29. BÖLÜM

127 5 0
                                        

29. BÖLÜM

Ya saklayamazsam, insanım?
Ya saklanamazsam, susamazsam sana?
Sen susar mısın benim yerime?
Kaçar mısın, korkar mısın?
Kendinden korkar mısın, bir başka insandan, insanım?

"Ne?" diye sordu çok ciddiye almayarak. Ama ben, kendime olan sinirimden dolan gözyaşlarımı yerlerinde tutmaya çalışıyordum. Bunu söylememem lazımdı. O'na itaat etmemem lazımdı. Bu konuyu hiç açmamam lazımdı.

Ama elimde değil, yemin ederim. İnanın bana, ben yapmıyorum. B-ben yapamıyorum... Hiç yapamadım.

"Sakın kurt adamlara falan inandığını söyleme. Hamlet izliyoruz şurada." Ona bakmayı reddediyordum. O da biliyordu ki ona baksam buz kesilirdim. Yine o nehre batar, nefesim kesilir, konuşamazdım. Bu yüzden boynumu kaskatı kesti ve ona bakmamam için çenemden tuttu sertçe. Dişlerimi sıkarak O'na bakmaya devam ederken cevapladım.

"Hayır... İnsanları öldürüyor." Ona bakmak istedim. Beni kurtarmasını istedim. Akay, lütfen bir şey yap... Ama sessizdim. Duymadı beni. Dudaklarım bile titremedi "Bana öldürtüyor." derken. Sesim hiç olmadığından emindi. Sanki işlediğim cinayetlerle çok gurur duyuyormuşum; gamsız bir şekilde hakim karşısında, tüm acı çektirdiğim aile yakınlarının huzurunda yaralarına bıçak saplar gibi, derinine iner gibi anlatıyordum.

"Ne demek istiyorsun?" Filmi durdurdu. İşte şimdi her şey geri dönülmeyecek bir sapağa giriyordu. Köprüden önce bir çıkış yoktu artık. Kalbim sökülmüştü, anlatabiliyor muyum? Geri dönüş yok.

"12 kişiyi öldürdü. Şimdilik." Üzerindeki örtüyü omuzlarından indirdi.

"Dolunay..." Nutku tutulmuş gibiydi. Yalan söylediğimi düşünmek istiyordu. Ama sana yalan söylemem Akay. Şu anda da fazla dürüstüm. Ya da sadece beni yöneten O yüzünden acımasızım. "Sen... ciddi misin?" Dişlerimi daha da sıktım. Gözyaşlarım tam ağlamak, onun kucağına kapanmak isterken kayboldu. Ağlamama da izin vermeyecekti. Sadece sözlerimi değil, bedenimi de ele geçirmişti. Ama bu ilk değildi. Öldürmek istediği çok fazla insan varken bunu benimle beraber harcayamazdı. O'nun en sağlam adamıydım ya ben... beni asla bırakmazdı. Sadece varlığının bilinmesini istiyordu. Korkulacak bir yanı olduğunun... İnsanların korkusu olmak istiyordu ama bilmiyordu ki sadece benim korkumdu. Hem de en büyüğü. Öldürecek kadar. Ama diğer insanlar O'nun hayranıydı. Belki de bundan nefret ettiği için öldürüyordu herkesi.

Cevap vermeyişimden dolayı "Dolunay anlamıyorum..." dedi. Ben de anlamıyorum. Ben de anlamıyorum bunu bana nasıl yapabiliyor, nasıl yaptırabiliyor...

"Akay," Artık ona bakabilirdim. Çünkü kaybettiğim bir insanın daha gözlerine bakıp acı çekmemi istiyordu. Bana hep acı çektirdi ama öldürmezdi. Bir işkenceci gibi, tek isteği birkaç sessiz çığlıktı. Benim yıllardır süren sessiz çığlıklarım bile O'na yetmiyordu ya... "Ben bir katilim, hatta 12 katil." dedim O'nun dediği gibi. Gözleri kocaman açıldı. Ama artık bir faydası yoktu gözlerini ne kadar yakından görsem de.

"Dolunay, ne diyorsun?" Bir süre gözlerini kaçırıp aklıyla cebelleşti. Karşısında oturanın bir katil olduğuna inanamıyor gibiydi. "Dolunay... sen bunu yapmış olamazsın. Sen... Sen..."

"Ben tam da bunu yapacak biriyim, değil mi?" dedim söyleyemeyeceği sözleri yarıda keserek. "İnsan sevmiyorum, hayvan sevmiyorum, canlı sevmiyorum. Tam duygusuz, acımasız bir katil gibiyim değil mi?" Gözleri yeniden gözlerimle buluştu. Keşke biz de bundan sonra buluşabilsek. Keşke tek bir göz olsaydım, çift bile değil, onunkilerle kesişebilseydim sadece, ben bile kontrol edemeden.

AYSARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin