39. Bölüm

377 45 5
                                    

Caner'in kokusu ciğerlerime doldukça algılarım kapanıyor, Alaz'ın gözlerini gördükçe korku, benliğimi esir ediyordu. Hızla Caner'den ayrıldığımda öfkeli bakışlarımı Caner'e yönelttim. O ise rahat bir ifadeyle Alaz'a bakıyordu. "Ne işin var senin burada?!" Diye sordu Alaz, sinirli bir şekilde Caner'e doğru yürüyerek. Caner omuz silkti:

- Sana bir şeyi hatırlatmak istedim.

Kaşlarımı çattım. Ne demek istiyordu? Alaz'ın yüzünde ki ifade bi anlığına değişti lakin bu ifadeyi anlayamadım. Öfkesi tekrar yerli yerine geldiğinde Caner'e dpğru birkaç adım atarak beklemediğim bir şekilde sert bir yumruğu yüzüne geçirdi. Çığlık atarak Alaz'a doğru ilerledim. Art arda yumruklarını Caner'in yüzüne geçiriyordu lakin Caner bir tepki vermiyordu. "Alaz!" Dedim korku dolu bir sesle.

Ne yaptığını sanıyordu?!

Kolunu tutarak onu geri çekmeye çalıştım lakin bir faydası olmuyordu. "Alaz!" Dedim bir kez daha. Beni duyuyor gibi değildi. Öfkesi tamamen onu ele geçirmişti. "Alaz dur artık, yeter!" Caner'in yüzü gözü kan olmuştu ama bu Caner'in umurunda değil gibi görünüyordu. Resmen ikiside kafayı yemişti! Alaz'ı bir kez daha çekiştirdiğimde bu sefer kendi isteğiyle Caner'den ayrılmıştı. Öfkeli bakışlarımı bu sefer Alaz'a diktim. "Ne yapıyorsun, kendine gel!" Caner hiçbir şey olmamış gibi ayağa kalkıp Alaz'a doğru yaklaştı ve sadece Alaz'ın duyabileceği şekilde fısıldadı.

Yazar'ın Anlatımıyla
Genç adam, Alaz'ın yumruklarına karşılık vermiyordu çünkü bunun Alaz'ı daha çok sinir edeceğini biliyordu. Sevdiği kadının bağırışlarını duyuyordu lakin bir tepki vermemekte kararlıydı. Alaz kendisinden ayrıldığında rahat bir tavırla ayağa kalkıp Alaz'a yaklaştı ve sadece Alaz'ın duyabileceği bir şekilde fısıldadı:

- Sen bizimle bir anlaşma yaptın, Alaz Aksoy. Bunu unutma. Yaren sedece benimdi, sadece benim olacak.

Yaren Duru'nun Anlatımıyla
Caner geri çekildiğinde bana gülümseyerek son bir bakış atıp evden ayrılmıştı. Caner, Alaz'a her ne söylediyse Alaz'ın iki yanında ki elleri yumruk halini almıştı ve yüzü git gide sert bir hal alıyordu. "San ne söyledi?" Diye fısıldadım, endişeli bir sesle. Cevap vermeden salona geçip koltuklardan birine oturdu. Bende dış kapıyı kapatarak Alaz'ın yanına geçip oturdum:

- Bana kızgın mısın?

Cümlemi kurar kurmaz bakışları beni bulduğunda hafif bir tebessümle beni kollarının arasına çekip başıma nahif bir öpücük kondurdu. "Sana kızgın değilim, bebeğim." Bedeninin kasıldığını belime saran kollarından anlayabiliyordum. "O herifin bu eve geldiğini ve onun sana sarıldığını biliyorum. Bu yüzden sana kızgın değilim." Gülümsedim. Evet, belki bana kızgın değilidi ama kırgındı. Bunu ses tonundan anlayabilmiştim.

Bu canımı yakmıştı.

"Ne söyledi Caner sana, Alaz?" Burnunu boynuma gömerek derin bir iç çekti. "Önemli bir şey değil, saçmaladı işte."

- Ama...

"Şu an o herif, konuşmak isteyeceğim en son insan bile değil Duru. Kokunu çok özledim ve şu an sen kollarımın arasındayken sadece kokunu solumak istiyorum. Kokunu solumama izin verir misin?" Usulca kafasmı salladığımda tekrar burnunu boynuma gömüp derin bir nefes çekti. Bende onun kokusunu derince içime çekerek gözlerimi kapattım.

Onu ne kadar çok özlediğimi şimdi daha iyi anlıyordum.

"Nasıl geçti?" Diye sordum, sessizliği bozarak. Bezmiş bir şekilde "sıkıcı," diye yanıt verdi. Kıkırdadım. Gerçekten sıkılmış gibi görünüyordu. "Sen ne yaptın bakalım, benim yokluğumda?" Omuz silktim:

BUZ VE ATEŞ (ALEV SERİSİ - 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin