Merakım hep başıma bela olsa da o gizemli çocuğun adını öğrenmek istiyordum. Angela ya da Adrian'a sormak yerine nöbetçinin yeni astığı sınıf listesine yöneldim.
Pişman olmam çok da uzun sürmedi. Ben elimi kağıdın üzerinde gezdirip yeni bir isim ararken arkamda birini hissettim. Boynumun üzerinden fısıldaması gıdıklanmama neden olmuştu. Kalbim şiddetli bir şekilde atarken soluğumu kesen soğuk nefesin sahibi konuştu.
"Rose, ismimi bana sorarak öğrenmek daha kolay olmaz mıydı sence?"
Mavi gözleriyle yüzleşmek için arkama döndüm.
"Birden insanların arkasından gelip onları korkutmak adetin midir?" diye sordum sorusunu geçiştirerek.
Güldü.
"İsmim Erik."
Fazla yakındık. Kristali andıran gözleri içime işlemek ister gibi üstüme sabitlenmiş, sanki benimle dalga geçiyorlardı. Kaçma isteği duydum. Karşımdaki bu mükemmeliyetin oltanın ucundaki yem misali avını bekler gibi bir hali vardı. Ondan etkilenmemek elimde değildi. Bu yüzden cevap veremeyerek yanından sıyrılıp sırama geçtim.
O ise alaycı bir tavırla gülüyordu. Şaşkınlıktan Damien'ın yanına oturduğum fark edememiştim. Kalkmaya hazırlanırken beni bileğimden yakaladı ve en tatlı halini takındı.
"Özür dilerim Rose. Seni korumalıydım. Tam bir pislik gibi davrandım. Affet beni."
Elini silkelesem de trip atmanın hiçbir faydası yoktu. Zaten Erik başlıca bir sorun kaynağı olmuştu benim için.
Ben cevap vermeyince Damien daha da yalvarmaya başladı.
"Hadi ama bebeğim, ben senle bir dakika bile küs kalamam. Şu çocuğu affet."
Damien'ın kendi kendini bu kadar aşağılamasına dayanamayarak "Pekala." diye mırıldanıp sırama oturdum. Bayan Capp bu derse gelmişti. Ders ultra sıkıcı olsa da düşüncelerimin içinde kaybolduğum için zamanın nasıl geçtiğini anlayamadım.
Diğer saatler birbirinin kopyası gibiydi.
Damien'ın sohbet etme çabası, Jessica'nın çok çabuk affettiğim için iğneleyen soğuk bakışları, asık suratı ve Erik'in alaycı sırıtışı...
Bir de arada bir göz göze geldiğim Adrian.
Çıkış zili çaldığında Adrian yanıma gelerek hafif sayılmayacak bir şekilde kolumu tuttu ve beni Jessica ile Damien'dan uzaklaştırarak,
"Erik'ten uzak dur." diye fısıldadı.
"Ama..."
Ben kaşlarımı çatınca yüz ifadesi ciddi olmaktan uzaklaştı.
"Lütfen." diye ekledi aceleyle.
"Tek bilmen gereken onun tehlikeli olduğu ve senin de tehdit altında olduğun."
Kolumu bırakmasını sağladım ve istemeden de olsa hafifçe güldüm.
"Hiçbir şey anlamıyorum inan bana. Bu çok saçma. Diyelim ki söylediklerin doğru, neden umursuyorsun ki beni? Tanışalı birkaç saat bile olmadı."
Harika bir şekilde güldü.
"Tüm kızlar aynı. Sana ilgi filan duymuyorum. Sadece uyarmak istedim. Belki anlarsın diye düşünmüştüm ama her zamanki gibi..."
Cümlesini tamamlamadan hızla çıktı sınıftan.
"Hiçbir açıklama yapmadan anlamamı mı bekliyorsun?" diye mırıldanarak iç geçirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah ve Mavi (Tamamlandı)
VampireÖlümsüzlük uğruna öldüren bir katilin yeni avına karşı bir şeyler hissetmeye başlaması onu istediğini elde etmekten alıkoyabilir mi? Bir avuç güvendiği insandan başka kimsesi olmayan Rose, aslında kim olduğunu bile bilmediğini öğreniyor ve ölmekle...