SAPLANTILI [+18]

44.bölüm "Öp beni!"

Takibe alırsanız sevinirim.
______

"Asıl cezayı ben sana keseceğim bebeğim. Beni öpmediğin her an..." dediğimde, göğsü inip inip kalktı.

"Her an?" diye sordu.

"Evimize gidince öğrenirsin."

🔗

"Bir dakika?" dedi, başını geriye doğru iterek gözlerime baktı. "Sen az önce ne dedin?" diye sorunca, dudağım yukarıya doğru kıvrıldı.

"Ne dedim?" dedim, "Seni çok özlediğimi söyledim." deyip güldüm.
Kocan dediğimin farkına ne zaman varacak... yeni farkına vardı benim saf altınım.

"Hayır o değil."

"Ne peki? Hatırlamıyorum." dediğimde kaşlarını kaldırdı.

"Ben mi yanlış duydum acaba?" deyip kaşlarını çattı.

"Neyi yanlış duydun?" dedim, senin ağzından duymak istiyorum.

"Kocan mı dedin?" dedi fısıltıyla.

"Evet. Öyle dedim, doğru duydun." dediğimde hala anlamaz gözlerle baktı.

"Sen beni boşadııınn." deyip son harfleri masumca uzattı. Kulağına eğilip fısıldadım.

"Beni sikseler, yine senden boşanmam." deyip kokusunu içime çektim. "Sen benim minik karımsın." dediğimde hareketsiz kaldı.

"Yani boşamadın mı beni?" dedi, hala inanamıyordu.

"Yavrum ben başka dil mi konuşuyorum. Seni boşamadım. Benim soy adımı her kız taşıyamaz." deyip, yüzümü boynundan çektim.
Siyahın en koyu tonuna bürünmüş gözlerine baktım.

"Evliyiz yani." dedi.

"Yavrum sen beni nerenle dinliyorsun? Evliyiz diyorum, boşanmadık diyorum." dediğimde dudağı yukarıya doğru kıvrıldı. Gamzelerini yerim senin.
Kaşları çatıldı.
"Ne oldu? Neden kaşlarını çattın?"

"Pisliksin işte. Yirmi gün oldu neredeyse, arayıp sormadın."

"Telefon yasak olduğu için yanımda taşıyamadım." dedim.

"Ne iş yapıyorsun sen?" dedi, siniri geçmeyen dudaklara yapışmak istiyorum. Sikeyim! Neden yemin ettim ki.

"Öğreneceksin az kaldı." dedim. "Ne zaman öpeceksin beni." diye sorduğumda, güldü.

"Senin cezanda bu olsun. Rüyanda görürsün." deyince, duvara yasladım. Ellerimi başının iki tarafından sabitledim.

"Benim vereceğim cezaların yanında senin ki hiç kalır. Düğünden sonra, benim eve gideceğiz. Bu gece sana rahat rahat sarılıp uyumak istiyorum." dediğimde, kaşlarını kaldırdı.

"Neden?"

"Beni aramadığın için!" deyince kendimi sertçe bastırdım. Yavrum seni duvar aralarına kısıktırıp, bastırmayı bile çok özlemişim.

"Yavrum, yokluğum başına mı vurdu. Anlamıyor musun? Telefon yasaktı."

"Ne iş yaptığını söyle? Polis, asker, mafya mısın? Nesin sen?" dedi.

"Sabır edersen öğreneceksin. Ver öpücük, rahatlayım. Susadığım dudaklarına hasret bıraktırdın beni." dedim, nefesi bile boynumu, bedenimi kavuruyorken, kim bilir başka yerin ne hale getirir beni.