Uzun yıllar oldu.
Annem Defne İplikçi 40'lı yaşlarına babam Ömer İplikçi ise 50'lerinde. Kardeşlerimin her biri babamdan kalan işleri tek tek bölüşmüşler idare ediyorlar. Ve siz söylemeden soylüyeyim hepsi bekar, evlenmediler. Başıma kaldı hepsi.🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃
Burası cennetten bir fragman gibiydi. Evimiz üç oda bir salon, balkona çıkıldığı zaman eşsiz yeşil alanı gören, bahçeli ve kulübemiz de uslu fakat sahibini koruyan kolluyan bir kral.
Her şey bir rüyada ibaret olduğunu düşlüyordum. Günlerce, haftalarca ve aylarca bu çekimden çıkamam, kurtulamam benim de herkes gibi sakin, çocukları okullarına giden, karneleri neden zayıf geliyor diye hayıflandığım, mutfakta yemek yaparken türkü eşliğinde, içine sevgimi de katacağım leziz tatlar hazırlayıp akşam olduğunda Ömer'in sırf beni kızdırmak için elimin lezzetini, yemeğin tatlarını beğenmesi üzerine savurduğum saçlarım ile trip atmayı ve en önemlisi kapıda simsiyah takım elbise giyinmiş bir sürü adamların olmadığı, evden çıkarken sıradan bir insanmış gibi kendi arabamla alışveriş yapmayı çok özlemişim. Ve konuşmayı da.. Evet ben Defne İplikçi tekrar karşınızdayım♥️
Çocuklarım büyüdü ne ara hemde ..
Eminem başarılı bir avukat. Bu günlere gelebilmek için gerçekten çok çalıştı kesinlikle öylesine bir şey de değil. Babasına rağmen yaptı. Ömer her seferinde 'bu iş zordur. Kız başına nasıl uğraşacaksın? Sonra Ömer niye sinirleniyor' dese de Eminem çok güzel bir şekilde yapabileceğini kanıtladı. Tabiki babasının dediği gibi adamlar da oldu ama adalet karşısında herkese hesap sordu. Bir gün bile adaletsizlik yapmadı. Yemin töreni geldi aklıma..Bugün günlerden benim okuldan mezun olacağım gün. Artık bana bu dönemin korkulu ceza avukatı Emine İplikçi diyecekler. Tek kaşı hava da kalkmış olan küçük erkek kardeşim Emir, "uyyyy çok korkayrum bak ellerim nasıl titriyor!!!" kendince benimle alay etmeye çalışıyordu, aptal. Tabi annemin olağanüstü bir yeteneği olduğu için iç sesimi anlamış da kardeşin ile öyle konuşma der gibi bakıyordu. Sözde ben daha çok seviliyorum.. Tamam anne anladık, aklımı okuyorsun!
Neyse! Konumuza dönelim biz en iyisi. Allah'tan bir erkek kardeşim daha var yoksa gerçekten kendimi yalnız hissedecektim. Zira babam ve kaan daha gelmemişti onlar bana laf dahi ettirmezdi.
"Emir seni de göreceğiz bilader? Gerçi dün gece yaptıkların ile manşetlerdeydin!? Bakalım babam gelince kendisine de aynı lakayik bir cevap verebilecek misin?" dediğinde içim bir ferahladı. Kendi her haltı yer hiç konuşulmaz. "Ünlü iş adamı Emir İplikçi pardon Playboy Emir İplikçi mankenlerle yakalandı" evet doğru duydunuz mankenler. Adam tek ilişki yaşamayı sevmiyor. Dün geceden kalma gömleğinin yakasını düzelterek, "ne alakası var ya beni paylaşamıyorlarsa ben ne yapayım? Babama da gelince artık alıştı ya iki bağırır, kredi kartı limitleri düşer sonra bana kıyamaz al sana eski günler" gevşek gevşek sırıtarak konuşmasını noktalarken annem biricik küçük oğluna mest ile bakıyordu. "İnşallah karşına bir dinsiz çıkarda seni imana getirir."
Ve ben bu konuşmayı içimden değil resmen söylemişim. Tabi babam duymasaydı iyidi fakat duymuştu ve bu biraz emir için sancılı günlere işaretti.
"Allah'a bırakmayacağım ben imansız işini benim güzel kızım. Şu mezuniyeti bı atlatalım" düz bir ses ile anlamsız yüz ifadesiyle tekrar "halledeceğim." olmuştu.
Annem, babamın koluna girerek her öğrencinin velisi gibi oturulması gereken yerlere oturdular tabi babam önden söylene söylene giderek. Demirhan ise Emirhan'ı telkinler vermeye çalışsa da racon kesilmişti kesse sesini biraz kesseydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PSİKOPAT MAFYA AŞIK OLURSA
General FictionBir mafyanın zengin bir ailenin tek kızlarına aşık olması. O günden sonra hiç kimsenin hayatı eskisi gibi olmayışı