40. Bölüm

6.1K 449 44
                                    

İyi okumalar millet...

11. Mayıs

İhanettir aslında insanı bitirende akıllandıran da, kalbe yara verir. Akıla bir ders verir.
Daha dikkat edersin, insanlara güven konusunda, yada yine bildiğin yoldan devam edersin.

Kandırmak ve kandırılmak bu kadar kolay mıydı?

Saatlerdir karşımda oturan adamı nasıl ikna edeceğimi düşünüyorum. Sabah gelen aşiret ağaları ben ve Pamir'i evliliğimiz için tebrik etmiş, oğlumuz Mert'i gördüklerinde tebessüm etmekle kalmıştılar. Konu Memetin evliliği ve kaçan Gizeme dönünce tüm aile fertleri eve çağrılmıştı.

Kadınlar arasında Saliha babaanne, Arzu Hanım ve ben vardık.
Üç kuşağın hanımları olarak bulunuyorduk.

Aşiret ağaları sabahki silah sesini sorduğunda, Pamir kendisinin havaya ateş ettiğini söylemişti. Buralarda kadının aileden birine silah çekmesi düşmanlığın habercisi olarak görülüyordu.

Konu Memete tekrar döndüğünde karar verilmesi istendi. Memet her ne kadar Gizemi ve kaçtığı adamı öldürmek istediğini söylese de, Pamir bunun mümkün olmadığını yasal yollardan ilerleyeceklerini söylemişti.
Daha sonra Memet yeniden evleneceğini söylediğinde aşiret ağaları şaşırmıştı.
Kimse bu kadar erken davranması beklemiyordu.

Kızın Şirin olduğunu duyan ağalardan biri, Memete çıkıştığında ortalık biraz olsun gerilmişti. Sonradan öğrenmiştim o ağanın Şirin'in Amcası olduğunu, meğer yeğeninin Memetle evlenmesini istemiyormuş. Çünkü Memetin öfkesinin kurbanı olacağını düşünüyordu. Adam bencede haklıydı.

Zamanında kızla konuşmuş evlilik kararı dahi almışlardı. Fakat sonra ne olduysa Memet Şirini bırakıp Gizemle evlenmeye karar vermişti.

Saliha babaannenin evlilik için fikri sorulduğunda " Yeni gelin ne derse bende onu diyorum"diyerek nedensizce arkamda durmuştu.

Arzu Hanım "Evliliğin çok erken olduğunu, yanlış karar verilmesini istemediğini "söyleyerek tavrını koymuştu.

Ağalar alınamayan net karardan sonra bir gün mühlet verildiğini, kararın onlara iletilmesini istemiştiler, Pamir'e 'neden onlara söylemeliyiz' diye sorduğumda, ağların arkamızda durmasını aksi takdirde dedikodularla baş edemeyeceğimizi söylemişti.

Aile Memeti fikrinden döndüremeyince, son olarak benim konuşmamı istemişlerdi. Şimdi karşımda tabletten işlerle uğraşan adamı nasıl ikna edebileceğimi düşünüyordum.

Terasta oturmamız ve esen rüzgarla habire saçlarımın omuzlarımı huylandırması ayrı konuydu.

"Daha ne kadar bana öyle bakmayı sürdüreceksin?"dediğinde daldığım yüzünden bakışlarımı gözlerine çevirdim.

"Sen yaptığın hatayı ne zaman kabul edeceksin?"diye karşı bir soru sordum.

"Ben bir hata yapmadım"diyerek kısa kesti.

Alaylı gülüşüm rüzgarın esintisine karıştı. "Hiç değişmeyecek değil mi? belki gelenekler farklılaşır ama harcanan kişi her zaman kadınlar olur. Kaç genç kız harcanacak bu uğurda?" sona doğru sesim yükselmişti.

Tableti kapatarak bana döndü. "Kimse harcanmadı, Şirin Gümüşayların yeni gelini olacak"dedi.

"Kendi onurun için yada dedikoduların önünü kesmek için ani evlilik yapma. Kendini de Şirin'i de zor durumda bırakacaksın. Senin üstlenmen gereken duruma Şirin de maruz kalacak, onu kendin için harcıyorsun. Yapma Memet Gizemin seni hançerlemesinin bedelini Şirine ödetme."

Siz Bana Aitsiniz +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin