9. Bölüm

12.4K 620 46
                                    

İyi okumalar...

17. Mart

Bir insanı biterecek başlıca duygu Korkudur. Kalbin içine düşen en ufak bir korku, size yiyip bitirmek için yeterlidir.  
Gerginliğim çok fazlaydı, ellerimin terlemesine engel olamıyordum.

Arabada kimseyle göz göze gelmemek için pencereden dışarıyı izliyordum. Dün akşam Büyük Gümüşay sözünü söylemiş daha sonra bizi uyumaya göndermişti. Sabah erken yapılan kahvaltı, götürülecek hediyelik eşyalar hazırlanıp arabaya konmuştu.

Simayın son dakika Mertle otelde kalmak istemesi beni çıldırtmış ve bağırarak 'oğlumu kimseden saklamayacağımı' söylemiştim, o an herşey hızla gerçekleşmişti.

Pamir beni ve Mert'i alarak arabaya bindirmiş, kimseye konuşma hakkı tanımamıştı. Ardımızdan gelen Arzu Hanım memnuniyetle karşıma oturmuş ve gülümseyerek bana bakmıştı.

Bağırışım Simayı korkutmuş olacakki sesini çıkarmadan arabada oturuyordu. Büyük Gümüşay ise Merti izleyerek yola dalmıştı. Samet ise diğer arabayla bizi takip ediyordu.

Sırtımı sıvazlayan el ile bakışlarımı omuzumdan geriye çevirdim. Pamir kucağında ki Mertle bana yaklaşıp sağ  şakağımdan öptü. Dudakları kulağıma yaklaşıp sıcak nefesini değdirdi.

"Biraz olsun rahatla, kimsenin size birşey yapmasına izin vermem."diye kulağıma fısıldadı. Neden bu halde olduğumu anlıyordu. Başımı sallayıp omuzuna yasladım. Belli etmesemde kendimi toparlamam için ona ihtiyacım vardı. 
Sırtımdaki elini belime indirip tek koluyla beni sarmaladı.

Korkumun sebebi kendim için değil, Mert içindi. Ona karşı yapacakları en ufak bir şeyde, bende geri durmayacaktım. Oğlum ailemden önce geliyordu.

Midyatın sokaklarından geçip asıl durmamız gereken Ilgaz Konağına geldiğimizde derin bir nefes aldım. Arabanın kapısı açıldığında inerek önünde durduğumuz iki katlı, dışı taş kaplama eve baktım. Sağ elime sarılan parmaklarla, yanıma döndüm. Diğer eliyle  önüme düşen saç tutamlarını geriye iterek düzelti.

"Korktuğunu belli etme, yanında ben varım."dediğinde elimi tutan elini sıktım. Her ne olursa olsun Pamir'e güveniyordum, bizi koruyacağından emindim. Benim için en azından oğlumuzu korusa yeterli.

Büyük Gümüşay kapıyı açıp içeri girdi, onu takip eden Arzu Hanım, Samet ve kolunda tuttuğu Mertle, Sima devam etti.  En son el ele ben ve Pamir geçtik kapıdan, ardımızdan sekize yakın korumayla birlikte.

Büyük avludaki sedirlere oturan ailem,  gelen misafirleri karşıladı. Bizi hala görmeyen aile üyeleriyle, iki katlı konağı inceledim. Pencereden bana bakan yüzle olduğum yerde durdum. Pamir durmamla yüzüme bakmış, daha sonra baktığım yere, olayı anladığında sıkıntıyla nefes aldı.

Pencereden gözlerimi çekip Pamirle sedirde oturanlara ilerledik. Annemin gözleri beni bulduğunda olduğu yerde sendeledi, üvey olacak babam ellerimize bakıyordu. Dedem olacak Muzaffer beni gördüğüne inanamıyordu, bir bana bir Pamir'e bakıyordu.

Pamirden elimi çekip bana doğru ilerleyen annemin boynuna sarıldım.
Boynumu ıslatan gözyaşlarıyla sırtını sıvazladım, arada ağzından dökülen ismim, yaşlarına eşlik ediyordu. Derin bir nefes alıp geri çekildim, yüzüme kondurduğum mutluyum gülümsemesiyle ona baktım.

Parmaklarımla yanaklarındaki yaşları silip arkasında ki adamlara döndüm. Başım dik bir şekilde, korkusuzca onlara baktım. Eski Nurvet olsaydı, başını yerden kaldırmaz, onlarla göz teması kurmazdı.

Merdivenlerden sallanarak inen ve geldiğim için memnuniyetsizliğini belli eden üvey babamın karısı Hacer Hanım, bana şöyle bir baktı.

"Gavur şehrinden niye geldin? Kardeşinin nurvetini görmeye mi?"dedi alayla, bakışlarım bir an için pencere kaysa da hemen önüme döndüm.

Siz Bana Aitsiniz +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin