10. Bölüm

12.5K 622 48
                                    

İyi okumalar...

20. Mart

Aşk nasıl bir duygu, ayaklarının yerden kesilmesi mi? Gözlerine perde inmesi mi? Bu iki durumu yaşamış bir olarak söylüyorum, aşk güvene dayalıdır. Güven olmayan bir ilişki de hiçbir duygu gerçek değildir.

Mardin'de gerçekleşen nişandan sonraki gün İstanbul'a dönmüştük, Hacer Hanımın, anneme atacağı iftiraları ve hakaretleri engellemek için annemi de bizimle gelmeye ikna etmiştim. Aradan geçen üç günde, düğünün yapılacağı yer tutulmuş, davetiyeler dağıtılmış, gelecek misafirler için otel ayarlanmıştı.

Arzu Hanım, herşeye koşturabilmek için çiflik evi yerine Pamirin evinde kalmamızı uygun gördü. Üç gün boyunca eve girip çıkan belli değildi, terziden tut, nikah şekeri ve düğün konsepti için organizasyon şefleri, gardıropumu yenilemem için getirilen farklı markalardan elbise standları ve en önemlisi gelinlik seçenekleri, herşey o kadar hızlı ilerliyordu ki, sıkılmış ve bunalmıştım.

Tabi bunların dışında üç gündür, Pamirle aynı odada kalıyor ve birlikte uyuyorduk, annemin gelişi odalarımızın ayrılmasına engel oldu. Ayrıca sabahın veya gecenin saati fark etmeksizin odaya dalan Simanın bizi ayrı uyudu görmesini istemiyorduk. Çünkü söyleyecek bir yalan bulamıyorduk.

Sabah rutin haline gelen Pamirin elini karnımdan çekmek ve kolumla onu dürmek oluyordu. Tabi bu dürtmeyi kendi aleyhine çevirip beni daha çok sarmalıyordu. Kolları arasında dönüp iki gün önce boynuna mühürlediğim diş izlerime dokundum.

Sabah uyandığımda beni sarmalaması çıldırtmış, bırakmadığında da boynunu ısırmıştım. Isırdığım yerin boynunda iz bırakacağını düşünmemiştim, taki sabah kahvaltıda Simanın ve annemin imalı bakışlarını fark edene dek, en değişik tepkiyi Samet kahkahalarıyla vermişti.

Pamir'e bakarak söylediği " Gece kurt saldırdığı herhalde"demesi aklımdan çıkmıyordu. O an ki utangaçla ne yapacağımı bilememiştim. Yanlış anlaşılmaya kurban gitmiştim. Masada onlara olayı da anlatamayacağımdan  susarak cevap vermiştim. Fakat Pamirin dudaklarında oluşan gülümsemeyide hatırlıyorum.

Parmak uçlarımın değdiği iz, artık görünmeyecek kadar gitmişti. Belimde duran eller beni kendine daha çok çekerek yüzlerimizin arasındaki mesafeyi kapattı. Göz kapakları aralanıp kehribarları huzuruma serdi. Dudakları kıpırdandığında gözlerim dudaklarına kaydı. Pembe ve kalın dudaklar aklıma kötü şeyler getiriyordu.

"Bugün ısırmayacak mısın?"

"Hayır"dedim dudaklarına bakarak

"Peki elime tırnaklarını batırmayacak mısın?"dedi nişan gecesi tırnaklarımla elinde yaralar açıp kan akıtmamdan  bahsediyordu. Üç günde yaralar kabuk bağlamıştı.

"Hayır"

"Kaç erkek arkadaşın oldu?"

"Ne"deyip gözlerine baktım.

"Birden fazla olmalı ki, kollarımın arasında olamayı yadırgamadın"dediği şeyi anladığımda onu geri iterek kollarının arasından çıktım. 

"Ailelerimizin olduğu bir evde, ne kadar normal davranabilirsem öyle davranıyorum."dedim az önce ki sorusuna cevaben, yatakta doğrulup sırtını başlığa yasladı.

"Bana sarılabilir ve öpebilirsin, sonuçta artık kocan oluyorum. Tıpkı sana dokunmaya hakkım olduğu gibi "diyerek yataktan çıkıp banyoya girdi.

Arkasından şokla bakıyordum. Bu adam beni ne sanıyordu? Onunla aynı yatakta yatıp, bana sarılmasına izin verince, gerçekten karı-koca olacağımızı mı?
Hah. Biri ona söylesin, anca rüyasında görür, annem gittikten sonra odaları ayıracağımı da eklesin.

Siz Bana Aitsiniz +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin