İyi okumalar millet...
Şokla karşımda duran koyu kahve saçlı ve kahverengi gözlü kadına bakarken, önünde pembe elbisesiyle ela gözlü ve kumral saçlı küçük kıza baktım.
Bir an boğazım kuruduğunda yutkundum."Kader"dedim içime kaçmış kısık sesimle, gözleri gözlerimin en derinine baktı.
"Abla"dedi.
Küçük kız gülümseyerek, bana koştu.
"Teyzee"dedi.Küçük kız bacaklarıma sarılırken, ben şaşkınlıkla bir ona bir kardeşime bakıyordum. Eli baldırımda bulunan yaranın üstüne geldiğinde, elini tuttuğum Pamirin elini sıktım. Pamir Merti yere bırakıp yere eğilerek küçük kıza baktı.
"Merhaba prenses ben Pamir"
Küçük kız kollarını benden çekerek Pamir'e döndü. Bir elini ağzına kapatırken, diğerini arkasına sakladı. Gözleri kardeşim Kaderin yanında bulunan adama kaydığında, adam gülümseyerek başını salladı.
"Meraba ben Öykü"dedi. Pamir'in uzattığı eline küçük elini uzatıp tokalaştı. Bakışları bana döndüğünde gülümsedim. Yere eğilemediğim için sadece bükülerek, ona baktım. Ela gözleri gözlerime bakarken minik elini tuttum.
"Ben Nurvet" başımla Pamir'in bacağına sarılan küçüğü gösterdim. "Bu da oğlum Mert"dedim.
Çığlık atarak önce Mert'e sonra Kader'e baktı. "O benim kuyezim mi?"dedi.
'Evet' yanıtını aldığında, Mert'in yanına gidip elini tutarak ona kocaman gülümsedi. " Biz seninle çok oyunlar oynayacaz, birlikte parka gidecez"dediğinde, salonda hıçkırık sesi yankılandı.
Tüm bakışlar Öyküden ağlayan anneme döndüğünde annem daha sesli ağlamaya başladı. Doğrularak yanına ilerleyip elimi omuzuna koydum.
"Neden ağlıyorsun? Bir şey mi oldu?"dedim telaşla, yanaklarını silerek nemli gözlerini bana dikti.
"Mutluluktan ağlıyorum kızım, rabbim sizi evli barklı, torunlarımla görmeyi nasip etti. Daha ne isterim Rabbimden"dedi.
Birden Mert'te ağlamaya başladığında aniden ona döndüm. Öykü korkuyla geri çekilip koşarak Kadere sarıldı.
"Beni sevmedi ağlıyor"diyen Öykü ile Mert paytak adımlar atıp bana yaklaştı. Pamir eğilemeyeceğimi bildiğinden Merti kaldırıp kucağıma verdi. Yavaşça Kadere ilerleyip kucağında dolmuş gözlerle bize bakan Öyküye yaklaştım. Mert sadece annemin yüksek seste ağlamasından korkmuştu. Kaderin yanında durduğum da Öyküye gülümsedim.
"O korktuğu için ağladı. Aslında seni sevdi "diyerek açık kumral saçlarından, bir tutam tutup Mert'e uzattığımda önce bana bakmış sonrada dişlerini göstererek gülüp saç tutamını tutmuştu. Öykü anlamayarak bize baktığında, yanağını okşadım. "Mert sadece sevdiği kişilerin saçını tutar"dedim.
"Ya saçımı çekerse?"diye korkuyla sordu. Başımı sağa sola salladım. " Bugüne kadar kimsenin saçını çekmedi, seninki de çekmeyecek"dedim. Gözleri Mert'e kaydığında elini uzatıp onun saçını tutuğu elini sıktı. Kader ile gözlerimiz kesiştiğinde yavaşça yutkundu.
"Yemekler soğuyor artık masaya geçelim"dedi Arzu Hanım, herkes onaylayan mırıltılar çıkarıp, yemek masasına geçerken, Pamir elini belime sarıp bana eşlik etmişti.
Herkes masadaki yerlerine kurulduğunda tek eksik olan Sametti. Kendisi hala Amerika'dan dönmemiş, döneceği tarihide söylememişti. Ben ve Pamirin arasına konulan bebek sandalyesinde oturan Mert iştahla önünde bulunan tabaktaki yemekleri ağzına atıyordu. Annemin sabahtan beri hazırlığının sebebi belli olmuş, masayı donatmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siz Bana Aitsiniz +18
Teen Fiction[ Gerçek bir hikayeden uyarlanmıştır!! ] "Onu öğrendiğim gün hayatım değişti. Ondan bir oğlum oldu. Beni bir çocuğun babası yaptı ve şimdide eşi oldum. Bu güzel kadını sevmemek mümkün mü?" Genç adam, duyduğu sözlerle mutlu oldu fakat içini kaplayan...