneldi. Ben de onu takip ederek merdivenlerden inmeye başladım. Aşağı indiğimizde hepsi bir bana bir Gurur'a baktı.
Kesin bir şey oldu.

SAPLANTILI [+18] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin