3. Bölüm

2.6K 118 43
                                    

Karanlıkta parlayan harelerine baktım uzun uzun. "Ne istiyorsun benden? Ben hiçbir şey yapmadım."

- Bazen insan bilmeyerekte hata yapar. Ve bu hatalarının bedelini misliyle öder. Sende ödeyeceksin Duru.

Gözümden bir damla yaş düştü. "Lütfen, gerçekten ben bir şey yapmadım." Kollarını iki yanımdan çekerek ellerini ceplerine koydu. "Seninle uğraşamayacağım," diyerek giyinme odasından kıyafetlerini aldı ve karşımda giyinmeye başladı. Hızla arkamı döndüm, ne yapıyordu bu adam? "Arkanı dönmene gerek yok biz artık evliyiz." Yumruklarımı sıktım. Hışırtılar kesildiğinde giyindiğini anlamıştım. Arkama döndüm. Üzerinde sadece siyah bir eşofman altı vardı. Yatağa girerek uzandı ve gözlerini kapattı.

Ne yapacağımı bilemeyerek sordum. "Ben nerede yatacağım? Odam nerede?" Dirseklerinden destek alarak doğruldu ve tek kaşını kaldırdı. "Aptal mısın sen? Şu an odandasın ve yatakta yatacaksın. Eşyaların dolapta." Kaşlarımı kaldırdım. "Seninle aynı yatakta yatmayacağım."

- Yatacaksın güzelim.

"Yatmayacağım."

- Yatacaksın, gerekirse zorla.

"Zorba adam," diye fısıldadım kendi kendime. "Duydum," diye sesini işttiğimde dudağımı ısırarak dolaba yöneldim kapağını açar açmaz duraksadım. Kıyafetlerimin hiçbiri yoktu. Onun yerine başka kadın kıyafetleri vardı. Oflayarak sinirle sordum. "Kıyafetlerim nerede?" Cevap gelmedi. "Alaz sana sordum, kıyafetlerim nerede?" Yine cevap gelmeyince pijamalardan bi takımı çıkardım ve banyoya girerek üzerimi değiştirdim. Çıktıktan sonra elbisemi ve ayakkabılarımı dolaba koyarak yatağa girip en uca uzandım.

Bundan sonra hayatımın nasıl bir yönde ilerleyeceği hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Derin bir nefes alarak felaket olacak yarınlara gözlerimi kapattım.

Odaya vuran güneş ışığıyla gözlerimi kırpıştırarak açtım. Aklıma gelenlerle yan tarafıma döndüm. Boştu. Yataktan kalkarak perdeyi aralayıp dışarıya baktım. Yaklaşık 10-20 tane koruma vardı. Burası neden böyle iyi korunuyordu ki? Ben kiminle evlenmiştim? Dolaptan siyah bir kot pantolon ve siyah bir gömlek çıkartarak banyoya girdim. Sıcak bir duş alıp dişlerimi fırçaladıktan sonra kıyafetlerimi giyip saçımı at kuyruğu yaparak aşağıya indim. Birkaç hizmetli kahvaltı sofrasını hazırlıyorlardı. Beni gördüklerinde gülümseyip tekrar işlerine döndüler.

Kapı zili duyduğumda nefesimi tuttum. Hizmetlilerden biri kapıyı açtığında Alaz elinde su şişesiyle içeriye girmişti. Üzerinde gri bir eşofman takımı vardı. Sanırım koşudan geliyordu. Beni gördüğünde kaşları olabildiğince çatıldı. Merdivenlerden çıkarken "yukarı gel!" Diye sinirle söylemişti. Peşinden merdivenlerden çıkarak odaya girdim. Üzerini çıkarmaya başlarken konuştu. "Bir daha bu kadar geç kalkma." Tek kaşımı kaldırarak sordum. "Neden?"
Tam karşımda durdu. "Kehfimin kâhyası öyle istiyor."

- Ben senin keyfinin kâhyasının hizmetçisi değilim!

Kolumdan sertçe tuttu. İnleyerek geri çekilmeye çalıştım. "Duru, benim sabrımı zorluyorsun. Sana ne diyorsam onu yap." "Kolumu bırak!" Daha sert sıkmaya başlamıştı. Kolumun moraracağından emindim. Kolumu ondan kurtardığımda hızla banyoya girerek kapıyı kilitledim ve yere çömelerek oturdum. Ağlamayacaktım, bu adam karşısında ağlamayacaktım. Ben güçsüz biri değildim. Ayağa kalkarak lavoboda yüzümü yıkadım. Banyodan çıktıktan sonra odaya göz gezdirdim. Beyaz ve lacivert tonlarının hakim olduğu bir odaydı ve kocamandı. Başlığı duvara dayalı bir yatak, yatağın sol tarafında duvara monte edilmiş bir kitaplık ve içinde yüzlerce kitap vardı. Yatağın sağ tarafında beyaz bir makyaj masası, makyaj masasının çaprazında giyinme odası vardı. Kitap raflığının çaprazında ise büyüp bir gardırop vardı. Kaşlarımı çattım benim elbiselerim gardıropta onun elbiselerinin ise özel bir odası vardı.

BUZ VE ATEŞ (ALEV SERİSİ - 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin