14. BÖLÜM

185 7 26
                                    


14. BÖLÜM

Belki de sevmiyorlar, insanım?

Biz sustukça seslerini yükseltiyorlar.
Biz gizlendikçe ışıkları bize tutuyorlar.
Biz sevmedikçe onlar seviyorlar ama biz sevdikçe onlar sevmiyorlar.
Biz yalnız kalmak istedikçe içimize sokuluyorlar, tek başımızayken bile yalnız kalamıyoruz.

Belki de sevmiyorlar, insanım?
Artık susabilmemizi.
Artık gizlenebilmemizi.
Artık sevmeyişimizi.
Artık sadece yalnız kalmak istiyor oluşumuzu.
Artık sadece dünyanın artığı oluşumuzu.

Belli ki sevmiyorlar, insanım.

aysar: Günaydın.

pearlinhell: gün aydı mı gerçekten

Bilmem.

Senin için aydı mı?

güneş benim için doğmuyor

ben güne ayak uydurmak zorundayım

Haklısın.

Bu aralar bütün insanlar çok haklı.

bu ne demek

Çok şey biliyorlar.

Bazen de çok az.

Bir şeylere fazla gelirken başka şeylere eksik geliyorlar.

her insan birer çelişki

Bu dediğini içimden tekrar ettim.

Yine haklısın.

haklıyımdır

ama bu bir işe yaramadı

Telefonu çantama geri koyduğumdan beri kitap okumaya çalışıyordum. Evet, doğru düzgün okuyamıyordum bile çünkü insanların bakışları beni hiç bu kadar rahatsız etmemişti. Kitabı ellerimle tutmak zorunda olduğum için bile yargılanacaktım neredeyse. Daha az önce yanıma oturan bir anne, çocuğu ellerimi izliyor diye onu da alıp yanımdan kalkmıştı. Bu bana komik gelmişti ama bir o kadar da rahatsız edici. O zaman buna trajikomik denebilirdi. Karşımda oturan kadın gözlerini bir saniye bile ellerimden ayırmamıştı. Bakışlarındaki onaylamazlık neredeyse derimi yüzüyordu. Normal şartlarda telefonla ilgileniyor olsam o onaylamaz bakışları yararlı bir şey yapmadığım için olacaktı ama şu anda kitap okumaya çalışmamın bir önemi yoktu. Çünkü ben kendi ellerimi ya rendeden geçirmiş ya da deterjanla yakmış bir İNTİHARA MEYİLLİYDİM! O metrodaki bütün insanların böyle düşünmediğine kimse beni inandıramazdı. Öyleyse bile, o zaman o hayra bakmayan gözleri neden hep ellerimin üzerinde? Ben bunu isteyerek yapmamıştım. Hayatımdaki hiçbir şeyi isteyerek yapmamıştım.

Bilerek yapmıyorum. İnanın... bilerek yapmıyorum!

"Shakespearella," Akay'ın sesini duyduğumda sinirden dolan gözlerimi kırpıştırıp yaşlardan kurtuldum. Bir anda içimdeki ateşi o mavi gözleriyle söndürebilmişti. Beni kendine çevirmesinden ilk defa minnet duymuştum. Bu yüzden gözleri ellerime kaysa da sinirlenmeden sakin kalabildim.

AYSARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin