11. Bölüm

12.9K 635 82
                                    

İyi okumalar...

Yalan.

İnsanların bırakamadıkları bir huydur. Başımız sıkıştığında ilk sığındığımız, paçayı kurtarmak için ilk başvurduğumuz yol. Bazen hayat kurtarırken, bazen bir hayatın sonu oluyordu.

Masadakiler ne olduğunu anlamamış bir şekilde ben ve Pamir'e bakıyordu. Gerginlik havası elle tutulacak cinstendi.  Bana açıklama yapması için kehribarlara bakıyor, neler döndüğünü anlamaya çalışıyordum.

Sandalyeden kalkan Lari bana yaklaştı ve elimi tutu. Pamirden bakışlarımı çekerek ona döndüm.

"Otele ortak olan kişi Pamirdi. Bir kaç gün önce kendisiyle tanıştım, düğün hazırlığı yaptığı için anlaşmayı bir türlü sağlayamadık. Bu yüzden bir haftadır Türkiye'de kalmak zorunda kaldım."dedi olayı kendi açıklayarak, başımı sallayıp Pamir'e döndüm.

Ne tepki vereceğimi, merakla bekliyor göz ucuyla da masaya bakıyordu. Lariden elimi kurtarıp Pamir'e yaklaştım. Başımı kulağına yaklaştırarak fısıldadım.

"Bunun normal bir tesadüf olmayacağını bilecek kadar seni tanıdım. Yalancı bir adamla evlenecek olmam midemi bulandırıyor"dedim.

Geri çekildiğimde, ifadesizleşce bana baktı. Duygularını örtmüş maskesini takmıştı. Tıpkı ilk tanıştığımız zamanlarda ki gibi. Omuzumdan masaya döndüm.

"Ben tokum. Herkese afiyet olsun"diyerek, gözlerimi sonda Arzu Hanıma değdirdim.

Her günümüzü, yeni bir yalanla taçlandıracak ve mutluluk maskemizi takacaktık.

Merdivenlerden üst katta çıkıp Pamirin odasına girdim. Odası oldukça geniş ve büyüktü. Jakuzili ve ağaçlarla dolu bir manzarası vardı. Giyinme odasısının yanında duran, orta boydaki odayı Mert'in odası yapmıştı.

Açıklaması ise oğlundan ayrı kalamayacağı, her an gözünün önünde kalmasını istemesiydi. Her ne kadar itiraz etmek istesem de, annemin burada olması işleri zorlaştırıyor ve bileklerime görünmez kelepçeler takıyordu. 

Odaya girip Merti kontrol ettiğim de hala uyuyordu. Anneme çabuk alışmış, onu benimsemişti. Eğilerek başına küçük bir öpücük kondurdum.

Onun için gözümü kırpmadan, herşeyi yapabilirdim. Bu küçük beden benim dayanağımdı.

Banyoyu es geçip balkona çıktım. Serin hava saçlarımı dalgalandırarak beni karşıladı. Yan tarafta duran oturma grubuna ilerleyip kenarda duran pikeyi omuzlarıma örtüm. Hava çok soğuk değildi fakat hasta olmakta istemiyordum.

Kapının açılma sesini duysamda başımı çevirip bakmadım. Zaten kimin geleceğini tahmin ediyordum. Adımları parkede ilerleyip balkona çıktı. Yan profilime gözlerini diktiğinin farkındayım ama yinede dönüp bakmadım.

Oturduğum ikili koltuğun, boş olan kısmına oturup nefesini seslice verdi.

"Biraz konuşmaya ne dersin?"diyen sesi soğuktu. Balkonda olmamıza rağmen sesi daha soğuktu. Cevap vermedim.

"Sizi ne zaman öğrendiğimi söyleyemem, ama öğrendiğim andan itibaren sanki hep benim hayatımdaydınız ve boşluğunuzu hissediyordum. Kim olduğunu öğrenmek için seni araştırdım, düşündüğün gibi en ince ayrıntısına kadar, uzaktan bir süre sizi izledim." Dudaklarına bir gülümseme yerleşti.

"Bir çocuğum olsun isteseydim, senin gibi bir kadından olmasını isterdim. Başı her zaman dik ve gözü kara olsun, oğlumuzu canı pahasına koruyup sonsuz sevgisini ona armağan etsin. Seni gördüğümde o kadın olduğunu anladım ve bunun bir işaret olduğunu kabul ettim."

Siz Bana Aitsiniz +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin