Çok durgundum ve bu durgunluğun gördüğüm kâbus olduğunu biliyordum. Beni oldukça etkileyen bir kâbustu. Alaz'ın söylediklerini düşündüm. Gitmeli miydim? Anlatmalı mıydım?
Koca bir bilinmezlik beni içine hapsetmişti.
"Biraz düşünebilir miyim?" Diye sordum. Düşünmeye ihtiyacım vardı. Elini yanağıma yerleştirerek hafifçe okşadı. "Düşün, güzelim. Eğer anlatabileceksen kabul et, pişman olacağın birşeyi yapmanı istemem... Şimdi biraz uyu, bütün gece uykusuz kaldın." Kafamı iki yana salladım ve "uyumak istemiyorum," diye fısıldadım. Alaz'da benimle beraber uykusuz kalmıştı ve bu benim sıkıntımı ikiye katlıyordu. "Sen uyu istersen, benim yüzümden uyuyamadın."
- Uykum yok. Sen dert etme bunu.
Sıkıntılı bir nefes verdim. Hafif bir serinlik vardı odada ve bu serinlik beni bir nebze rahatlatıyordu.
Acıyan gözlerimi kapattım.
Babamın yüzü belirdi, gözkapaklarımın ardında ki karanlıkta.
Açtım gözlerimi.
Odada, geçmişimde ki çığlıklarım yankılandı sanki.
Sesli bir nefes aldım.
Ciğerlerime hançer saplandı sanki.
Sesli bir nefes verdim.
Babamın geçmişte ki kirli elleri boğazıma saplandı sanki.
Nefes alamadım...
Yumruklarımı sıktım korkuyla.
Babamın darbeleri bedenimde can buldu sanki.
Saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdım.
Babamın her fırsat bulduğunda acımasızca asıldığı saçlarımın dipleri acıyla sızladı...
Herşeyde, her yerde onun izleri vardı.
O izlere her dokunduğumda, ruhumda birşeyler parçalanıyordu ve seslerini sadece ben duyuyordum.
O izlerden kurtulmanın tek yolu ölmek miydi?
Birkaç dakika boşluğa daldı gözlerim.
Ölümü düşünüyordum.İntaharı...
Kurtulmam için bir çözüm müydü, intahar?
Kafamı iki yana salladım ve bu düşünceme hayret ettim. Hayır, intahar kesinlikle çözüm yolu değildi. Bunu düşünmem bile hataydı.
Geçmişimin darbelerine alışacak, geleceğimin darbelerini korkusuzca bekleyecektim.
Hissediyordum. Geleceğimin darbeleri, geçmişimin darbelerinden daha beter olacaktı.
Bunu hissediyordum.
Geleceğim, geçmişimi aratacaktı.
O zaman dayanabilecek miydim?
3 Gün Sonra
Arabanın camından, hafif çiseleyen yağmuru seyre dalmıştım. 3 gün daha, Alaz'ın benim için aldığı evde kalmıştık ve o 3 günlük süre zarfında birkaç saatlik uykudan daha fazlasını uyuyamamıştım. Şu anda deli gibi uykum geliyordu lakin direniyordum. Çünkü o birkaç saatlik uykularımda bile dehşet verici kâbuslar görmüştüm. Şimdi ise arabada dağ evine doğru yola koyulmuştuk.Bu 3 gün hiçbir şey yapmadan sadece evin bahçesinde, çimlere uzanıp gökyüzünü izlemiştim. Alaz bu durumuma oldukça üzülsede, benimle konuşmaya çalışsa da çabaları boşa çıkmıştı. Birkaç kere de kâbuslarımda Alaz ile ilk evlendiğim zamanları, düğün gününü ve Alaz'ın aşağılayıcı cümlelerini duymuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUZ VE ATEŞ (ALEV SERİSİ - 1)
Novela JuvenilBir adam ve bir kadın. Geçmişin kirli pençeleri... İntikam almak isteyen bir adam. Tek hayali, sevdiği adamla sonsuz olmak isteyen bir kadın. Kadının bu hayalini elinden alıp tutsak eden adam: ALAZ AKSOY Hayatı çaresizlikten ibaret olan, sürekli yar...