19. Bölüm

8.8K 497 24
                                    

İyi okumalar...

5. Nisan

Hayaller ve hayatlar olarak düşüncelerimiz ikiye ayrılıyor, yaşadığımız hayattan mutlu olamayınca kendimizce hayaller kurar, bir umut ışığı yaratırız. 
Bu hayaller ya ufak olur erişebilir. Yada oldukça büyük ve gerçekleştirilmesi zor bir hayal kırıklığı olur.

İnsanın içinde her zaman bitmeyen bir umudun filizi vardır. Bu filiz kırılsa dahi yeniden kendini onarır ve yeşermeye başlar.

Dün Pamirle güzel bir vakit geçirmiş, eve dönerken Nilsu ile karşılaşmıştık. Peki Nilsunun benimle ısrarla konuşma umudunu anlayamayan ben ne yapmalıydım. Ben geçmişle ilgili kimseyi görmek ve görüşmek istemiyordum.
Kendi ülkemi terk ederek Amerika'ya kaçmamım sebebi de geçmişi ve geçmişte tanıdığım insanları geride bırakmak değil miydi.

Daha gencecik, süslü hayalleri olan, bu hayaller için gecelerce uyku uyumayan  toy bir kızdım. O kız ardından oynanan oyunları göremeyecek kadar hayata toz pembe bakıyordu. Temiz bir kalbe sahip iken, onun temiz kalbini ondan aldılar, sebebi neydi?

Onu sevdiğimi hissettiremedim mi?
Sen her an onu sevdiğini belli ettin. O senin sevgini hak etmeyen biriydi.

Peki beni sevmedi yada sevgisi bitti. Bunu bana düzgünce dile getirip medenice ayrılsaydık, bu durumdan daha mı kötü olurdu. Hiç bir durum senin kırılan kalbinden daha kötü olamaz.

O zaman ki kızın ardından çok gülünmüştür. Onu salak yerine koymak zevk vermiştir.
Yıllar sonra bu konularla yüzleşmek doğru mu bilemedim?

Ben onları geride bırakmak istedikçe onlar karşıma çıkıyordu. Yeni bir hayat kurarak, evlendim. Fakat görünen o ki, benim sormadığım hesap için onlar bekliyormuş, aradan yıllar geçti bu saaten sonra neyin hesabını vereceklerdi.

Daha çok verilecek hesap yerine, evliliğimin peşine düşmüşler gibi.
Yuvanın bozulmasına izin verme. Sahte kocanda olsa, evlilik kutsaldır.

Elimi demir parmaklıklara koyarak sıktım.

Kimse benimle yada ailem ile uğraşamaz. Eski Nurvet olsa yine ardına bakmadan kaçardı. Fakat ben kaçmayı Pamir beni bulduğu gün bıraktım. Yüzleşmek istiyorlarsa yüzleşirdim. Hemde laflarımı hiç esirgemeden, acımadan.

Omuzuma konan elle irkilerek arkamı döndüm.Sima endişeli gözlerle yüzüme bakıp kolumu tuttu.

"Yenge iyi misin? Kaç defa seslendim ama cevap vermedin"dedi

Derin bir nefes alıp kolumdaki elinin üstüne elimi koydum.

"Düşünüyordum, dalmışım"dedim.Sorun olmadığını belirten bir tavırla, kaşlarını çattı.Açık kehribar gözleri kısıldı.

"Neyi bu kadar düşündün. Bir sorun varsa bana söyleyebilirsin"

Gülümsedim.

"İş konusunu düşünüyordum tatlım. Artık evde sıkılmaya başladım"dedim.
Yüzü gevşedi ve dudakları kıvrıldı.

"Bir karar verdin mi? Şirket işimi yoksa mankenliğe giriş mi?"dedi büyük bir merakla, küçük bir kahkaha attım.

"Karar vermek zor, hala düşünüyorum"dedim. Başını sallayarak elini kolumdan çekti.

Teras katında bulunan büyük oturma grubuna ilerleyip koltuğa bir hanımefendi edasıyla oturdu.

"Aysel"diye seslendiğinde içeriden koşarak Aysel geldi.

"Bize iki sade kahve yapar mısın?"diyerek ince bir sesle ricada bulundu.

Aysel hızla başını sallayıp tekrar içeri daldı.

Siz Bana Aitsiniz +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin