11. Bölüm

1.2K 84 18
                                    

Alaz kızgın bir boğa gibi her an Caner'in üstüne atlayacakmış gibi duruyordu. Caner ise Alaz'ın bakışlarını umursamadan bana bakıyordu. "Benim olana 'prensesim,' diyemezsin!" Dedi Alaz ateşi andıran öfkeli gözleriyle. Caner Alaz'a dönerek en az onun kadar öfkeli gözlerle sordu. "Yaren nereden senin oluyor?!" Alaz'ın dudağının bir tarafı alayla kıvrıldı.

- Benim karım.

Caner bakışlarını yere indirdi. Kaldırdığında gözleri yaşlıydı. Baktım. Sadece yaşlı gözlerine baktım. Oysa ki benim gözlerim dolduğunda başımı omzuna yaslardı.

Ben hiçbirşey yapamadım...

Alaz'a meydan okuyan gözlerle baktı. "Ama seni sevmiyor, beni seviyor. O sana ait değil. Olmadı ve olmayacak." Alaz yumruklarını sıktı. Ama pes etmeden devam etti. "Benim yanımda, benim gözlerimin içine bakarak uyuyor." Bunu Caner'in canını acıtmak istercesine söylemişti ama benim de canım yanmıştı. İç sesim dış sesimin yerine bağırıyordu. "sen aptalsın. Sevdiğine sahip çıkamayacak kadar aptalsın," diye haykırıyordu.

Ben sevgime sahip çıkamıyordum.

Caner sevdiğim kahve gözlerini bana çevirdi. Baktı. Bakışlarıyla anlatmak istedi. Bakışlarında ki bana karşı hayal kırıklığını anladım...

Tekrar Alaz'a döndü. "Bu hiçbir şeyi değiştirmez. Beni seviyor ve ömrünün sonuna kadar beni sevecek." Kaşlarımı çattım. Caner'in bu sözleri hiç mantıklı gelmiyordu. O Alara ile evliydi. Onu seviyordu. Bu sözleri niyeydi? Alaz ellerini pantolonun cebine sokarak Caner'e yaklaştı. "Seni sevdiğine emin misin Caner?"

- Eminim.

"Peki ömrünün sonuna kadar seveceğine emin misin?" Sustu. Susmasın isterdim. Susmasın ve emin olduğunu söylesin isterdim. Çünkü onu ömrümün sonuna kadar sevecektim. "Peki sana soralım Caner. Onu ömrünün sonuna kadar sevecek misin?" Kahveleri elalarıma uğradı. Acımasızca fısıldadı:

- Hayır.

Kapandı gözlerim. Keşke zamanı geriye alabilme şansım olsaydı. Geçmişte ki verdiği sözü hiç vermeseydi.

1 Yıl, 3 Ay Önce
"Caner," diye fısıldadım neşeli sesimle. "Efendim prensesim?" Burnumu kırıştırarak sordum: "ilerideki hayalin ne?" Düşünmeden cevap verdi: "ölene dek seninle olmak." Gülümseyerek kaşlarımı çatyım ve, " 'ilerideki hayalin ne' diye sordum," dedim. Dişlerini göstererek tebessüm etti.

- Tamam işte, ileridekii hayalimde ölene dek seninle olmak.

"Ya bir gün ayrılırsak?"

- Ayrılsak bile ben ömrümün sonuna kadar seni seveceğim ve hep kalbimde olacaksın. Yani yinde ayrılmamış olacağız.

"Söz mü?"

- Söz. Ömrümün sonuna kadar seni seveceğim.

Verilmiş ama tutulamamış sözler vardı. Yaralı bir adam ve yaralı bir kadın vardı şimdi. Adam çaresizlik, kadın acı içindeydi. Caner'i kaybediyordum.

Alaz bana döndü. "Sen onu ömrünün sonuna kadar sevecek misin? İçimden "evet," diye fısıldadım. Dudaklarımda can bulmadı kelime. Caner'in gözlerinin içine bakarak "hayır," dedim.

Gerçek değildi. Dile getirdiklerim gerçek değildi. Gerçek olan herşey içimdeydi...

-----------------------
Alaz, taburcu işlemlerini halletmek için odadan çıkmıştı. Asya hırkamı giyinmemde yardımcı oluyordu. Nazlanmaya başladım. "Asya, hasta değilim kendim yapabilirim." Kızgın bir surat ifadesi takınarak "nazlanma Yaren. Yardım etmek istiyorum, bırak." Oflayarak yardım etmesine izin verdim. Alaz geri geldiğinde hep beraber hastaneden çıkmıştık. Polat ve Pınar hastanenin önünda arabayla bizi bekliyorlardı. Pınar beni görünce el salladı ve arabanın içinden çıkarak yanıma gelip yavaşça sarıldı. Gülümsemesine karşılık verdim.

BUZ VE ATEŞ (ALEV SERİSİ - 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin