İyi okumalar...
~" Kocaman bir boşluğun içindeyim ben, ne o boşluktan kurtulabiliyorum, ne de o boşluğu doldurabiliyorum..."~
24. Mart
Ölüm sessizliği denen bir laf vardır, şuan oturduğum bu masayı anca bu cümle tamamlayabilirdi.
Tüm aile fertleri ve düğün için gelen misafirler kaldığımız otelin restoranını işgal etmişti. Sözde gelin ve damat için hazırlanan masada Ilgazlar ve Gümüşaylar olarak oturmuş fakat tek kelime etmemiştik. Karşımda kahvaltı eden dedem gözlerini bana değdirmiyor dün dediklerimi unutmuş gibi davranıyordu. Üvey babam ise ortalıkta yoktu.Büyük Gümüşay olan Halil Bey bu sessizliğe saygı gösteriyor konuşmamız için çaba sarf etmiyordu. Pamir elindeki kahveyi yudumluyor etrafada göz gezdirerek misafirlerine selam veriyordu.
"Yemin ederim başım çatlıyor, ama içimde bitmeyen bir enerji var"diyen Sima yanımıza doğru gelirken, önünden geçen genç bir adama çarptı.
Yarı açık olan gözleri kocam açılıp ellerini havaya kaldırdı.
"Afedersiniz, özür dilerim"diyerek adama baktığında adam sorun değil dercesine başını sallayıp gitti.
Sima ellerini saçlarına daldırıp yanımda boş koltuğa kendini bıraktı.
"Kız yenge, bugünden sonra balayına gitte bir hafta dönme"diye çemkirdiğinde kaşlarımı çattım.
"Neden?"
Önümde duran su bardağını alıp içti.
" İnsan kendi düğününü kendi planlar ama sen herşeyi bana yıktın"dedi kızgınlıkla, omuz silktim.
"Organizatörlere bıraksaydın onlar hallederdi"
"Senin kadar umursamaz bir gelin görmedim, tabi kaptın abimi gerisi umrunda değil"
Anlaşılan Sima bugün erkek tarafı olarak uyanmıştı.
"Bugün erkek tarafı mı olacaksın?"dedim alayla
"Tabiki hayır"diyerek ekmeği ağzına tıktı.
Evet deseydi, Merti kucağına almasına izin vermezdim. Bunun bilinciyle hayır demişti, güldüm.
Pamirin gözleri bana dönünce yandan ona bakarak başımı salladım. Ne var yani gülemez miyim?Gülümseyerek bana yaklaştı ve saçlarımı öptü. Bu durumdan rahatsız olsam da masada olduğumuzdan sesimi çıkarmadım.
"Artık çıkalım mı?"diyen Arzu Hanım, masaya doğru konuştu.
"Biz Muzaffer ile bir kahve içelim"dedi Büyük Gümüşay
Dedem önce Gümüşaya baktı sonrada anneme döndü.
"Yarın sabah erkenden döneceğiz, eşyalarını toplarsın"
Sandalyeden ayağa kalkmaya çalıştığında, masada sesim yankılandı.
"Annem gelmeyecek"
Masadaki tüm bakışlar bana döndü.
"Sana sormadık, annenin yeri kocasının yanıdır "dedi Dedem, tam karşımda durduğunda ellerimi masada birleştirdim.
"Bugüne kadar annemin yanınızda kalarak nelere boyun eğdiğini tahmin ediyorum. Fakat bugünden sonra benim yanımda kalacak"
"Ne annenin kocası izin verir buna nede kendi kocan"dedi bastırarak, Pamir masadaki ellerimin üstüne elini koydu.
"Fatma Hanım'ın başımın üstünde yeri var, bizimle birlikte yaşıyabilir"diyen Pamirle, dedem kızgınlıkla bana baktı.
"Sait kabul etmez"diyerek bastırmaya devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siz Bana Aitsiniz +18
Teen Fiction[ Gerçek bir hikayeden uyarlanmıştır!! ] "Onu öğrendiğim gün hayatım değişti. Ondan bir oğlum oldu. Beni bir çocuğun babası yaptı ve şimdide eşi oldum. Bu güzel kadını sevmemek mümkün mü?" Genç adam, duyduğu sözlerle mutlu oldu fakat içini kaplayan...