İyi okumalar millet...
15. Temmuz
Sevgi ne güzel bir duygudur. Tüm odağını verdiği, kalbinin yumuşacık olduğu, heyecanla gülümsediği sevdiğine hissettiği sevgi bambaşkaydı.
Selçuk okşadığı saçları eğilerek kokladı. Burnuna nüfus eden koku kır çiçeklerini huzuruna seriyordu. Sevdiği kız nede güzel kokuyordu. Yüzünü sağa sola sallayarak kokladığı saçları dağıttı.
Başını geri çekerek morarmaların yok olduğu yanağa hafif bir öpücük kondurdu.
Aradan neredeyse iki hafta geçmişti. Simanın vücudundaki morluklar ve çizikler iyileşmişti. Sağ elindeki sargı iki günde bir yenilenirken, sol diz kapağındaki yarası kabuk tutarak kapanmıştı.Sima eve getirildikten sonra uyku ilacı kesilmişti. Kimse ona ne olduğunu sormadı. Daha doğrusu soramadı. Çünkü Simanın uyandıktan sonra verdiği tepki herkesi şaşırtmıştı. Sima kaçırıldıktan sonra ne olduğunu hatırlamıyordu.
Pamir endişe ile Özleme durumu anlattığında duydukları canını yakmıştı.
Özlem ' Simanın yaşadıklarının fazla olduğunu hissettiğinden psikolojik olarak beynin kendine duvar ördüğünü ve acıyı unutmak amacıyla yaşadıklarını hafızasının bir kenarında sakladığını' söylemişti.
Sima vücudun ağrısının onu uyutmadığını söyleyerek geceleri kendi isteğiyle uyku hapı kullanıyordu. Gündüzleri yataktan çıkamadığından kurdukları SUN markası için hazırlıklar ve görüşmeler yaparak zamanını geçiriyordu.Her gün uyku hapı aldıktan sonra Selçuk yanına gelerek sabaha kadar yanında duruyordu. Bazen onu izliyor bazende ona sarılarak uyuya kalıyordu. Uyanmasına yakın Selçuk evden çıkıp gidiyordu.
Selçuk'un gece geldiğini sadece Nurvet ve Pamir biliyordu. Pamir durumdan oldukça rahatsızlık duysa da, Nurvet için ses çıkarmıyordu. Nurvet her gece Selçuk'un gelmesine tebessüm ederek kapıyı açıyordu. Onu karşılamayı ve küçük bir sohpet etmeyi alışkanlık haline getirmişlerdi. Arzu Hanımın uyuduktan sonra olanlardan haberi yoktu. Evlerini gece ziyaret eden bir misafir vardı.
Pamir ve Nurvet yüzleşme gecesinden sonra Asım Doğanın savaş bayrakları çekeceğini düşünmüştü. Fakat Hüseyin Doğanın arayarak suçun Asımda olduğunu kabul etmesi herkesi şaşırtmıştı. Asım, Pamir'i vurduğunu kabul ederek Nurveti de kışkırttığını kabul etmişti. Büyük Gümüşay sorunun kolay çözülmesinin altında başka bir şey yattığını söyleyerek sessizliğe bürünmüştü. O geceden sonraki gün Büyük Gümüşay, Dekkake ve Haşmet Ağa Hakkari'ye dönmüştü. Pamir sürgün ettiği kardeşi Sameti de yanlarında göndermişti. Kardeşinin biraz burnunun sürtülmesini ve aklını başına almasını istiyordu.
Pamir Gümüşay'ın evinde güneş açmasına az kalmıştı. Yatakta karısına sarılarak doğacak güneşi bekleyen Pamir gözlerini Fransız balkon kapısına dikmişti. Nurvetin kolları arasında olmasına, ona sarılarak uyumasına bayılıyordu. Karısını bazen içine katası geliyordu.
Asımın intikam için ona sevdiği kadını vermesi, hayatında yaptığı en iyi intikamdı. Sevdiğinden ikisine ait bir parçaları dahi vardı. Oğlunu çok seviyordu. Onun kopyası olan oğlunu her gördüğünde içi huzurla doluyordu. Nurvete, Merti doğurduğu için ne kadar teşekkür etse azdı. Bazı konularda Nurvete zorunlu tercih yaptırsa da, amacı onları korumaktı.
Aklına aylar öncesinden Nurvetin söylediği cümle geldiğinde dudakları kıvrıldı.
'Merti soyadına geçirmeni anlarım beni niye soyadına geçiriyorsun?'demişti.
Haklıydı. Ama Nurvet isminin yanına en çok Gümüşay soyadı yakıştığını biliyordu. Onu o fotoğraf karesinde gördüğü zaman dahi farklı biri olduğunu hissetmişti.
Bazen ona doğruyu söylemek yerine eksik parçalar vererek geçiştirdiği oluyordu. Bazende yalan söylememek için cevap vermiyordu. Ama zeki karısı istediği cevapları bir şekilde buluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siz Bana Aitsiniz +18
Teen Fiction[ Gerçek bir hikayeden uyarlanmıştır!! ] "Onu öğrendiğim gün hayatım değişti. Ondan bir oğlum oldu. Beni bir çocuğun babası yaptı ve şimdide eşi oldum. Bu güzel kadını sevmemek mümkün mü?" Genç adam, duyduğu sözlerle mutlu oldu fakat içini kaplayan...