41. Bölüm

400 42 9
                                    

Kapıyı açan Pınar ile şaşkınlıkla ağzım açık kaldı. Alaz çoktan kahkahayı basmıştı. Gözlerimi kırpıştırarak Pınar'a bakmaya devam ettiğimde Pınar'da gülümsemişti, bu şaşkın halimle.

Pınar noel baba kostümü mü giymişti, yoksa ben mi yanlış görüyordum?

Polat'ta görüş açıma girdiğinde ağzım bir karış daha açıldı. Ama onun surat ifadesi, Pınar'ınkine tezat asıktı. O da kardan adam köstümü giymişti ve bu kostümü Pınar'ın zorlamasıyla giydiğine kalıbımı basabilirdim.

Girdiğim transtan çıkarak kıkırdadım. İkiside kostümleri içinde çok komik gözüküyorlardı. "Bu haliniz ne?" Diye sordum kahkahalarımın arasından. İçeri geçtiğinizde Polat dış kapıyı kapatarak gözlerini devirdi. "Hiç sorma ya! Pınar tutturdu 'sen kardan adam kostümü giyeceksin,' diye. Şu halime bak." Polat'ın üstünde ki kostümde gözlerimi gezdirdim. Kardan adama hiçbir şekilde benzemeyen ama 'kardan adam kostümü' olarak nitelendirilen bir kıyafetti.

Polat'a gerçekten yazıktı.

Pınar'ın üstünde de noel baba kostümü vardı ve Pınar bu kostümü giymekten gayet memnun görünüyordu. Ben Pınar'ın oldukça süslü bir şeyler giymesini beklerken böyle bir kostüm giyinmesiyle epey şaşırmıştım.

Kapı ziliyle yerimde rahatsızca kıpırdandım. Bakışlarım Alaz'ı bulduğunda beni rahatlatmak istercesine göz kırptı. Gülümsedim.

Umarım bu gece sorunsuz geçerdi.

Pınar kapıyı açtığında gelenleri görebilmek için hafifçe öne eğildim ve o an, Caner ile kesişti bakışlarım. Yutkunarak geriye çekildim ve istifimi bozmadan arkama yaslandım. Caner'in ardından Alara, Şeyda ve Emre'de içeriye girdiğinde sesli bir nefes verdim. Tekrar Alaz'ı buldu bakışlarım ve onun, Caner'e öldürücü bakışlar attığını gördüm.

Caner'in dudağında ki yara hâlâ duruyordu ve kabuk bağlamıştı

Bakışlarımı yere indirdim. Ne olursa olsun ona zarar gelmesini istemezdim, ve onu böyle gördükçe canım yanıyordu. Alara Alaz'a doğru ilerlediğinde dişlerimi sıkarak yana doğru kaydım ve tam Alaz'ın yanına yerleştim. Alara Alaz'ın yanına oturmaya çalışmıştı ve tabiki buna izin vermeyecektim. Alaz'ın diğer tarfında da koltuğun kolu olduğu için, Alara el mecbur karşı koltuğa geçmişti. Alaz bu hareketimle gülümsediğinde Caner ve Alara öfkeyle yumruklarını sıkıyorlardı.

Emre yanımıza geldiğinde Alaz ayağa kalkmış, ardından birbirlerine erkekçe sarılmışlardı. Emre bana başıyla selam verdiğinde bende aynı şekilde selamına karşılık verdim. Şeyda'nın sinsi bakışları üzerimdeydi ve bu benim iyice sinirimi bozuyordu! Şeyda bakışlarını benden çekip Polat'a yönelttiğinde büyük bir kahkaha attı. Şeyda'nın bu kahkahasıyla Polat iyice somurtmuştu. Şeyda Polat ile dalga geçercesine cümlelerini sıraladı:

- Polat kusura bakma ama sen kardan adamdan çok, kar topuna benzemişsin.

Şeyda'nın bu cümlesiyle bende dayanamayıp güldüm. Hatta Alara ve Emre'de ufak bir kahkaha atmışlardı. Caner ve Alaz ise birbirlerini bakışlarıyla adeta dövüyorlardı. Pınar Şeyda'ya kaşlarını çatıp Polat'ın koluna girdi. "Niye öyle diyorsun Şeyda? Bence kar topu kostümü Polat'a çok yakıştı." Şeyda bir kez daha kahkaha attığında Polat sinirli bakışlarını Pınar'a dikti. Birkaç saniye sonra Pınar ne dediğini fark etmiş olacak ki, hatasını fark eden bir çocuk gibi dudağını ısırdı ve sonradan cümlesini toparlamaya çalıştı. "Yani, kardan adam kostümü diyecektim. Şeyda benim kafamı karıştırdı."

Kapı zili çaldığında Polat kolunu Pınar'dan kurtararak kapıya doğru ilerledi ve kapıyı açtı. Pınar ise gözlerini kısmış bir şekilde Şeyda'ya bakıyordu ama bu Şeyda'nın umurunda değil gibiydi. İçeriye gülümseyerek giren Alina ile gözlerimi devirdim ve Alaz'a biraz daha sokuldum.

BUZ VE ATEŞ (ALEV SERİSİ - 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin