İyi okumalar...
1. Nisan [ Paris ]
' Zaman geçer siz farkında olmazsınız, anca bir yaş büyüdüğünüz de veya istediğiniz güne geldiğinizde anlarsınız.'
"Annecim hadi ama böyle olmaz ki"dedim elimdeki kaşığı tekrar kaldırıp Mert'in ağzına götürdüm. Yüzünü buruşturup sağa çevirdi.
Pamir pür dikkat bizi izlerken, Mert elini uzatarak ona uzanmaya çalışıyordu. Minicik parmakları ve eli adeta babasından yardım istiyordu.
Pamir Mertin bu hareketine sıcacık gülümseyerek elini tutmuş ve oturduğu sandalyeden kalkmıştı."Canı istemiyor işte Nurvet zorlama"diyerek Merti oturduğu meme sandalyesinden kaldırıp kucağına aldı.
"Elisa onun karnı açıktığında yedirir"dedi eliyle Mert'in sırtını sıvazlayarak, gözlerim manzara karşısında dolarken, yüzümde ki buruk gülümsemeyi saklayamıyordum.Karşımda öyle güzel duruyorlardı ki, bir tablodan farksızdı. Pamirin ikizi ama bebek hali kucağında ona bakarak gülümsüyordu. Kumral saçlar, kehribar gözler ve buğday teni,aralarında hiç bir fark yoktu. Uzaktan biri bile onların baba-oğul olduğunu kolaylıkla anlayabilirdi.
Pamir burnunu Mert'in boynuna sürttüğün de, etrafı cıvıl cıvıl sesi doldurmuştu. Küçük eliyle Pamiri uzaklaştırmaya çalışıyor, ardından gülüyordu.
"Ba..ba"dedi Mert gülüşün arasında, Pamir duyduğu kelimeyle geri çekilip şefkatle baktı oğluna, hep bu kelimeyi duymak istercesine sevgiyle baktı.
"Söyle babasının paşası"dedi Pamir kendi gözlerinin aynısı olan oğlunun gözlerine bakarak, Mert sanki gözlerimin dolduğunu hisseder gibi yüzü düştü ve bana döndü. Gözleri gözlerimi bulduğunda ellerini Pamirin omuzundan çekerek bana uzattı, o minik pembe dudaklarını da bükerek, içimdeki hüznü hissetmişti.
Pamir kaşlarını çatıp bana baktığında derin bir nefes alıp sandalyeden kalktım. Hala ağlamak üzere olan Merti kucağıma çekerek sarıldım. Kolları sıkıca boynuma sarılıp başını omuzuma yasladı.
"Hep böyle mi olucağız?"diyen Pamir'e baktım, sorduğu soruyu anlamayarak kaşlarımı çattığım da açıkladı.
" Mert ikimizin arasında mı kalacak, hep birimize yakınken diğerine uzak mı kalacak"dedi kızgınlıkla, Merti kendime daha çok yaklaştırdım.
"Mert daha bir bebek ve seni yeni tanımasına rağmen babası olduğunu anlıyor, onun sana alınmaşına ve seninle oyun oynamasını, beklemek zorundasın"dedim sinirle, ben oğlumu kendi tarafıma çekmedim, oğlum beni istediği için onu aldım.
Arkamı dönüp tekrar Merti mama sandalyesine oturdum ve kendi sandalyeme oturdum. Pamir bir süre ayakta kalıp kendi yerine tekrar geçti.
"Biraz işim uzun sürdü kusura bakmayın"diyen Elisa ellerini ovuşturarak yanıma oturdu.
"Sorun değil canım"dediğimde mahçupca başını salladı.
Elisanın gelmesiyle önceden yediğimiz yemekler kaldırılıp yerine kahveler konmuştu.
"Abla istersen Merti bu gece ben uyuturum"diyen Elisayla başımı olumsuzca salladım.
"Hala huysuzluğu üstünde Elisa"diye mırıldandım.
Yurt dışına çıktığımızdan beri Mert bensiz uyuyamıyor yanında olmadığım vakitlerde ağlıyordu. Dubai'de geçirdiğimiz bir kaç gün güzel geçse de, geceleri Mertin ağlamaları onu yanıma alana dek susmuyordu. Dün gece onu zorlukla uyutmuş Fransa'ya gelene kadar kucağımdan bırakmamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siz Bana Aitsiniz +18
Teen Fiction[ Gerçek bir hikayeden uyarlanmıştır!! ] "Onu öğrendiğim gün hayatım değişti. Ondan bir oğlum oldu. Beni bir çocuğun babası yaptı ve şimdide eşi oldum. Bu güzel kadını sevmemek mümkün mü?" Genç adam, duyduğu sözlerle mutlu oldu fakat içini kaplayan...