Şubat ayının ortalarında olmasına rağmen yaz tadında idi İzmir. Derlerdi de inanmazdım. İzmir'de dört mevsimi yaşarsınız. Gerçekten de bu konuda haklılarmış. Sabah on bir gibi İzmir'e geldiğimizde güneşli bir hava varken şimdi ise hava o kadar soğuk ki ömer ceketini bana vermek zorunda kaldı siz düşünün. He tabi siz şimdi nerede olduğumuzu merak ediyorsunuz? Hemen söyleyeyim.
İzmir'in şuan merkezindeyiz trafikli bir ortam yani. Genede sevdim. Trafiği var ama sanki böyle kordon boyunda verdiği huzuru size anlatamam yaşamanız lazım. Yolunuz eğer bir gün İzmir'e düşerse herkesin kordon boyuna gitmesini tavsiye ederim :) [Yazarınız da bir İzmirli olarak tavsiye ediyorum çok güzel bir şehir :)]
Sağ olsun ömer biz buraya gelmeden önce her şeyi ayarladığı için hemen eve gitmek yerine İzmir turuna çıkmıştık. 1 hafta kalacaktık burada ama çok ince düşünülmüş ayrıntılarla donatmıştı etrafımı. Anlattığına göre tabi oda zorla anlattı sürpriz olsun istiyormuş bana. Çeşme'de bir yazlık evi kiralamış denize böyle 10 dakika uzaklığında. Böyle şehir hayatından ziyade köy hayatı gibi bir yermiş. Şimdiden çok merak ediyordum.
Şimdiye dönersek Göztepe sahilde bir balık restorantı denize sıfıra karşı baş başa yemek yiyoruz. Ee yol acıktırdı kızımla beni. ''Aşkım biz acıktım'' dedim ömer'e. Ömer de yüzüne aldığı sıcak gülümseme ile karnıma dokunarak ''benim prenseslerim acıkmış mı? Hemen kızımı ve karımı doyuralım bakalım. Şurada çok güzel bir balıkçı var. Oraya gidelim hem de balıkları taze kızımda taze balık yesin'' dedikten sonra elini ait olduğu yere belime götürmesiyle biz de ahenkli bir şekilde restoranta girdik.
Tabiki de bir dünya ordu koruma ile! Ömer'e bin kere dememe rağmen korumaları çekmemişti yanımızdan. Neyse. İçeri girdiğimizde böyle afilli afilli saçlarını sallayarak beyaz gömleğinin ilk üçü açık eteği de mini minicik olan bir kadın karşıladı bizi. Resmen ateş üstümüze üstümüze geliyordu. İzmir kızları için güzel diye duymuştum ama bu bu çok fazlaydı! Bakışları direk ömer'in üzerindeydi tabiki ömer'in bakışları yerde! Hele bir baksın oyarım! Yolarım! Neyse defne sakin ol.
İki eli arkada yanımıza gelerek sol elini ömer'e ''hoş geldiniz ömer bey?'' diyerek uzatınca ben ömer'den önce davranıp ''hoş bulduk hanım efendi!'' dedim elimi tabiki de uzatmadım. O kim ki hadsiz elimi uzatıcam. Ömer bıyık altı gülerken ''hoş bulduk merve hanım hoş bulduk. Yer ayırtmadık ama umarım yeriniz vardır?'' diye sordu ömer.
Kadın başıyla ömer'i onaylayarak ''size her daim yerimiz var ömer bey. Misafirinize tabii'' diyerek beni gösterip aşağılayıcı bir şekilde bana bakmaz mı?! Bana baktı tutmayın beni yolacağım! Ben tam cevap verecekken ömer elimi tutarak kaşlarını da çatarak ''karım! Kendisi karım Defne İplikçi!'' dediğinde demin ki bakışı gitmiş mahcup oldum bakışı vardı ama ben yer miyim haspam! Ay bu benim ağzımı iyice bozdu!
''Hı-hı pardon ömer bey yani evli olduğunuzu bilmiyordum yoksa hiç böy'' lafını tamamlayamadan ''bir daha olmasın olursa affetmem zaten hadi şimdi biz açız yerimizi gösterinde oturalım karım hamile ayakta fazla durmamalı'' dediğinde ben böyle bir dikleşerek yan bir bakış attıktan sonra ezici bakışımla başka bir garson tarafından yerimize gittik.
Masaya oturmam da yardımcı olduktan sonra karşıma geçip oturdu ömer. Elini elimin üstüne koyarak ''Beğendin mi aşkım burasını? Ne yemek isterseniz bakalım?'' diye sordu ömer. Bir düşünüp gibi yapıp yemek seçme tercihi yerine ''sen ne zaman geldin ömer buraya?'' sormayı seçtim. Ah bu hormonlar!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PSİKOPAT MAFYA AŞIK OLURSA
General FictionBir mafyanın zengin bir ailenin tek kızlarına aşık olması. O günden sonra hiç kimsenin hayatı eskisi gibi olmayışı