6 Gün Sonra
Buz gibi su başımdan aşağı akarken avuçiçlerimi ıslak fayansa yaslamış, gözlerimi yummuştum. İçimden taşmaya hazır duygular su damlaları gibi kayıp gitmek istiyordu.Dibe çekiliyordum.
Neydi bu his, tanımı nasıldı bilmiyordum lâkin alevlerin ortasında hissettiriyordu.
Üzüntü veya başka bir şey değildi fakat öldürüyordu.
Yumduğum gözlerimi araladım
6 gün daha geçmişti. Ve hâlâ Alaz'dan hiçbir haber yoktu
Ellerimi fayanstan kaydırarak indirdikten sonra suyu kapatıp önüme gelen ıslak saçlarımı arkaya doğru attım ve ardından saçlarımın ucuna inip kahve tutamlarda asılı kalan suyu sıktım. Dolaptaki bornozlardan birini alıp ıslak vücuduma geçirdikten sonra duşa kabinden çıkıp lavabo tezgahının önüne geldim. Önümdeki buğulan aynanın yüzeyini avuçiçimle sildikten sonra elimi indirdim.
Yüzümde derin bir enkaz, gözlerimde yoğun bir sarsıntı vardı.
İçim ise mahşer yeriydi.
Düşük omuzlarla banyodan çıktıktan sonra bornozu üzerimden çıkarıp yatağın üzerindeki giymek içn ayarlamış olduğum kıyafetlere yöneldim. Siyah iç çamaşır takımını boy aynasının önünde üzerime geçirmeye başladım. Son olarak tam sütyenin askısını omzumdan geçirmiştim ki, aynaya yansıyan gözlerim karnıma takıldı.
Geçen bu günlerde biraz daha büyümüştü.
Bugün tam 3 ay, 1 haftalık olmuştu.
Günleri saymadan yapamıyordum.
Geçen her gün ruhuma bir balyoz indiriyordu.
Elimi kaldırıp avuçiçimi karnıma bastırdım.
Bu hamileliğimden beri çıplak karnıma ilk dokunuşum, aynı zamanda sanki onu ilk hissedişimdi.
Şimdi varlığı daha belirgindi. Sanki aramızdaki yalnızca bir et parçasıydı.
Kalbimin ritimleri düzensizleşirken hamileliğimden beri karnıma ellediğim sayılı anlardan beri ilk kez bakışlarım sert değildi.
Hatta yumuşak bile denilebilirdi.
Parmak uçlarımı çıplak karnıma bastırırken onu daha çok hissettim.
"Beni görüyor musun?" Diye fısıldadım aynadan karnıma bakarken.
Gülümsedim.
Sonra düşündüğümde belki şok olacağım bir hareketti ama o an gülümsedim.
Derin bir nefes alırken elimi karnımdan çektim ve tekrardan yataktaki kıyafetlere yöneldim. Etek tarzı kot şortu ve bol, kısa kollu beyaz tişörtü üzerime geçirdikten sonra saçlarımı kurutmadan yalnızca tarayıp uzayan kâküllerimi alnımın üzerinde düzelttim. Beyaz, tüylü ev terliklerimi de ayağıma geçirdikten sonra şarjda duran telefonumu alıp yatağa oturdum ve sırtımı yatak başlığına yasladım.
Geçen bu 20 günde telefonum takip programından arınmış bir şekilde gelmişti.
Telefonu açıp kilit ekranını kaydırdıktan sonra bir süre ekranla bakıştım. Saatlerce sosyal medyada takılma özgürlüğüne sahip olamamıştım hiçbir zaman. Yalnızca 1 yıl önce Feyza'nın ısrarıyla kafamı dağıtmak için Instagram yüklemiştim ve nadir de olsa orada takılıyordum.
Yükledikten birkaç hafta sonra bir gece yarısı uygulama da gezinirken aklıma Alaz gelmiş ve kendimi durduramadığım bir merakla onun adını aratmıştım. Çıkan birkaç hesaptan birinde onun profil resmini görünce hayatını artık bende silik sürdürmeye devam eden acı, gün yüzüne çıkarmıştı kendini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUZ VE ATEŞ (ALEV SERİSİ - 1)
JugendliteraturBir adam ve bir kadın. Geçmişin kirli pençeleri... İntikam almak isteyen bir adam. Tek hayali, sevdiği adamla sonsuz olmak isteyen bir kadın. Kadının bu hayalini elinden alıp tutsak eden adam: ALAZ AKSOY Hayatı çaresizlikten ibaret olan, sürekli yar...