57. Bölüm

414 19 23
                                    

Alaz'ın Anlatımıyla
"İğrençsin!" Sesi neredeyse tüm oteli inletirken bu umurumda olmaksızın ifadesizce bakmayı sürdürüyordum kendisine. "Nefret ediyorum senden!" Bağırdıkça içindeki ateşin sönmesini bekliyordu.

Lâkin içindeki ateş gözlerine yansıyordu ve bu da ateşin ne kadar büyük olduğunu gösteriyordu ki, sönecek gibi değildi.

Kollarım göğsümde bağlı durmaya devam ederken ona doğru tehlikeli bir iki adım attım.

- İkimizde benden nefret etmediğini biliyoruz Alara.

Duraksadı lâkin gözlerinde ki öfke geçmek yerine artıyordu. "Ediyorum!" Diye adeta cırladı. "Senden nefret ediyorum! Hepsini bir kenara bırak, ben senin nişanlınım, buna da mı saygın yoktu?!" Ciddi ciddi kahkaha attım.

Benden saygı bekliyor olamazdı.

- Benden saygı mı bekliyorsun?

Alayla gülümseyerek başımı iki yana salladım.

- Seni daha en başında uyarmıştım. Bu evlilik sadece benim bir şeyleri unutma ve senin gururunu tatmin etme üzerine olduğunu biliyordun.

Bana hayretle baktı ama bu hayretin sahte olduğunu bilecek kadar tanıyordum onu.

"Gururumu tatmin etmeye falan çalışmıyorum." Bana bir adım yaklaştı. "Seni seviyorum."

- Şu an normal bir zamanda değiliz, yalan söylemeyi bırak. Beni gerçekten sevseydin bu 4 yıl içerisinde başka adamlarla yatmazdın.

Evet tam olarak bunu yapmıştı ve bu durumda beni sevdiğini söylemesi saçmalık ve son derece gülünçtü.

Bende başka kadınlarla olmuştum lâkin ben onu sevmiyordum zaten.

En başında da bunu kabullenerek kabul etmişti benimle evlenmeyi.

Afallamıştı, bunu biliyor olmamı  beklemiyordu. "Sen... Nasıl..."

- Anlamayacağımı mı düşündün? Zaten bu umurumda bile değil, benim söylemeye çalıştığım, yalandan beni seviyor olduğunu söylemen.

Yüzümü buruşturdum.

- Midemi bulandırıyorsun.

"Sadece... Hepsi hataydı, Alaz. Son birkaç aydır kimseyle beraber olmuyorum, yemin ederim."

- Olsanda zerre umurumda olmaz. Yalnızca sahte sevgi sözcüklerin sinirlerimi bozuyor.

'Sahte' kelimesine özellikle vurgu yapmıştım. Sesli bir nefes verdi ve uzlaşmacı bir şekilde bana doğru ellerini kaldırdı lâkin dokunmaktan çekiniyormuş gibi birkaç santim ileride duraksadı elleri.

- Bak, tamam hatalıyım ama senin yaptığın... O kadın senin eski karındı ve sen ona ihanet ettin. Onu sevmiyorsun ve hatta ondan nefret ediyorsun, baştan beri ediyordun. Neden bu gece onunla birlikte o tepede oturuyordun?

Duraksadım.

Ben... Artık ondan nefret etmiyordum.

- Peki ya nefretim aşka dönüşmüşse?

Sözlerim her ne kadar samimi görünsede buzdan ifademi koruyarak öylesine bir cümleymiş gibi bir araya getirmiştim kelimeleri.

Oysa içimde her şey farklıydı.

Nefret etmiyordum ondan ama nefretimin aşka dönüşüp dönüşmediğini de bilmiyordum.

Başını iki yana salladı.

Bu söylediğime inanmamış gibiydi ve bu beni afallatmıştı."Bu söyeldiğin imkânsız. Yani, siz olamazsınız. Sen ona aşık olsan bile siz olamazsınız. Bunu kendim için söylemiyorum, tamamen doğrular... Sen ona neler yaptın... Kim affeder bunları?"

BUZ VE ATEŞ (ALEV SERİSİ - 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin