54. BÖLÜMDünya büyük, insanım.
Dünya çok büyük.
Dünya çok aptal.İnsanlar küçük.
İnsanlar aptal.
Ama nasıl koca dünyayı kaplarlar?Dünya büyük, insanım.
Dünya çok büyük, ama sığamıyorum.
İnsanlar küçük.
İnsanlar çok küçük, ama yetemiyorum.Yapamıyorum, olmuyor.
Yaptırmıyorlar.Küçükle büyük arasındayım.
Yoktan fazla da değilim az da.
Sıfır gibiyim, sıfır.
Başlangıç noktasıyım, ama bitmişim.Yokum insanım, yokum.
Aptalım.
Çelişiyorum.
Ben onlar gibiyken onlardan çok farklıyım.
Hep sıfırlanıyorum, insanım, sıfır oluyorum.
Hep sıfıra kalıyorum, hep sıfırlanıyorum.Ben ölsem kaç kişi üzülürdü?
Bu rüyalar mezarda devam eder miydi?
Gece terörü gibi olanlardan bahsetmiyorum...
Böyle güzel rüyalar görmeyi mezarda yatarken de hak eder miyim?
Cenazeme kaç kişi gelirdi? Kaç kişi yetişmeyi seçerdi bu sefer?
Birini öldürsem kaç kişi kalırdı yanımda?
Saymayı deniyorum. Her yanlış kişiyi söylediğimde, yanlış bir damara bastığımda yeniden başlıyorum. Bu belki beş belki de on kere yaşandı. Ve artık ilk başta emin bir şekilde sayabildiklerimden bile şüphe ediyorum.
En başında isteyerek gelecekleri saymayı denedim: Teyzem, Akay, Barış, Ejder.
Sonra zorla gelecekleri: Cevdet amca, Asil, Ozan. Asil, teyzemin zoruyla gelirdi ama ilk yanlışımı Ozan'da yapmıştım. O kesin tehdit edilse de gelmezdi.
Baştan saymaya başladım.
Teyzem, Akay, Barış, Ejder, Cevdet amca ve Asil. Ama sonra düşündüm, isteyerek geleceklere odaklanmalıydım.
İki kişi daha çıkardım listeden.
Teyzem, Akay, Barış, Ejder... Cevabı buldum sandım, yüzüme bir tebessüm oturttum. Ama içimdeki, daha çok zihnimdeki ağırlık, ağrı ve karanlık yeniden, bir şeylerin aklıma takılmasına neden oldu.
Ejder beni sevmiyordu bile. Sanırım...
Baştan.
Teyzem, Akay, Barış... Yeniden kararsızım.
Barış bir katile ne kadar müsamaha gösterebilirdi ki? Yaptığı bu sevgi gösterisiyse muhtemelen başarılı bir roldü. Muhtemelen...
Bu son, dedim kendime.
Teyzem ve Akay.
Birkaç kere, cevabı bulmuş gibi içten içe -garip bir şekilde- sevinerek tekrarladım. Ama sonra durdum. Aklımdaki denizin suyunun bulandığını, içinde balıktan daha çok pisliğin dolaşmaya başladığını hissettim. Her bir çöp, dudaklarıma kadar ulaşıp ben dudaklarımı kapalı tuttukça daha çok büyüyor, daha büyük bir pislik yaratıyordu.
Akay benim kimsem değildi ki? Neden gelsin ki cenazeme?
Kendime güvenmesem bile o an garip bir şekilde bu hislerime kulak verdim ve doğru olduklarına inandım. Yanlış olduklarını bilsem bile, bu sefer inandıklarım, bildiklerimin önüne geçti. Çünkü hâlâ eskisi gibiydim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYSAR
Teen FictionÖlmek istemeyen birinin intiharı. ❝Papatyalar ölümü sayar. Senin hafızan beni sayıklar. Kopar kopar taç yapraklarını. Geri ekemezsin günahlarını. Seviyor sevmiyor değil bu. Sevemezsin zaten bunu. Hiçbir koşulda. Ölüm ve yaşamak değil asla. Yalnız...