Kahvehaneden çıkıp, mahallede bir iki tur atıp esnafın derdini, hatrını sormak için dolaşacaktı ki arkadan bir ses ömer'i durdurdu, "İznin var mıdır?" sorusu ile.
Arkasını dönüp süzdü kendisine sesleneni. Ayağın da tabanı az yüksek, siyah bir ayakkabı, üzerinde entarisiyle başına bağlamış tülbentine baktı ömer.
Dili ile kuruyan dudaklarını ıslatıp, çarpık bir gülümseme ile baktı yüzüne. Bu şaşkınlığı ilk defa ve muhtemelen son görüşü olacaktı defne'yi.
Ömer cevap vermeyince üzerine doğru yürümeye başladığın da kaşları çatılıp sordu, "neye izin istersin?" diye.
"Bu mahallede bir sürü sorun vardır, dışsal. Sen onları eminim çok iyi çözeceksindir amma velakin içsel sorunlar?" ömer, karısının ne demek istediğini anlamamıştı.
Başını sağa sola sallayıp "yani diyorum ki, kadınlar, çocuklar. Onların da dertleri, acıları vardır. Bir erkeğe açılmaları zordur, iznin varsa mahallenin kadınların derdine derman, acılarına ilaç olayım?" başını havaya kaldırıp gözlerini kapatarak aşağı yukarı salladı kafasını ömer.
Yavaş ama kendinden emin adımlar ile defneye doğru adımlar atmaya başladı. Tek kaşını çatıp başını hafif sola eğip, belindeki eli ile arkasındakilere elini sallayıp "hanım efendi kimsiniz ben pek çıkaramadım?" muzipçe bıyık altı sırıttı.
Defne tek kaşını kaldırıp bir adım öne atıp, tek elini beline koyup konuşmaya başladı. "Kime benzettiniz peki?" gibi bir soru açıkçacı beklemiyordu ömer. Şaşırdı ama kendi başlattığı oyunun devam etmesine de biraz mutlu oldu.
"Sizden güzel olmasın sevgili eşim'e.. Ama o böyle giyinmez" yanına yaklaşıp yüzünü ekşitip "aramızda kalsın ama biraz sosyetiktir, kendisi" defne tek kaşını kaldırıp 'ben sana bunun hesabını evde sorarım' bakışı fırlattı. Bu bakışın üzerine karısın ellerini tutup, yüzünü döndü mahalliye.
"Ben bu mahalleye, sizlerin de deyimiyle baba oldum. Ama atalarımız ne demiş, anne varken bir göz görür, ana olmazsa hiç görmez." defne'yi önüne alıp "benim gözümdür karım. Omurgamdır. Ben babanız isem, karım da ananızdır bundan sonra. Kadınların ve çocukların sorunları ile ilgilenmesi için artık ben değil, anneniz ilgilenecektir" yan bir bakış atıp "ben dahil hiç bir erkek tek bir lakırdı bile etmeyecek" mahalleye dönüp baktığında hep bir ağız "ben dahil hiç bir erkek lakırdı etmeyecek!" böylece kadının hükmü liderlik koltuğuna oturmuştu.
Ömer'in tek bir bakışı ile dağılmaya başlanmıştı. Ömer o kadar gururluydu ki defnesi ile. Elini kalbinin üstüne koyup "bazen defne bana uymaz, benim gibi olması gerekiyor ama olmaz deyip kendimi ikna ederken hiç beklemediğim bir an da öyle bir şekilde geliyorsun ki.." elinin üstüne bir öpücük kondurdu.
Yanağına elini götürüp okşayıp "senin olduğun her yer benim evim ömer. Sen burada yaşamak istiyorsan burası. Sen zor durumdayken evde yan gelip yatamam. Biz o imzayı atarken ne dedik" aynı anda "iyi günde kötü günde" beraber gülmüşlerdi. Mahallenin ortasında yaptıkları ömer'e ters gelse de aşkını doya doya yaşamak asıl özgürlüktü.
"Evet çok çabaladım, bu işlerden uzak durmak için ama olmuyor. Buraya geldiğimiz günden itibaren, sorunlarımız da olsa yüzün gülüyor, mutlusun. Yıllarca İstanbul da ben mutlu yaşadım, sen de benim mutluluğum ile. Şimdi fedakarlık sırası bende." elini elinin üstüne koyup "böyle kudretli bir babaya, kudretli eş olmaya çalışacağım" dediğinde bir süre sessizce dursalar da birden gülmeye başladılar.
İkisi de bu kudretli eş olma sürecini çok merak etmiş aynı zaman da zihinlerinde bir düşünmeye çalışsalar da oturtamamışlardı. Ama çok keyifli bir o kadar da haşin geçeceği belliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PSİKOPAT MAFYA AŞIK OLURSA
General FictionBir mafyanın zengin bir ailenin tek kızlarına aşık olması. O günden sonra hiç kimsenin hayatı eskisi gibi olmayışı