21. BÖLÜMSeni ilk kim bıraktı?
Deliliğinden bıkanlar mı?
Sözlerinden korkanlar mı?
Katilliğinden kaçanlar mı?
Korkusuzluğunu unutanlar mı?Tüm suç sende değil mi?
Sen ilk kimi bıraktın?İki soru da 18 harf değil mi?
Peki farkları kaç yaşına denk?Sabah yine bangır bangır çalan kapımla uyandım. Bu artık bende bir travma olmak üzereydi. O kapıdaki her kimse siktirip gitmesini bağırabilirdim ama ne yazık ki kapıma gelen çoğu insana nazik, tatlı kızı oynamak zorundaydım. Sırf bunu sabahın köründe yapmamak için Ejder'in, ama aynı zamanda da en az onun gelmesini istedim. En sonunda aklımı toplayıp ayağa kalktığımda başımın dönmesiyle bir anlığına duraksadım. Geçtiğini sanıp ilerlemeye çalıştığımda ayağım kapının kirişine çarptı. Acıyla sessiz bir şekilde inledikten sonra artık gerçekten ayılmıştım. Gözlerimi ovuştururken kapıya yaklaştım. Kapı hâlâ çalınmaya devam ederken deliğinden baktım. Sıla da idealdi. Kapıyı yavaşça açtım ama o neredeyse yüzüme çarparcasına bana itti.
"Senin uyku düzenin hiç mi kalmadı kızım, ben bile senden daha önce uyanır oldum!" Klasik atarlı girişini yaptıktan sonra yine soyunup dökünmeye başladı. Bir kalemle tutturduğu topuzunu açtı ve saçları yeniden omuzlarına yayıldı. İki hafta öncesine göre daha dolgundular.
"Neden geldin? Dört gün sonra gelmeliydin." Her ne kadar onun gelmesiyle rahatlamış olsam da hiç kimsenin gelmemesini tercih ederdim. Bu yüzden de hemen gitmesini istiyordum.
"Sargı görevini tek başına yapamayacağını düşünerek geldim." Omzundan indirdiği çantasını eliyle tuttuktan sonra başını kaldırdı. Gözleri ellerimde kilitlendi. "Malum saracak kimsen yo-" Sözünün neden yarım kaldığını anlayamadığımdan ben de ellerime baktım. Bir elimi eline alıp etrafını incelercesine çevirmeye başladı.
"E sarmışsın? Kim sardı?" diyerek başını kaldırdığında ben de aynısını yapıp yüzüne baktım. Ama bir şey diyemeden kendi varsayımıyla konuşmaya başladı. "Sakın bana Ozan sardı deme. İnanmam." dedi zaten inanamaz gibi. Ki Ozan'da da bunu yapacak insanlık kapasitesi yoktu. Ozan'ın adını duyduğumdan dolayı gözlerimi büyütmüştüm ve o da bu tepkinin üzerine yeniden korku heyecan karışımı bir tonla konuştu.
"Bana bak, sakın bana yakışıklı üvey kuzenime âşık oldum deme. Sırma'dan asla vazgeçiremezsin onu, biliyorsun." Gözlerimi devirip elimi elinden çektim.
"Okuldan biri sardı." diye açıkladım ama elbette ki buna da inanmadı. Kimseyle iletişim kurmadığımı ne yazık ki en iyi bilenlerden biri teyzemin özel hemşiresiydi. Ne kadar alakasız... Ama evime ayda bir gide gele ona alışmıştım. Bir ay gelmese boşluğunu hissedebilirdim. Ama eskiden olsa asla umursamazdım, hatta sanırım sevinirdim.
"Okuldan?" diye sordu dalga geçer bir tonda, kaşlarını kaldırarak. Mırıldanarak onayladım. "Biri?" Yeniden onaylamak mecburiyetinde kaldım. Ama sabrım şimdiden taşmak üzereydi.
"Gidecek misin yoksa anneme bakacak mısın?" Soruma kulak asmadan koşar adım hemen dış kapının karşısındaki odama ilerledi.
"Kimdi kız, anlatsana!" dedi gıybetçi teyze tavırlarına bürünerek. Yatağıma oturduğunda bayağı hevesli görünüyordu. "Ay sen okulda da sardırmamışsındır. Eve mi geldi! Ay ama annen var..." Kendi kendine hem heyecanlanmış hem korkmuş hem de mutluluktan geçmişti. Yavaş adımlarla sandalyeme doğru ilerledim. "Cevap versene ya!" Burnumdan derin bir nefes alarak ağzım kulaklarıma varıncaya kadar gülümsedim ama bu çok zorlama bir gülümsemeydi. Sanırım ona ne söyleyeceğimi bulmuştum bile. Tehlikeli görünüyordu ama ben korkmazdım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYSAR
Fiksi RemajaÖlmek istemeyen birinin intiharı. ❝Papatyalar ölümü sayar. Senin hafızan beni sayıklar. Kopar kopar taç yapraklarını. Geri ekemezsin günahlarını. Seviyor sevmiyor değil bu. Sevemezsin zaten bunu. Hiçbir koşulda. Ölüm ve yaşamak değil asla. Yalnız...